Demokrasi Parkı yeşil alanı, Adıyaman’ı yeterli gelmiyor.

Gündüz, yaşlı emeklilerin, akşam belki de yabancı madde kullanıcıların emrinde gibi.

Kütüphane de yıkıldı, alan biraz genişledi. (Başka bir yere yapılması elzemdir)

Cumhuriyet Okulu’nun tarihi binası muhafaza ve korunmak şartıyla, kalan alanı da Demokrasi Parkıyla birleştirilmelidir.

Müzenin yeri ve “Adam gibi bir yer ”in de kamulaştırılıp, yeşil alan olarak düzenlenerek Demokrasi Parkına dâhil edilmelidir.

Belki o zaman Adıyaman da yaşayanların tamamen faydalanabilecekleri yeşil bir alan olur ve bir ihtiyacı giderebilir.

Artık Park alanın tamamen genişletilerek kullanıma açılması elzem hale gelmiştir.

İnsan başka şehirlerde ki yeşil park alanlarını görüyor da…

*

Görüntüde aynı kemik için ölümüne kavga edenler, kimselerin görmediğini düşündükleri kuytu köşelerde, aynı kemiği rahatlıkla paylaşabiliyorlar.

Herhalde konjonktür dedikleri şey onu gerektiriyor demek ki!

Ne zamana kaldık yarabbi!

*

Olması imkânsız denilen şeylerin (her şey) gerçekleştiğine şahit olduğunuz da, şaşırmış vaziyette... hayretler içerisinde kalıyorsunuz.

**

Herkes bir gün, bir sefer ölecek, istemeseniz de....

*

Bazen masada ( dört köşe, dikdörtgen, yuvarlak) öyle şeyler konuşulur ki...

Başkalarına kahır, kaygı,

Kendilerince sanki himmet saygı.

Kimine uhrevi, kimine dünyevi…

*

Bir türlü çaresini bulamadılar.

Şu yanan çöplerin dumanları, hastaneyi geçip, evimizin yanına kadar ulaştı.

*

Parayla alışveriş yapan bir adam geliyor.

30-35 yaşlarında, kirli bir sakalı var.

Fizikî görüntüsü insana güven vermiyor.

Ağzında maske var, güya Korona’dan korunuyor.

Arada bir hapşırıyor.

Elbette ki hapşıracak tabi, sorun yok yani.

Sıkıntılı olan taraf, maskeyi çıkarıp hapşırıyor, tekrar maskeyi takıyor. 1,2 3, artık dayanamıyorum.

"Sen Korona’dan korunuyor musun, yoksa bulaştırıyor musun? Barı maskeyle hapşırsan olmaz mı!" diyorum.

Pelpel, tuhafça yüzüme bakıyor, ne “evet” diyebiliyor, ne de “hayır” diyebiliyor.

Neyse ki fazla beklemeden gitti.

Ne bileyim yani?

 İnsanın aklına çok şey geliyor yani!

*

Hava karanlık ve sıcak mı sıcak.

Korona korkusu ve sivrisinek midir, ivez midir nedir korkusuyla karışık bir kaşıntı!

*

Bu hafta sonu, serin havada, kuş sesinin eksik olmadığı o ırmağın koynunda, ince belli bardaklı çay içimli sohbete beklendin de bir türlü gelmedin.

Neydi sorun olan!

*

BAYRAM GELİYOR, MASKE, MESAFE VE HİJYEN’E )TEMİZLİK KURALLARINA DİKKAT EDELİM! Yaşamak güzel.

Kerim BAYDAK

[email protected]