Geçtiğimiz günlerde kayıt yaptırmak amacıyla Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne giden iki kız öğrenci, kampusta neye uğradığına şaşırıyor:
Kendilerini güya çağdaş olarak tanımlayan bir grup kız öğrenci, kayıt yaptırmaya giden hemcinslerine; başını kapattıkları için taciz ve hakarette bulunuyor. Bununla da yetinmeyerek, kampustan dışarıya çıkartıyor!
21. yüzyılın Türkiye’sine yakışmayan malum manzarayı, tüm Türkiye ekranlarda izledi.
Akabinde ne oldu biliyor musunuz?
ODTÜ tacizcilerinin, okulda barış için merdiven boyarken resimleri düştü sosyal paylaşım sitelerine.
Düşünebiliyor musunuz; söz konusu öğrenciler, hem okula giden başörtülü kızların başındaki bir metrelik beze tahammül edemeyerek saldırganlaşıyor, hem de elinde fırçayla barış için merdiven boyarken görüntüleniyor.
Herhalde bu fotoğraf, başörtülülere saldıran öğrencilerin samimiyetini çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
Bunun adına barış değil; bukalemunluğun, riyakârlığın dik alası denilir:
Barışçıl olanlar, kişileri rengine, diline etnik kimliğine, inancına, mezhebine kısacası her türlü farklılığına bakmaksızın kucaklar ve herkese hoşgörüyle yaklaşır.
Barışçıl olanlar demokrasiye inanır, hiç kimsenin kafasındaki bir metre beze kafayı takmaz. Eşref-i mahlûkat olarak tabir edilen insanları hor ve hakir görmez.
Neymiş efendim: Başörtülüler yobazlarmış, çağdışılarmış, medenisizlermiş vesaire…
Hadi oradan!!!
Eğer kabak çiçeği gibi açılıp saçılmakla, mahrem yerlerini uluorta teşhir etmekle çağdaşlık olunuyorsa; Amazon ormanlarında libassız dolaşanlar, dünyanın en çağdaş insanları olurlardı!
Artık Türkiye’nin eski Türkiye olmadığı, gökkuşağı misali tüm renklerin bir arada yaşamaya doğru yelken açtığının gür sesini sağır sultan bile duydu; ama her ne hikmetse, bazı despot beyinliler duyamıyor!
Bilal KARADAĞ