ARAYIŞ, kimine göre nedenleri bilinmeyen, var sayımlar üzerine kurulu inatla süregelen bir olgu olmakla birlikte, bulduğunda ise insanı zamanla üzüntüye sürükleyen yada içinde büyüttüğü ulaşılması güç olan düşünceye sürükleyen bir olasılıktır...
Kimine göre ise taassubun ilacıdır, yersiz olduğu bilinen ama kişilerin etkisinden kendini bir türlü kurtaramadığı köhne zihniyetlerin aydınlığa adımıdır...
Elindekilerle yetinmeyip sınırları zorlamak, hatta hırstır...
Kimliğini bulabilme çabasıdır, insan kendini bilebilmesi için sürekli arayış içinde olmalı laf'ı güzaf içinde kıvranırken monotonluğa var gücüyle direnmeli, zahmetlidir belki biraz meşakkatlidir lakin insanlığı yerinde saymaktan kurtaran da bu dürtüdür...
Arayış bir insanın evrensel gelişimini tetikleyen özelliklerin başında gelir, kişiyi bulunduğu noktadan ilerilere taşır, yeterli merak ve arayış insanı her zaman istediğine olmasa da muhakkak bir yerlere ulaştırır...
Kimileri ise aradığı şeyi kendisi sanabilir hatta bu olguya sımsıkı bir şekilde hiç kopmamacasına sarılabilir böylelikle insanın algılama zayıflığından doğan tatlı bir yalanın içinde bir süre de olsa oyuncağına kavuşan bir çocuk gibi kendi kendine avunabilir...
Ancak aranılan asıl şey hep insanın içinde kalırmış kimi zaman kılık değiştirip kendini başka bir şeymiş gibi kabul ettirerek;
Kimi zaman sesin ve soluğun kesilip kısacık bir dalgınlığına dönüşerek;
Kimi zaman da bir el hareketinin nedensizliğine;
Kimi zaman bir bekleyişe;
Bir bakışın bulanıklığına;
Bir iç çekişin derinliğine ya da bir soluk alış verişin alışılmışlığına gizlenerek kalır...
Bazen farkında olmadan ararız neyi yada neleri aradığımızı bilemeden, kim bilir arayış içerisinde insan kendini bile bulabilir...
Arayış gönüllere su serpen huzurdur...
İnsan arayış içerisindeyken pişmanlıkların yaşanmaması adına elindekilerinin değerini bilebilmeli ve keşkeleri çoğaltmamalı...
Aradığınızı bulabilmeniz ümidiyle esenlikler dilerim...