Teknoloji ilerledikçe, birçok değerimizi kaybediyoruz.

Hem duyarsızlaşıyoruz, hem insanlığımız kayboluyor.

Suni gerilimler, yapmacık tavırlar, tutarsız söylemler neticesinde, duyarsızlaşarak, birçok şeyi kanıksadık.

Her gün gördüğümüz terör, açlık, şiddet, kan, cinayet haberleri, vicdanımızı fazla meşgul etmemeye başladı.

O kadar umursamaz, duyarsız olduk ki, artık kulaklarımız işitiyor ama duymuyoruz, gözlerimiz bakıyor ama görmüyoruz, olanları düşünüyoruz belki ama anlamıyoruz, anlamak istemiyoruz, olanlara kalbimiz dayanmıyor, çarpıyor ama vicdanımız sızlamıyor.

***

Artık gizli, saklı olan hiçbir şeyimiz kalmadı.

Her şey ulu orta meydana saçılmaya başladı.

Teknolojinin sürekli gelişmesiyle beraber daha da ayyuka çıkmaya başladı.

Özelimiz, saklımız, sırlarımız kalmadı, hepsi bir bir sosyal medyada ifşa edilmeye başladı,

Zorla değil, tamamen bilerek ve isteyerek.

Özellikle kadınlar için, eskiden vücudunun herhangi bir yeri dışarı çıktığı zaman ya da birileri gördüğü zaman kıyametler kopartılırdı.

Şimdilerde her şeylerini ortaya koyarak, başkalarının görmeleri çok sıradanlaştı.

Kimsenin gıkı bile çıkmıyor, yapılanlar gayet normal karşılanmaya başladı.

Özel resimlerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz, yardımlarımız, hatta hastanelerdeki nekahet hallerimiz bile insanların paylaşımına sunularak, görmeleri sağlandı.

Bakalım nereye kadar devam edecek?

***

Güven mefhumunun her geçen gün etkisini kaybettiği dönemlerden geçiyoruz.

Hastalık derecesinde müptelası ve esiri olduğumuz güvensizlik, her alanda ve ortamda, kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlıyor.

Hayatımızdakilerle yaşadığımız güvensizlik, hem bizlere, hem de sevdiklerimizle olan ilişkilerimizi derinden etkiliyor, bizlere inanılmaz derecede acılar yaşatıyor.

Günümüzde, en çok yeni evliler arasında görülen güvensizlik, anne-baba, kardeş, eş, dost, akraba ilişkilerinde ortaya çıkıyor.

Bu acılar, zaman içerisinde katlanarak artıyor ve kangrenleşiyor.

Çoğu zaman olanları, derinlemesine düşünmeden ve içsel bir takım değerlendirmelere tabi tutmadan; ya sadece duyduklarımızdan ibaret görerek, sorgusuz, sualsiz, art niyetli ve peşin hükümlü davranıyor ya da gördüğümüz görselliklere dayanarak, karar verdiğimiz güvensizlik bizleri yanıltabiliyor.

Bununla en büyük zararı kendisi görüyor ve yalnızlığa mahkûm oluyor, hayatı kendisine zindan ediyor, âdeta cehenneme çeviriyor.

Kerim BAYDAK

[email protected]