Bilal KARADAĞ ve Mahir ALAN
İnsanın sağlığı her şeyden önce gelir. İnsan rahatsız olunca, hiçbir şeyin kıymeti olmuyor. Her şeye boş veriyor insan. Varsa yoksa bir an önce sağlığına kavuşmaktır insanın tüm düşüncesi ve kaygısı. Sahip olduğunuz mevcut hiç bir şeyin kıymeti olmuyor. İnsanoğlu biraz da nankör olmaktadır. Sağlıklı olunca hastalıklar hiç insanın aklın gelmiyor, hasta olunca iyi olabileceğine, sağlıklı olabileceğine hiç ihtimal vermiyor. Böyle bir tezatlık içerisinde yaşamaktayız.
Kadim dostum gazeteci, yazar Bilal KARADAĞ’ da rahatsızlığı nedeniyle Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Servisinde küçük bir operasyon geçirdi. Hastane odasında ziyaretine giderken, sağlıklı olabilmenin kıymetini daha iyi anladım. İnsan birkaç günde olsa hastanede yatması bile sağlıklı olabilmenin kıymetini daha iyi bilinmesi gerektiğinin farkına varıyor. Nitekim Bilal beyde bunu farkına varmış olmalı ki, “Allah hastanelerde yatanlara yardım etsin. Gerçekten çok zormuş” diyor.
İnsan sağlıktaki gelişmeleri görünce, kendini gönül rahatlığıyla hekimlerin o maharetli ellerine teslim edebiliyor. Hep deriz ya! “Allah doktorlara ve hastanelere düşürmesin; ama Allah eksikliklerini de vermesin.”
Kadım dostum Bilal KARADAĞ’ a geçmiş olsun derken, bir an önce aramızda görmek dileğiyle acil şifalar diliyorum. Geçmiş olsun.
*
Mahir kardeşimizin nur topu gibi bir kızı dünyaya geldi. Malum ailenin meyvesi çocuklardır. Aile içerisinde çocuk sesini duymaktan daha güzel bir şey olamaz.
Ebeveynlerin en büyük dileği, çocuklarının mürüvvetini görmektir, torun torba sahibi olmaktır.
Gençlerin de en büyük isteği de evlenmek çocuk sahibi olmaktır. Bu anlamda Mahir ALAN kardeşimizde bir kız sahibi olmanın mutluluğunu yaşadı.
Mahir kardeşim ev içerisinde çocuk sesi dışında kulağa hoş gelen başka bir ses olduğunu sanmıyorum. Tabi, kısmen gecelerde uykusuz kalmana sebep olsa bile!
Çocuk ailenin meyvesidir, çocuk evinin mücevheridir, çocuk ailemizin temel yapı taşlarıdır çocuk geleceğimizdir, çocuk güvenliğimizdir, anlayacağınız çocuklar her şeyimizdir.
Yaman haber sahibi Sayın Mahir ALAN kardeşim; dünyaya merhaba diyen, içimizden bir fert olacak olan yeğenimizin, ailesine, milletine, devletine ve dinine bağlı bir evlat olması temennisiyle hayırlı ömürler diliyorum.
Mahir kardeşim mutluluğunuza ve sevincinize ortak oluyor, hayırlı bir aile saadeti diliyorum.
Bu mutluluğunuzu perçinleştirecek bir kıssadan hisseyle perçinleştirmek istiyorum.
Yeni evlenen; biri küçük çocuk sahihi, diğeri çocuğu olmayan iki aile varmış. Çocuklu ailenin evinden gülme, mutluluk ve sevinç sesleri, kahkahalar gelirmiş, yandaki çocuksuz evde ise, ses, seda çıkmayıp, erkenden lambaları kapanmış olarak yatarlarmış. Bu hal çocuksuz ailenin dikkatini çekmiş.
Bir gün çocuksuz baba, çocuklu babaya; “sizin evden her gün sesler, gülmeler, kahkahalar geliyor, nedir bunun hikmet-i sebebi “ der. Çocuklu baba; bizim bir altıntopumuz var, hanımla birbirimize atar, oynar ve güleriz” demiş. Söylemdeki hikmeti ve espriyi anlayamayan çocuksuz baba; ertesi gün bir altıntop almaya gider. Akşam hanımıyla beraber altıntopla oynaması sonucunda hanımını hastanelik eder. Sabahında çocuklu babaya gelerek; “hani topla oynayarak güler, eğlenirdiniz, oysa ben hanımı hastanelik ettim deyince; kardeş “bizim altıntopumuz çocuğumuzdur, oysa sen gidip ağır olan bir altıntop yaptırdın, tabi ki hastanelik olursunuz” diye cevap vermiş.
Sizin de hayatınızın sevinç kaynağı olabilecek olan çocuğunuzun doğuşunu kutluyor ve hayırlı bir ömür diliyorum. Artık sen de bizden oldun!!!.
Kerim BAYDAK