Teknoloji son sürat ilerliyor, biz geriliyoruz.
Yürüyor, ataklar yapıyor, koşuyoruz, bir türlü yetişemiyoruz.
Her şey pahalılaşıyor, biz fakirleşiyoruz.
Her şey çoğalıyor, biz bakakalıyoruz.
İşin kaymağını belli kesim yiyor, diğerleri havasını alıyor.
Çok şey biliyoruz ama aslında hiçbir şey bilmiyoruz.
Altta kalanın canı kabilinden, gittikçe batıyoruz.
Binmişiz bir alamete gidiyoruz.
Nereye mi?
…
***
Kâr sandığınız o huylarınızı, bir an önce bırakmanızı salık veririm.
Çünkü bugüne kim yaptıysa, hep altında ezildi.
Unutmayın siz de ezileceksiniz.
Kâr sanıp, yanınıza kalacağını sandığınız, o yaptıklarınız var ya!..
Tepeye çıktığınızı düşündüğünüz, o edinimleriniz var ya!..
Cüzdanınızın kabardığı, yüreğinizin karardığı o uğraşlarınız var ya!..
Bir gün, günü geldiğinde, gözünüzü karartacak, yüreğinizi yakacak.
İçinizi ağrıtacak, boğazınızı tıkayacaktır.
Her şeyin bir vakti, zamanı vardır, acele etmeyin.
Nedir o öyle, insanların zaaflarından faydalanmak.
***
İnsanların zaaflarından faydalanıp, menfaat sağlamak doğru değil.
Hele hele sırtına yüklenerek, haksız kazanç sahip olmak, VAY BE!
Belki merdivenin son basamağına çıkmış olabilirsiniz.
Orada kalacağınızın garantisi yoktur.
Günü geldiğinde Esfel-i Safilin’e, Ğayya’nın en çetin yerine düşebilirsiniz.
Vallahi garantisi yoktur.
Sefasını bir süre sürebilirsiniz, ama sonrası?
İşte mesele, esas sefa veya cefa orada.
Takdir sizin!
***
Arkadaşsanız arkadaşlığınızı,
Dostsanız dostluğunuzu,
Akrabaysanız akrabalığınızı,
İnsansanız insanlığınızı bilin.
Gereğini yerine getirin.
Dünya bu günden, bir günden ibaret değil.
Ona göre hareket edin ve söylemde bulunun.
***
Belki, bazıları üstüne alabilir, alınabilirler.
Bu kişi ve kişilere atfen söylenmemiştir.
Binâenaleyh toplumda mevcut olan durumlar dile getirilmiştir.
Dürüstlüğün ve güvenin tesis edilebilmesi adına, insanların gereğini yerine getirmesi için söylenmiştir.
Kerim BAYDAK