Muhalif, “Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olan, aykırı olan kimse”dir ama muhalefet, aynı değil. Merak etmeyin, bunu biraz açacağım…

Düşünen, yazan, araştıran, okuyan insanların muhalif olması kaçınılmazdır ama bugünkü “muhalif” olduğunu sananlar, sadece muhalefet yapıyor, daha doğru bir ifadeyle yaptığını sanıyor.

AK Partiden önce “yandaş medya” lafını kullanana çok sık rastladığımı söyleyemem. En azından iktidara gelmesi hiç mümkün olmayan bazı çevreler, hükümete yakın gazete, dergi ve televizyonları “yandaş/malum medya” diye suçlardı ama bu ses çok cılız kalırdı. Oysa bugün, belli bir yayın organını “yandaş medya” diye suçlayanlar, dün “yandaş medya” olmakla övünenlerdi.

Ancak, onlar bunu karşı tarafı suçlama adına yaptıklarını söylemiyor, salt bir muhalefet olsun diye karşı çıkmıyorlar; muhaliflik kanlarında var, ondan…

Tabii yerseniz…

Muhalif, farklı düşünen, farklı yaşayan, farklı inanan ve sadece kendisine sunulanı alarak, kabul etmeyen kimselerdir.

Muhalif, her inançta, her düşüncede, her ırkta ve her mezhepte bulunur.

Koyun sürüsünden ayrılandır belki de muhalif.

Hazır lokma yemeyendir; okuduğu kitabı, gazeteyi, izlediği televizyonu, dinlediği radyoyu sorgulayandır, gerçeği araştırandır.

Lideri ne diyorsa aynı ağızla konuşan değildir mesela muhalif.

Bir dernekte, bir örgüt, bir vakıfta, bir siyasi partide veya bir çay ocağında herkes aynı şeyi söylüyor diye, kendisi de aynı şeyi söylemek zorunda kalmayan kişidir muhalif.

Bu açıdan baktığımızda Türkiye’de muhalif yok, muhalefet etmeye çalışanlar var, hepsi bu.

Muhalifin tavrı, iktidara göre şekillenmez.

Muhalifin tavrı, muhalefete göre de şekillenmez.

Bir yanlış varsa, buna muhalif olur; yanlışı yapanın kim olduğuna bakma gereği bile duymaz.

Bir değer yargısı da olur muhalefetin…

Oysa bizde muhalif olmak, iktidara karşı tavır almak olarak algılanıyor.

İktidar doğru da yapsa, yanlış da yapsa, kendisinin tahayyül dahi edemeyeceği güzellikleri de insanlara sunsa, muhalif olması gerektiğine inanır.

Aynı şekilde, oy versin vermesin, bir başka muhalefet partisi, kan da akıtsa, insanlara hayatı zehir de etse, saçma sapan tekliflerle de gelse, insanlara hayatı zehir edecek girişimlerde de bulunsa “muhalif” tarafı dumura uğrar, bir türlü çalışmaz, aklına da gelmez.

Oysa muhalif olmakla muhalefet etmek aynı değildir.

Muhalefet etmek, daha çok siyasi partilerin kendi çıkar ilişkileri, siyasi hesaplarıyla bire bir örtüşmüş bir haldedir.

Muhalefet, bu açıdan anlamını yitirmiş, kelimenin içi boşaltılmış ve değersizleştirilmiştir.

Ama muhalifin bir anlamı olmalı, bir duruşu bulunmalı; beğenilsin, beğenilmesin değişmez/değiştirilemez olduğu bilinmeli.

Ne yazık ki, çok şeyi yozlaştırdığımız gibi, “muhalif” olmayı da yozlaştırdık, “muhalif” kalmayı da beceremedik.

Siyasi düşüncemiz, değer yargılarımızın önüne geçtikçe, kişiliğimiz bozulmaya başladı, yozlaştıkça yozlaştık. Bu defa, yozlaşmış halimizin herkesin kabul etmesi gerektiğine inanarak tepki vermeye başladık.

O nedenle akademisyenlerin “teröre destek” bildirisine, sadece siyasi gözle baktık, sadece siyasi kazançla veya kayıpla yaklaştık.

Sadece o değil, ortaya atılan her sav, getirilen her düşünce, yapılan her eleştiri, “bize ne kazandırır, ne kaybettirir” mantığıyla değerlendirdik.

Ve sonuçta hepimiz yandaş olduk, birisi o tarafa, birisi bu tarafa, bir diğeri öbür tarafa…

Zira yandaşlık, iktidara yakın olmak, onu allayıp pullamak değildi; iktidar olmayanlara yakın olmak, onları allayıp pullamak da aynıydı…

Bir toplum için “muhalif” kesimler aslında bir kazançtır.

Ufuk açar muhalifler…

Olaylara farklı pencereden bakmanızı sağlar mesela…

Size sunulan ve görmenizi, duymanızı, inanmanızı istenen şeylerin koca bir yalan olduğunu gösterendir muhalifler…

Bu açıdan, muhalifini kaybeden, muhalif duruşunu yitiren toplumlar, olayları sağlıklı değerlendirme ve doğru karar verme imkânını da ne yazık ki kaybederler.

Bugün biz yitik bir değerimiz gibi, muhalif yanımızı kaybettik, hangi köşede, hangi bucakta olduğunu arayıp bulmamız gerekiyor.

 

Tweetimden seçmeler

Okumak, sadece yeni şeyler öğrenmeyi sağlamıyor. Aynı zamanda sürekli yenilenmenizi sağladığı gibi, psikolojinizi de düzeltiyor. Söyleyeyim!