Yine mi tarım dediğinizi duyar gibiyim evet yine tarım. Zira tarımın sorunları azalmıyor artıyor. Geçen yıl aralık ayında Antalya’da tohum üreticilerinin toplantısına katılmış izlenimlerimi de sizlerle paylaşmıştım. Orada gördüm ki aslında bakanlık düzeyinden en alt birimlere kadar herkes sorunu çok iyi biliyor, araştırmalar yapılmış sonuçlar tahlil edilmiş. Öyle ya Adıyaman’ın Besni ilçesi Dörtyol köyünde çiftçilik yapan bir kişi bunları bilecekte, elinin altında tüm veriler olan bakanlık yetkilileri bilmeyecekler mi?

Kısacası herkes her şeyi biliyor ama kürsüye çıkan tüm bürokratlar konuşmasına başlarken ya da bitirirken Emine hanıma teşekkür etmeden inmiyor. İşte sorun da tam burada başlıyor. Bu makama liyakat ile değil, biat ile gelirsen o makamda kalabilmek için doğruları değil istenileni yapmak zorunda kalırsın.

Tarımla ilgili olarak yıllardan beri onlarca yazı yazdım, bu yılın Mayıs ayında ulusal düzeyde yayın yapan bir Televizyon kanalının ana haber bültenine canlı yayında konuk oldum. Dilimin döndüğünce, sürenin yettiğince çiftçilik yapan biri olarak sorunlarımızı anlattım.

pandemi dönemi tarım için bir ışık oldu sanmıştık, artık tarımın değeri anlaşılır demiştik ama yaşananları görünce değişen bir şey olmadığını gördük. Bu iktidarın tarım politikası tamamen ithalat üzerine kurulu. Bu nedenle ülke tarımı devamlı geriye giderken ithalat yaparak başka ülkelerin çiftçilerini destekler duruma düştük. Oysa bu iktidar bir yıllık ithalata verdiği parayı kendi çiftçisine destek olarak verse birkaç yıla kalmaz ülke ithal eder halden ihraç eder hale gelir.

Size bir örnek vereyim: Emperyalistlerin emelleri nedeniyle yıllarca iç savaş yaşayan Irak, son yıllarda tarım politikalarındaki iyileştirmelerle buğday ithalatına son verdi ve bu stratejik üründe kendi kendine yeten ülkeler arasına girdi.

Bloomberg’de yer alan habere göre orta doğunun bir zamanlar en büyük buğday ithalatçısı olan Irak, bu yıl üst üste üçüncü kez buğday ithal etmeyecek. Yaşanan iç savaşın ardından tarıma ağırlık veren Irak’ta bu sezon buğday ekilen arazi miktarı %30 artış gösterdi. Bunda bakanlığın sulama sistemlerine yatırım yapması ve kuraklığa dayanıklı tohumların kullanılması büyük etki yaptı.

Biz ise Dünyanın en çok buğday ithal eden ülkesiyiz. Yıllık yaklaşık 2,5 milyar dolar ödüyoruz. Bizi sırasıyla Mısır, İtalya, Filipinler, Endonezya, Brezilya gibi ülkeler takip ediyor.

ABD tarım bakanlığının ‘Dünya Tarımsal Üretimi’ Nisan 2020 raporuna göre Türkiye’de buğday ekilen alanın 2020 de 7,8 milyon hektardan 7,2 milyon hektara düşeceği öngörülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bu yılın ilk beş ayında 4,3 milyon ton ( geçen yıla göre 900 bin ton daha fazla) buğday ithalatı yapıldı. Buğday ithalatındaki artış makarna ve un üretmek için yapılıyor deniliyor. Oysa destek verilse yanlış politikalarda ısrar edilmese o buğdayı da üretecek durumdayız. Ancak son 18 yılda izlenen politikalar nedeniyle buğday üretimi yapılan 24,5 milyon dekar arazide artık üretim yapılmıyor. AKP iktidarı döneminde tarımda ithalata toplam 104,6 milyar dolar ödendi. 683 bin 265 çiftçi tarım yapmaktan vazgeçti. Tarımda çalışan kişi sayısı 7 milyondan 5 milyona düştü. Gençler tarımdan uzaklaştı, ülkemizde tarımla uğraşanların ortalama yaşı 55 in üzerinde. Dünyadaki 125 ülkeden 136 tarım ürünü ithal ediyoruz. Geçen yıl 38 bin ton zeytinyağı, 136 bin ton çay ithal ettik. Daha yeni Venezüella’dan peynir, pirinç, yerfıstığı çikolata v.s içeren gıdaların sıfır gümrükle ithalatı için imza attık.

Yıllık ithalat kalemleri içinde brokoliden fasulyeye kadar geniş bir yelpaze var ve en büyük yara da Pamuk ve Buğdayda.

CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal’ın tarımla ilgili 60 sayfalık harika bir çalışması var.

İthalat için ödenen her bir dolar ithalat yapılan ülkenin çiftçisine destektir. Onun yerine kendi çiftçimizi desteklesek, tarımsal sulama ile ilgili çalışmalara hız versek, gübre-mazot- tohum gibi girdilerin fiyatlarını düşürsek ülkedeki üretim ikiye katlanır ve ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna geliriz.

Irak kadar da mı olamıyoruz lafla yerlilik, millilik olmaz devlet destek olmuyorsa köstek de olmamalı. Kalın sağlıcakla……………..

ASIM ÖCAL

23.8.2020