Diyanet işleri başkanının o açıklaması gündemi sarsmaya devam ediyor.Birçok kesim tarafından da eleştiriliyor.
DİB Başkanını ben de beğenmiyor ve hem yaptığı hem de yapmadığı icraatlarını eleştiriyorum.
Özellikle Başta Ensar Vakfı olmak üzere diğer bazı konularda neden ses çıkarmadığı için çok eleştiriliyor. Ancak doğruya doğru bu son açıklamasında da hiçbir kişi, kurum veya derneği hedef almamıştır. Sembolik Cuma hutbesinde söylemiştir o tartışılan sözleri...
Ancak kim ne derse desin, biz bu açıklamasını doğru buluyor ve İslamın emri olarak görüyoruz.
Oysaki söz konusu açıklamaya bu boyutta karşı çıkılacağına ;
“Sayın başkan bu açıklamanız çok yerinde ve destekliyoruz. Ancak biz sizden önümüzdeki Cuma hutbesinde de HIRSIZLIK, İSRAF, KUL HAKKI, TORPİL, ÇOCUK İSTİSMARI, ADALET , FAİZ vs. konularında Yüce dinimiz İslamın ne emrettiğini anlatmanızı bekliyoruz” dense daha iyi olmaz mıydı.
Ama böyle yapmayıp hemen karşı saldırıya geçmek bırakın bir fayda sağlamayı ; tam tersine iktidarın ekmeğine yağ sürüyor ve “Al da at” dercesine “Gollük pas” veriliyor.
İktidar ; “ Kardeşim siz Zinayı ve eşcinselliği mi savunuyorsunuz “ dese ne cevap verilecek. Bunu hesaba katan yok.
Sonra “Sesi çağlar öncesinden gelen şahıs” diyen densize de sessiz kalmamalı gereken cevap verilmelidir. UNUTMAYIN “Çağlar öncesi”nden kasıt Yüce Kur’an’dır İslam’dır.
Tabi burada iş İktidara düşüyor. İktidar ciddi bir sınavla karşı karşıyadır.
Eğer samimi ise, eğer gerçekten bu konulardan rahatsız ise;
Hemen , hiç beklemeden Kendisinin “Zinayı suç olmaktan çıkarttığı yasayı” ve Eşcinselliğin,ahlaksızlığın, sapıklığın önünü açan “İstanbul sözleşmesini” derhal iptal etmelidir.
Ahlaksızlık, LBGT, namusuzluk, sapıklık asla özgürlük olamaz. Bu konularda da çok acil olarak yasal düzenlemeyle yasak getirilmelidir.