Hikaye bu ya...
Kralın biri Sarayında otururken, pencereden sesler gelmiş.
''Güzel elmalarım vaaaaaar!''
Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. Etrafında da müşteriler varmış.
Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış;
- Al sana 5 altın, koş bana elma al.
Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış;
- Al sana 4 altın, koş elma al.
Vezir, saray görevlilerinden birisini çağırmış;
- Al sana 3 altın, koş elma al.
Saray görevlisi muhafız komutanını çağırmış;
- Al sana 2 altın, koş elma al.
Komutan nöbetçiyi çağırmış;
- Al sana 1 altın, koş elma al.
Nöbetçi çıkmış yaşlı ihtiyarı yakasından tutmuş ve "Hey sen, ne bağırıyorsun?
Burası han mı, yoksa saray mı?
Defol buradan, arabana da elmalara da el koyuyorum."
Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş ve iyi dalavere çevirdim;
- İşte, 1 altına yarım araba elma.
Komutan saray görevlisine dönmüş;
- İşte, 2 altına bir çuval elma.
Saray görevlisi vezire dönmüş;
- İşte, 3 altına bir torba elma.
Vezir, baş vezire dönmüş;
- İşte, 4 altına yarım torba elma.
Baş vezir kralın huzuruna çıkmış;
- İşte, 5 altına beş elma aldım kralım. Aynen emrettiğiniz gibi.
Kral oturmuş ve şöyle bir düşünmüş.
''Beş elma - Beş altın.
Bir elma-bir altın ve halk elmalara hücum ediyor...
Demek ki vatandaşın durumu çok iyi.
Vergileri hemen artırmak lazım...!!!“
Günün birinde Süleyman Demirel miting yaparken alandaki vatandaşlara demiş ki " bu düzen değişecek "
Bir vatandaşta alandan Süleyman Demirel'e seslenmiş " sayın başkan düzen halinden memnun da bu düzülen ne zaman değişecek sen onu söyle bize" demiş.
Kendimize sormamız gereken soru bu cümle de gizli.
Problem düzende mi yoksa düzülende mi?
Her şeyin sebebi iktidar mı yoksa onları alkışlayanlar da mı?
..... ben cevabını bilmesine biliyorum da, siz biliyor musunuz onu merak ettim!