Herkes, çok güzel bir yaşam ve beraberindekileri (her ne olursa) istiyor.

Herkes, her şeyin en güzeline sahip olmak istiyor.

Kimse, en güzele sahip olmak için, ne yapmak gerekiyor, nasıl yapmalı, hiç düşünmüyor.

En güzel kadına, erkeğe, en güzel eve, en güzel arabaya, zengin olup akşama kadar yatmak, bir eli yağda bir eli balda, yediği önünde, yemediği ardında olsun istiyor.

İstemek güzel de, bunun için ne yapmalıyım diye kendine hiçbir soru da sormuyor, sorgulamıyor.

Özellikle yeni evliler, ya da yeni evlenecek yaşa gelenler, gelecek için aşırı beklenti içerisine giriyorlar.

Hayatın vazgeçilmezleri olan birçok gerçeği göz ardı ediyorlar.

Herkes, belki de gücün yetmeyeceği, gerçekleşmesi mümkün olmayan beklentiler içerisine giriyor.

Kimse, sevgi, saygı, hürmet, fedakârlık, hürmet, şefkat, mutluluk, huzur, kanaat, şükür, hamd… gibi değerlerin olduğu sıcacık bir yaşam ve terbiyeli, dürüst, ahlaklı bir şey olsun istemiyor.

Çeşitli beklentiler içerisinde, hayal edilen bir hayat, ne yazık ki hüsranla sonuçlanıyor ve hayat âdeta zindana dönüyor.

***

İnsanlar söyledikleriyle, yaptıklarıyla, tavırlarıyla, kendini ya yüceltir ya da köreltir.

O yüzden dikkatli olmak gerekir.

***

Savaş ortamında mı, huzur ortamında mı yaşıyoruz, belli değil.

Hep birilerini suçlayarak yaşamaya gayret ediyoruz.

Çoğu zaman kusurlu olduğumuz halde, başkalarını dağ gibi, kendimizi düz ovada giderken görmek istiyoruz.

İnsanların arkasından konuşuruz, yerden yere vururuz.

Ben söylersem doğrudur, teranesinden kendimizi kurtaramıyoruz.

Her şeyi kendimize benzetmeye çalışıyoruz.

İşimizi, eşimizi, aşımızı, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, komşularımızı…

Bütün söylenenlere karşı çıkıyor, benlik duygusuyla hareket ederek, bizi kabullenmelerine uğraşıyoruz.

Bir türlü başkasını değiştiremeyeceğimizi, bizim gibi olmaya zorlayamayacağımızı düşünmüyoruz, kabullenmiyoruz.

Herkesin hataları, kusurları vardır.

Artık at gözlüklerini çıkararak, etrafımıza bakmanın zamanı geldi sanırım, hatta geçti bile!

Birilerini suçlayarak, kendimizi kandırmanın zamanı değil.

Herkesi hoş görmek, en güzel hasletlerdendir, unutmayalım!

Kerim BAYDAK

[email protected]