Bir süreden beri devam eden sağlık şikâyetleri 30 Ağustos gecesi yaklaşık 1500 kişinin hastaneye başvurmasıyla ulusal basına da yansıdı.
Şikâyetlere bakınca ilk akla gelen su kaynaklı olması, ancak belediye yetkililerinin açıklamalarına göre su ile ilgili bir sıkıntı olmadığı söyleniyor. Kaymakamlık ise tedbir amaçlı şebeke suyunun içilmemesini salık veriyor. Böyle olunca da marketlerde neredeyse su kalmadı ve içme suyu sıkıntısı başladı.
Henüz net bir şekilde sonuç alınmış değil ama ben de sorunun şebeke suyundan kaynaklanmadığını düşünüyorum. Zira aynı şikâyetler Adıyaman merkezde ve Malatya gibi komşu illerde de görülüyor.
Benim aklıma iki sebep geliyor. Ya enkaz kaldırma çalışmaları sırasında çıkan toz bulutunun sağlığı etkilediği (bu çalışmalar sırasında su püskürtülerek tozun önlenmesi gerekirken önlem alınmıyor) ya da kovit misali yeni bir virüsün etkisine girdik ve yetkililer bunu saklıyor.
Sebep her ne olursa olsun yetkililer gerçekleri bir an önce açıklayıp vatandaşı bilgilendirmeli ve önlem ne ise alınmalıdır. Özellikle deprem bölgelerinde enkazdan çıkan tozdan etkilenmemek için o işlerle uğraşan kişilere maske zorunluluğu getirilmelidir diye düşünüyorum.
Önümüzdeki 20 yılda özellikle enkaz kaldırma işinde çalışan kişilerde kanser vakalarının görüleceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Bu nedenle bu işlerle uğraşan vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi gerekir.
Tekrar salgına dönersek 30 Ağustos gecesinden bu yana toplu şikâyetler yok ama vatandaşlardan alınan bilgiye göre tehlike devam ediyor, hastalık bitmiş değil.
Bir an önce açıklama, bir an önce önlem bu görevde sağlık bakanlığına düşüyor.
ASIM ÖCAL
03 09 2o23