Başlıktaki tespit Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a ait. Lakin bu veciz cümleye katılmamak mümkün değil.
Hakkımızda bazen şer bildiğiniz bir gelişme hayır, hayır bildiğimiz şer olabiliyor. Tarihin derin seyrine göz attığımızda bu argümanı rahatlıkla görebilmekteyiz.
CIA projesi olduğu bilinen ve Pensilvanya’nın üniformalı teröristlerince 15 Temmuz akşamı teşebbüs edilen darbe girişimi münasebetiyle, ülkede tamamen bir kaos ortamı oluştu.
Cumhuriyet tarihinde birçok darbeye maruz kalan ülkemiz, hiç bu kadar gaddar bir saldırıyla karşılaşmadı.
Geçmişimizde kışladan çıkıp sokakları tutan, kamu kurum ve kuruluşları teslim alan, etkili ve yetkili zevatları rehin alan pasifize eden hiç bir darbeci; milletin meclisini bombalamadı, sivil halkı ve emniyet mensuplarını kurşuna dizmedi, cumhurun sarayını ve de kamu kurumları ağır bombardımana tabi tutmadı.
O bakımdan bu darbenin adı; dış mihraklarca tasarlanan, yerli piyonlarca gerçekleştirilmeye yeltenilen kanlı bir saldırıydı resmen.
Malum olumsuzluklara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi 15 Temmuz bizim için Cenab-ı Allah’ın bir lütfuydu.
Çünkü bu vesileyle ülkenin tüm kurumlarında etkili ve yetkili makamlara yıllarca sızan paralel yapının elemanları bir bir görevden uzaklaştırılıyor.
Kamu kurum ve kuruluşlara karabasan gibi çöreklenen malum yapı, bir şekilde tasfiye ediliyor.
OHAL’in de uygulamaya konulmasıyla birlikte bir şekilde ülkemiz söz konusu yapının yıllardır süregelen tahakkümünden, korku dünyasından kurtulmuş olacak.
Düşünebiliyor musunuz, 15 Temmuz’dan günümüze dek 100 bine yakın paralelci tasfiye edilmiş, kimi tutuklanmış kodese tıkanmış, kimisi de tutuksuz yargılanıyor…
Ayrıca paralelcilere yönelik bunlar yapılırken, muhalefet partileri de hükümetin yanında yer alıyor.
Eğer 15 Temmuz olmasaydı bu kadar tutuklama, bunca yargılama, bu denli tasfiye girişimi asla mümkün olamazdı.
Muhalefet liderleri her platformda kıyameti koparır, Erdoğan’a ve hükümete yönelik hasımane tutum sergilemekle birlikte toplumda infial oluştururlardı…
Daha önce cumhurun sarayına gitmemeye yeminli olan muhalefet liderleri, bugün saraya gidip Erdoğan ile birlikte karar alıyor, uyum sağlıyorlar.
Paralel yapının tasfiyesine onay veriyor, hükümetle birlikte hareket ediyorlar. Harbiden Türkiye bu uyuma, bu dayanışmaya susamış, birlik ve beraberliğe hasret kalmıştı.
Dolayısıyla böyle devam ederse ülkemiz zamanla paralelcilerden kurtulacağı gibi, aynı zamanda her anlamda önemli merhaleler de kat edecektir.
Bütün bunları göz önüne getirerek darbe girişimini Allah’ın bir lütfu olarak görüyoruz.
Selami, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…