Hepimiz bozulmuşluğun içindeyiz! Bazıları çok etkilenirken bazılarımız ise direniyoruz, millet olarak da en büyük eksikliğimiz düşünmememiz değil mi zaten sorgulamadan, düşünmeden, karşı çıkmadan, rahat yaşam daha kolay geldiğinden onurumuzu ayaklar altına alıyoruz…
İnsan onurunu sattıktan sonra insanlık anlamında neyi kalmıştır ki, her insan farklıdır, fazla sorgulamayın insanları anlamak da zordur. Anlamayın onu yaşayın en azından yüzsüzlükleri görmek adına, bardağın hep dolu tarafından mı yok sa boş tarafından mı bakmalı, evet size söylüyorum güzin ablalar, psikologlar, sosyologlar ve de tabi ki çok bilmiş sosyal içerikli mesaj vermeyi sevenler size söylüyorum…
Her defasında ben mutluyum diyorsun! bana ne senin mutluluğundan, öyle çok ki birisinin acısından keyif duyanlar, vicdanından uzak bakanlar geçici eğlencelere sırt dayayıp da kendilerini iki ayaklı adam sanan insancıklar…
Öyle çok ki Yaradan’ın adına yaşamayan benlikler içinde “an”larda değerlendirebilecekleri tek şey zamandır. Onlar için de bu anlar içlerindeki arzuların tatmin edebileceği yegane zamandır. Yaşanmayan haz alınmayan, lezzet alınmayan anlar onlara göre değil se bize, hatta bana göre boşa gitmiş zamanlardır…
Mehmet Akif’ in dediği gibi “ ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır” Allahın adaleti iyi ki var! kulun adaleti de ne ola ki SEVGİLERİMLE…