Dün Osmanlı’yı yeryüzü sahnesinden silmek ve bu milletin ecdadını dünya kamuoyu nezdinde zelil duruma düşürmek için türlü hinliklerin odağında yer alan Siyonist ve Emperyalist odaklar, günümüzde de boş durmuyorlar: 

                Geçmişte Sultan II Abdulhamid’e Filistin’de toprak talebinde bulundular, bugün Anadolu’nun doğusunda Rum Pontus’u kurmanın, Güneydoğu’sunda ise Arz-ı Mev’ud projesini gerçekleştirmenin peşindedirler.

                O gün dönen dolapları fark eden Abdulhamid, Siyonistlerin talebini elinin tersiyle itince, dönüp Abdulhamid’e “kızıl sultan” yakıştırmasında bulundular.

                Günümüzde ise malum şer çevrelerin torunları çıkmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 3. köprünün durdurulmasını, kanal İstanbul’un yapılmamasını, 3. havalimanı projesinden vazgeçilmesini istiyorlar.

                İstekleri cevapsız kalınca, talepleri olumsuz karşılaşınca başladılar Erdoğan’a “diktatör” demeye.

                Dün Abdulhamid’e söz geçiremeyince, düzenlemiş oldukları Basel konferansında Osmanlı’yı yerle yeksan etmenin ve sultanı devirmenin planlarını yaptılar. Planların uygulanması için hiç bir olumsuzluktan kaçınmadılar…

                Bugün ise, isteklerine olumsuz cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek ve ülkenin doğusunu parçalamak için başta türlü terör olayları olmak üzere, birçok senaryo hazırlayıp hayata geçiriyorlar. 

                1890 yılında İngiltere Başbakanı William Ewart Gladstone’un Ortadoğu Danışmanı Fitzgerald,  Daily Newse Gazetesi muhabiri adı altında Osmanlı’nın Başşehri İstanbul’a gelir. Burada Ermeni liderlerinden Mihran Damadyan ile görüşür ve şunu söyler:

                “Biz Osmanlı devletini yıkıyoruz. Ancak siz yıkılmanın erkene alınması için ayaklanır, sık sık çeşitli eylemlerde bulunursanız, yeni kuracağımız devlette size bir toprak parçası vereceğiz…”

                Bunun üzerine Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ikamet eden Ermeniler, belli bir plan ve program çerçevesinde başlar eylemler düzenlemeye…

                Yüzyıllarca birlikte iç içe yaşamış oldukları Anadolu insanını bir bir katleder, yerleşim birimlerine baskın düzenler, gözüne kestirdiklerine arkadan hançer saplarlar. 1915 yılına dek ellerinde ne geldiyse yapmaktan geri durmazlar…

                Günün birinde ise, padişahı katletmeye yeltenir ve tesirli bir bomba hazırlarlar: 

Cuma namazını eda etmek üzere Yıldız Sarayı avlusundaki camiye giden sultanı takibe alırlar. Camiden çıktığı an pimi çeker, ama hedefine ulaşamazlar.

Günümüzde ise, aynı mihrakların torunları Tayyip Erdoğan’ı devirmek amacıyla içerideki uzantılarıyla birlikte Cumhuriyet mitingleri düzenlediler.

Gezi eylemlerine kalkıştılar. Geziciler İstanbul’daki Başbakanlık ofisine yürüdüler. Doğu ve Güneydoğu bölgelerini sürekli kana buluyorlar…

Başta Ankara ve Suruç olmak üzere çeşitli ortamlarda onlarca kanlı eylemler düzenlemekten kaçınmadı ve halen de kaçınmıyorlar…

Kısacası dün bu milletin ecdadının başına çorap örenler, bugünde torunlarının başına örmenin gayretindedirler.

Çağlar değişmiş olsa bile, şer odakların oyunları hep aynı.

Dün toplumun temeline kastetmeyi göze alanların hedefinde Sultan II Abdulhamid vardı, bugün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

 

 

                                                                                                              Bilal KARADAĞ

[email protected]