Tam 8 aydır, sevgi mi, muhabbeti mi göstermek babında, herhangi bir büyüğümün elini öpmüş değilim.

En başta da aile büyüklerimin elini…

Korkum, endişem, onlardan virüsü kapmak değil!

Tam tersi, varsa virüsü onlara bulaştırabilme korkusu ve endişesi.

Onları koruma ve kollama!

Ah be Korona, bizi ne hallere koydun.

***

Sağıma bakıyorum bu illete yakalanmış birileri

Soluma bakıyorum başka birileri yakalanmış,

Sevdiklerim, arkadaşlarım, dostlarım, sokak, mahalle tanıdıklarım, hemşehrilerim…

Çok, ama çok dikkatli olmamız gerekiyor.

***

Bedenimizin herhangi bir yeri ağrısa, korkudan doktora gidemiyoruz.

Gitseniz de istediğiniz tedaviyi alamıyor, yapamıyorsunuz doğal olarak.

Hastanelerin her yeri Koronalılara tahsis edilmiş.

Ameliyatlar bile askıya alınmış ya da ötelenmiş durumda.

Haydi bilim adamları, haydin ama artık!

Bir an önce şu aşıyı bulunda rahatlayıp korkusuzca bir nefes alalım.

***

Ailemizin fertleri, arkadaşımız, dostumuz, tanıdığımız Koronaya kurban gidiyor.

Biz hala akıllanmıyoruz.

Maske, hijyen, fiziki mesafe kurallarına uymamakta inat ve ısrar ediyoruz.

İlla ki başımıza gelecek, yoksa akıllanmayacağız!

Hayret ya!

***

Taziyeler oluyor, ne cenazesine gidebiliyor, ne acısına ortak olabiliyoruz.

Ancak telefonla başsağlığı diliyoruz.

Bu da insanlar arasında, istemeden de olsa soğukluğa sebep oluyor.

Artık ne kadar haklılar ya da ne kadar haksızlar; hem empati, hem de özeleştiri yapmak gerekiyor.

O sebeptendir ki, karantina altına alınanlar bile bakıyorsunuz, cenazeye ve taziye bir şekilde gidiyorlar.

***

Adamın karantinada olduğu biliyorsunuz, ama adam düğüne katılıyor.

“Niye katılıyorsun?” diyoruz.

“Kendimi iyi hissediyorum!” diyor.

Anlayacağınız hem kendini riske atıyor, ham de bulaşı anlamında katıldığı düğünde ki bütün insanları tehlikeye atıyor.

İlla ki her insanın başına bir kolluk kuvveti koymak, hep başına mı vurmak gerekiyor.

Gerçi düğünlerin olup/olmaması da ayrı bir muamma ama…

Virüs düğün, nişan, plajlar, AVM’ ler vs. yerlerde bulaşmıyor, taziyeler, okullar ve özellikle sanki Camilerde bulaşıyor algısı devam ediyor.

Bu ayırımcılığı yapan nasıl bir illetse artık!

Anlaşılacak gibi değil!

***

İnsanın evi cadde üzerinde olunca, her ambulans geçişinde içi ürperiyor.

Belki seviniyorsun “İyi ki ben değilim diye!” ama onların da bir can olduğunu unutmayalım!

Aman dikkat, “maske, hijyen, fiziki mesafe” ye uyalım, uymayanları uyaralım!

Son günlerde, insanlığın başına musallat olan Korona Virüsü, Teyzem oğlu, Aziz ARSLAN’ı, Dayım Abdurrahman TAŞAR’ı ve Eğitimci-Yazar, değerli büyüğümüz, hocamız, münevver insan Ali BOZKURT hocamızı bizlerden kopardı. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. (Amin)

Kerim BAYDAK

[email protected]