Her insan değerlidir.
Ama öyle, ama böyle, her an insanın bir değeri, bir ederi vardır.
Her insana verilen değerin yeri, şekli farklıdır.
Kimileri bunu hak ederken, kimileri de bu hak etmezler/edemezler.
Her insana göre değerli olmak farklılıklar arz eder.
Şu an değerli olan biri, bir süre sonra değersiz hale gelebilir.
Benim için değersiz olan biri, başkası için çok değerli olabilir.
Başkası için değersiz olan biri, benim için hiç değerli olmayabilir ve hiçbir anlam ifade etmeyebilir.
Bazen yanılmalar, yanılgılar, şaşırmalar olabiliyor.
Bazen abartılar ya da tersine küçümsemeler olabiliyor.
Bazen kişi kendini çeşitli şekillerde kendini sanki değerli ve kıymetliymiş gibi gösterebiliyor.
Bu zamanlarda kişilerle olan bir takım sıkıntılar, problemler, takıntılar, kırgınlıklar, üzülmeler, bazen sevinçler ortaya çıkabiliyor.
Ne olursa olsun, her şey hak ettiğini bir şekilde alıyor, ama iyi, ama kötü, ama olumlu, ama olumsuz…
Kimi zaman, üzülürüz, geçek yüzlerini gördüğümüz için,
Kimi zaman, seviniriz, neden şimdiye kadar tanımadığımız için,
Kimi zaman, boş ver gitsin, farz et şimdiye kadar ne gördüm, ne tanıdım diye ya da iyi ki gördüm, tandım onu deriz.
Yeter ki biraz tarafsız olalım, yeter ki biraz insanlara karşı art niyetli, peşin hükümlü olmadan kabullenelim.
Yeter ki insanlara verdiğimiz değerden rahatsız olmayalım, huzursuz, pişman olmayalım.
Hak edene verilen değerden mutlu, hak etmeyene verilen değerden mutsuz olunur, o yüzden dikkatli olalım.
Verilen değeri kaldırmayan/kaldıramayan insanlar olduğunda şımarık olurlar, kendilerini dev aynasında görürler.
Değerin hak edilene verilmesi, hak edenlere de canını verecek kadar önemli olurlar.
Tek taraflı olan hiçbir sevilmenin bir anlamı olmaz/olamaz.
Tek taraflı değer kavramını çoğu insan kaldıramayabilir.
O yüzden hak edene değer vereceksiniz, hak etmeyene vermeyeceksiniz.
Çevrenize bakacak olursanız, hak etmeyenlere ne kadar çok değer verildiğini görebilirsiniz.
Kendisini dev aynasında gören, burnu havalarda gezen, küçük dağları kendisi yaratmış gibi böbürlenen, kendini üstün, farklı gören nice insanların varlığına şahit olursunuz.
Toplumda kendisine değer verenleri, kıran, üzen, nice zavallılar var ki kendilerini de dağıtırlar, çevresine zarar verirler.
Nedense değer verildiğinde, hep bir karşılık bekleriz ya da beklenti içerisine gireriz..
Hem hak edilmeyen bir değer veririz, hem de karşılık bekleriz.
Herhangi bir karşılık görmeyince nankörlükle, kadir bilmezlikle suçlarız.
İnsanın kendini bilmesi, taşıması, kişiliğinin farkında olması, hakka, hukuka riayet etmesi gerekir.
Hür ve özgür iradeleriyle hesap verebilir durumda olmak çok önemlidir.
Karşıya verdiğiniz değerle, insanları ya kaybedersiniz ya da kaybedersiniz.
Bunun sınırını ve dozajını iyi ayarlamanız gerekir.
Yoksa ya mahvolursunuz ya da mahvedersiniz.
Kime, neye, nasıl verdiğiniz değere dikkat ediniz!
Kerim BAYDAK