Vekil Sensin, Çare Yarabbi!

Bir kaç milyar Müslümanın bir araya gelemeyip, İslam'ın ayaklar altında ezilmesine seyirci kaldığı coğrafyada, terör estiren baş belâsı İsrail, zıvanadan çıktı.

Ağabeyi ABD tarafından koruyup kollandığı İsrail’in hakkından ancak Hâkim-i Mutlak gelir.

Tarihte çeşitli sebeplerle bir şeyler musallat ederek, helak ettiğin kavimler gibi, İsrail’i de helak edecek bir sebep musallat et.

Ancak dua edebiliyoruz.

Başka da bir şey yapamıyoruz.

Bu zaman da artık dualarımızda yetersiz geliyor demek ki bir şeyler olmuyor, duanın gücü görülmüyor.

Muhakkak ki duanın gücü var biz buna inanıyoruz.

Bir gün vadesi gelince, onlar da helak olacaklardır inşallah.

İslam’ın küfre karşı birleşmediği şu zamanda, biz yine dua etmeye devam edeceğiz.

İnşallah bir günde, fiiliyatta bir araya gelecek

Müslümanların ve duanın o küfrü boğacak gücüne şahit olacağız.

Her şeyi gören, duyan, bilen sensin yarab.

En büyük vekil sensin yarab.

***

İnsan, kim olduğuna, neler yapması gerektiğine, görev ve sorumluluklarının ne/neler olduğuna dikkat etmeksizin, sorumsuzca ve fütursuzca hareket ediyor.

Kimsenin görmediğini düşünerek, Hâkim-i Mutlak’ı unutarak, her türlü kötülüğü, kepazeliği ve rezilliği yapıyor.

Kimsenin duymadığını düşünerek, Hâkim-i Mutlak’ın varlığını unutarak, her türlü çirkin, kötü, abes olan söz ve söylemlerde bulunuyor.

Yanına kar kalacağını düşünerek, her türlü yalanı söylüyor, her şeyi gönül rahatlığıyla çalıyor, haksızlık yapmaktan, korkusuzca insanları dolandırmaktan çekinmiyor ve son derece rahat davranabiliyor.

Hâlbuki bütün azalarının ve haksızlık yaptıklarının, kendine karşı şahitlik yapacağını bir bilse, ah bir bilse!..

Çare mi?.

Bir an önce tövbe ederek, bağışlayan ve esirgeyen Âlemlerin Rabb’ine karşı af dilemelidir.

***

Bazen insanın her istediği yerine gelemeyebilir.

Hele elinde sihirli bir değnek olmadığını düşündüğümüz de, her istediğimizin gerçekleşmesini beklemek, herhalde ahmaklıktan başka bir şey değildir.

Hep yanılgıya düştüğümüzden, hayata yön vermeye çalışırız ve zamanın önünde ilerlediğimizi düşünürüz bazen.

Tam tersine, hayat bizi yönlendirir ve hep zamanın gerisinde kalırız, her zaman.

Öyle isyan etmek, ah-vah etmek, suçlu aramak da pek fayda etmez.

Sadece kim olduğumuzu, nereden gelip, nereye gideceğimizi iyi düşünerek, ona göre üzerimize düşenleri yerine getirmeli ve kısmetimizde olana ve sonuçta nelerin bizi bulduğuyla yetinmeliyiz.

Ne olursa olsun, asla çalışmaktan geri kalmamalıyız ve sürekli bir şeyler üretebilmenin hesabını yapmalıyız.

Tedbiri alıp, takdiri rızkı verene bırakmalıyız.

Kerim BAYDAK

[email protected]