Balkon kapısı açık, mutfak penceresi, salon penceresi... VS hepsi açık. Yaz günü hava sıcak, bilmem kaç derece, ama o biçim sıcak...
Aman serinlik olsun, ufacık bir esinti olsun diye kapı pencere açmış oturuyoruz. Allah için evin içi dışarıya göre serin. Zaten ondan mütevellit dışarı çıkmıyoruz ya. Aksi halde bizi tutabilene aşk olsun.
Şimdi bırakayım bu hava durum raporunu da mevzuya gireyim diyorum. Şimdi eskiden 'sokak çocuğu, mahalle çocuğu' tabiri vardı.O çocuklar döneminin en mutlu çocuklarıydı. Hatta bir de köy çocukları vardı ki, onların da değmeyin keyfine. Mutlu çocuk olmak nedir hepsi bilir.
Şu aralar yaygın bir diğer tabir var ki o da 'apartman çocuğu' tabiridir. Şimdi onlar da günümüzün mutlu çocukları olmak için çalışıp didiniyor. Onların da önlerinde mutlu olmaları, rahat rahat oynamaları için çok sebep var.Apartmanda hemen hemen her türlü oyun oynanıyor. Fakat bu kez de aile baskısı, evet evet yanlış duymadınız ailesel faktörler nedeniyle özgürce oynayamayacak. Neden çünkü insanlar rahatsız oluyor.
Tamam o halde çocuklarımız evlerde yaz boyunca kah televizyon karşısında, kah tablet bilgisayar başlarında vakit geçirerek doldursunlar anı sayfalarını. Anormal şeyler öğrenip ruh hallerini bozsunlar. Ses olmasın, gürültüden rahatsız olmayalım. Fakat çocuklar yarım kalmış çocuklukları, hevesleri, anlatacak anıları olmadan bekleyedursunlar.
Ses yok, gürültü yok, çocuk anıları eğlenceli oyunları yok. Evlerde, teknoloji karşısında beyni durmuş, çocuk olamamış çocuklarımızla otururuz. Sonra da onların bozulmuş psikolojilerini düzeltme çabası içine gireriz. Maksat çocuk gürültü yapmasın yeter.
Şimdi size sorarım, hangimiz çocukken akşamın karanlık vaktine kadar ordan oraya koşturup oynamadık. Hatta bunun için azar işittiğimiz halde her defasında yine eve geç geldik. Çünkü işin eğlencesi de buydu, heyecanı bu... Şimdi ise sayısı önemli değil iki, dört, altı... Bir araya geldiğinde ne oynayacağını bilemeyen, arkadaşları olmasına rağmen canı sıkılan, oyun kuramayan, paylaşmayı bilmeyen, iletişim kuramayan,... VS bir neslin yetişmesinde parmağımız var unutmayalım. Şu çocukları biraz olsun kendi haline bırakalım. Öncelikle kendi psikolojimizi düzeltelim. Bırakalım çocuk olsunlar, mutlu anılar biriktirsinler çocuklarına anlatacak. Her şeyin telafisi var evet,fakat geçip giden çocukluğun yok. Unutmayalım.
Instagram :nazantstnypcofficial