Kimin torunlarıyız biz.
Biz kimin çocuklarıyız.
Gerçekten merak eder dururum.
Sanki yedi kıtada hüküm süren...
Bir ecdadın torunları...
Kanlarıyla, canlarıyla...
Cumhuriyeti kuran Atatürk gençliği değiliz sanki.
Ne oluyor bize...
Sahi biz kimiz, neyiz,
Nasıl buralara kadar geldik
Ve nasıl böyle devam edip gideceğiz.
------------Ecdadımız kan akıtarak bu memleketi aldılar.
------------Torunlarıyız dediler, çalışmadan yan gelip yattılar.
------------AB, Amerika deyip, çirkeflere battılar.
------------Servet kazanmak uğruna ne tarihler sattılar.
30 Ağustos en büyük zaferimiz.
Nice canlar verdi vatan için neferimiz.
Lime lime etseler de, asla bitmez sevgimiz.
Ebediyen koruyacağız, en büyük aşkımız.

 

30 Ağustos Zafer bayramı, kahraman ordumuzun kazandığı şanlı zaferlerinden birinin günüdür.

30 Ağustosun mevcut günlerden biri olmasından öte, Türkiye Cumhuriyetin kurulmasında, temel harcı olan etkenlerden bir tanesidir.

Memleketin her tarafının düşman kuvvetlerince işgal edilmesinin ardından, tüm dünyayı kıskandıracak bir bir bağımsızlık ve vatan özlemiyle yanıp tutuşan bir milletin, kuruluşuna vesile olan bir gündür bu gün.

Birer birer düşman eline geçen vatanın o güzelim nadide yerleri, ancak düzenli bir orduyla geri alınabilirdi. Neye mal olursa olsun, namahrem eli değememeliydi bu cennet vatana. Elinden her şeyi alınmış, eli kolu bağlanmış olarak kişiliksiz ve ruhsuz bir yaşama mahkum olacakken, derin bir uykudan uyanır gibi titreyip kendine gelmiş, düzenli bir ordu  meydana gelmiştir. Bu ordu ki, yedisinden yetmişine, kadını, erkeği, kızı, oğlanı birlik olmuş tek yumruk halinde isitilacı güçlere adeta bir balyoz gibi indirmiştir.

Bu inanılmaz gücün verdiği olağanüstü bir  ruh  haliyle, adeta kötüye giden talihini de yenmiştir.

İşte o günden sonra birilik ve ve beraberlik ruhunun vermiş olduğu susamışlıkla yeni destanlar eklenir tarihimize. Afyon, Kütahya, Eskişehir, Dumlupınar, Sakarya...

Bir milletin gelecekteki kaderini değiştirecek olan bu zafer ve 22 gün, 22 gece süren yaman bir mücadeledir. O günlerde, insanlık duygularından yoksun, vahşi ve saldırgan bir düşmanın başını Türk'ün iman dolu göğsüne çarparak, inançla, itikatla paramparça ettiği bir taştır adeta. Öyle bir savaş ki; haksız, şuursuz ve kirli bir istilâ emelli kanı susamışların, Sakarya'nın köpürmüş sularında boğulduğu bir savaşın yıldönümünün günüdür bu gün.

Askeri dehasıyla ATATÜRK'ün, "Hattı-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır, o satıh, kanlarla sulanmadıkça düşmana terk olunmaz..." komutundaki anlamı çok iyi kavrayan ve bir enkazdan düzenli bir orduyla geleceğini hazırlayan kahraman Türk ulusu "Ya istiklâl, ya ölüm..." parolasıyla mücadele etmiş, özgürlük yolunda sapasağlam olan ilk adımı atmıştır.

Cennet vatanın bağrından adeta tırnaklarıyla düşmanı söküp atmaya kesin kararlı olan Türk ordusu, bütün gücünü toplayıp olmayan imkanlarıyla Ağustos 1922'de, tüm dünyayı kendine hayran bırakan bir mücadeleden yüzün akıyla çıkmıştır.

İşgal kuvvetlerinde her türlü bayağılık, şiddet, kan, ölüm... Diğer yanda iman dolu göğsünde Allah, vatan, millet bayrak ve bağımsızlık sevgisi.

Sonuç.

Sonuç dünyaya karşı gücünü ve kararlığının üstünlüğü olan Türk'ün, Türk milletinin varlığı.

İşte 30 Ağustos sabahı, bir milletin kurtuluşunda ilelebet yaşayacak yeni bir gün doğmuştu bu vatanın üzerine. Öyle bir zafer ki; istilâ güçlerinin ağzı salyalanan emellerine son veren, baskı ve zulüm altında olan bir milletin hür ve egemen yaşama yollarını aydınlatan bir meş'ale.

Zafer bayramınız kutlu olsun. Rabbim bir daha böylesine bir savaşı bize yaşatmasın. Memleketimizin ve milletimizin özgürlğüne giden böyle bir savaşı yapmaya mecbur etmesin.

Büyük bir özveri neticesinde kazanılan bu zaferin kıymetini iyi bilerek  hareket etmeli ve  titreyip kendimize gelmeliyiz.

...

------------30 Ağustos ta yanardağlar gibi kaynarım.
------------Dokunsalar atom bombası gibi patlarım.
------------30 Ağustos bayramı benim en güzel zaferim.
------------Ben bayramları, zaferleri adam gibi kutlarım.
Kanlarla yıkanmış memleketi asla satamam.
Canlarını feda eden ecdadıma, asla ama asla basamam.
Cumhuriyetten başka özgürlük inanın tanıyamam.
Bayramlarıma karışan olursa asla dlimi tutup susamam.
------------Bu ecdadın torunları asla yalan dolana kanmaz.
------------Bu bayramlar bitmez, vatanımın bayrağı inmez.
------------Bu sevgi, bu heyecan yüreklerde asla dinmez.
------------Bu kan bu damarda dolaştıkça, bu vatan bölünemez.
İşte biz böyle bir milletin torunlarıyız.
Türküz, müslümanız, hür yaşadık, hür yaşarız.
Hür yaşamaya devam edeceğiz.
Kısmet olursa (İnşallah) ...
Sevinçliyiz, mutluyuz, kıvançlıyız.
Daha nice 30 Ağustos zafer bayramları kutlayacağız.
Aslımıza dönüp titreyeceğiz...
Başımızı iki elimizin arasına alıp kendimize geleceğiz.
İnşallah kendimize geleceğiz, inşallah!!!

 

* Şiir “Ağlama Gülüm” adlı şiir kitabından Sayfa-63-64 / Kerim BAYDAK (Gündüz Yayınevi-2007)