Yılbaşı Kutlamalarınız İn’mi, Out’mu?
Dünyada hareketli bir yıl yaşandı. Türkiye’de de gündem belirleyen, gündemi meşgul eden, gündemini sarsan, değer kaybeden, yükselişe geçen, daha fazla konuşulan sayısız olay yaşandı. İnsanların yaşamlarında, çok popüler olan ya da popülerliğini yitiren, güne, aya, yıla damgasını vuran sayılamayacak derecede çok olaylar ve konular var.
Sosyolojik, kültürel, ekonomik, inanç boyutunda ömrümüzde geçen bir yılı daha geride bırakacağız. Her gelen yılla beraber yeni umutlar, yeni beklentiler… Her geçen yıl yozlaşan kültür unsurlarıyla büyüyen ve değişen bir gençlikle karşı karşıya kaldığımız kültürel ve kimliksel yozlaşma, erozyonu… Sürekli hesaplaşma ve sorgulamalarla geçen bir 365 gün daha. Şimdi yine sorgulamalara sebep olabilecek, yeni 365 günlü yeni bir yıl. Tıpkı bir önceki yıl olduğu gibi. Her yılın günleri gibi, sürekli ömrümüzün her geçen günü de bir takvim yaprağı gibi bir bir tükeniyor ve mutlak nihaî ebedi sona biraz daha yaklaşıyoruz.
Sevinmeli miyiz, üzülmeli miyiz? Bizden öncekiler ne kadar sevinmişlerse, sanırım biz de o kadar sevinmeliyiz. Tıpkı öncekiler gibi, bu yıl da normal günlerden ibaret olacak. Önemli bu sıradan günleri, ne kadar ebedi âlemde azığımız olacak şekilde lehimize çevirdiğimizdir. Bu yüzden, bazıları başka bir anlam, başka birileri için farklı bir anlam ifade etmektedir. Geçmiş yılın muhasebesini yaparak; bir sonraki, yani yeni gelen yılın ne kadar değerlendirebileceğimizin hesabını yapmak gerekir. Yoksa öyle laylaylom türünden bir eğlence kültürünün vermiş olduğu sarhoşlukla karşılanan yılın size ne kadar faydası olabilir? Öyle düşünenlere şaşarım doğrusu…
Yeni yıla yükleyeceğimiz anlamla birlikte, ömrümüzü gözden geçirmek için, bir fırsat olarak değerlendirmeli, kalıcı bir değer katma vesilesi olarak karşılamalıyız.
Karşıladığımız her yılın başında, başka kültürlere ait sembolik unsurların yer aldığı yılbaşı eğlenceleriyle; hem kültürel bir yozlaşmaya sebep oluyoruz, hem de zenginleri daha zengin edecek bir tüketim çılgınlığına başvuruyoruz. Özellikle gençler arasında kimlik sendromu yaşanarak, kültürel bir yozlaşma içerisine giriyor; sanki geçmiş yıllardan intikam alırcasına sarhoş olarak hatırlamamaya çalışıyoruz. Hem cebimize, hem sağlığımıza sebep olan, çeşitli kısa yoldan köşeyi dönme, haksız rekabetle, emek harcamadan, alın teri dökmeden zengin olma hayaliyle; kumar, at yarışı, iddia, piyango, toto ve loto gibi talih ve şans oyunlarının peşinden sürükleniyoruz. Unutmayalım ki; hayatımız boş şeylerle geçirilecek kadar ucuz ve sıradan değildir.
Her yeni yıl geldiğinde; dünyada, ülkemizde, çevremizde neler oluyor, neler plânlanıyor ve uygulamaya konuluyor, bizler bu yolda perişanlık içerisinde zelil olan insanlara ne/neler yapabiliyoruz. Kan ve gözyaşının eksik olmadığı, insanların savaş, kıtlık ve afetler nedeniyle inim inim inlediği insanlara karşı görevlerimizi yerine getiriyor muyuz? Devekuşu gibi başımıza kuma gömerek görmezlikten mi geliyoruz, yoksa yüreğimiz yanarken, en azından buğz mu ediyoruz?
Kişinin inancı gereği, yeni yılda elbette İn’leri ve Out’ları olacaktır. Her insanın geçmiş yılda kazandığı, kaybettiği değerleri elbette olmuştur. Önemli bu değerlerin kendisine neler kazandırdığı ve kaybettirdiğidir. Sayılmayacak derecede çok farklı hesaplaşma ve sorgulamalarla kendisini bir öz eleştiriye tabi tutarak geçmişin muhasebesini yaparak; ya hayatını düzenli ve dikkatli bir çizgiye oturtacak ya da geçmişini aratan bir halde, hayatını zehir edecek, hem bu dünyasını, hem de uhrevi hayatını cehenneme çevirecektir.
Artık iç muhasebe yaparak, kendi İn’lerinizi ve Out’larınızı tespit edebiliriz.
Yarın karşılayacağınız, yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar ve hayırlara vesile olmasını, yaşantınıza çeki düzen vermesi için, birer fırsat olmasını temenni ediyorum.
Lütfen yaptığınız/yapacağımız her türlü davranışımıza biraz daha dikkat edelim. En azından geleceğimizin teminatı olan genç neslimizi, çocuklarımızı, bizlere, özümüze yabancı olan bu yılbaşı kutlama belâ ve musibetinden kurtaralım. Giden bizim çocuklarımız, giden bizim kültürümüz, giden kimliğimiz, giden bizim öz değerlerimiz, giden bizim canımız, kanımızdır.
Şimdi, siz ve yılbaşı kutlamalarınız İn’mi, Out’mı?
Kerim BAYDAK