Sıcak günlerin habercisi olan yaz geliyor...
Akşama kadar mesai yapanlar, hafta sonu oldu mu şehirden kaçmanın yolunu arıyorlar.
Eğer siz de Adıyaman’ın keşmekeş haile gelen trafiğinden,
İnsanların birbirine saldırıp dövecekmiş gibi olan kalabalığından,
Sinir katsayınız katlanarak arttığı dört duvar arasındaki stresinden bir an olsun uzaklaşmak istiyorsanız;
“Yeter artık ya!”
“Hafta sonu da biraz nefes almak istiyorum” diyorsanız;
Artık zamanı geldi.
Bir de özel arabanız varsa şanlısınız, hem de çok şanslısınız demektir.
Yoksa, ya bir araba kiralayacaksınız ya da arkadaşınız, dostunuzun teklifini bekleyeceksiniz.
Abuzer el Gaffari, Mahmut el Ensari güzergâhı, seyir tepesi, baraj kenarı, muhtelif ziyaretler bir yana, bence siz yönünüzü dağlara doğru çeviriniz.
Fazla uzak olmayan kısa bir yolculuktan sonra, belki de hiç tahmin bile edemediğiniz bir yerde, akşama kadar vakit geçirebilirsiniz.
Toros dağlarının devamı niteliğinde olan sıradağlarda, bilmeden de olsa gittiğiniz herhangi bir yol, illa ki sizi bir çeşme başına, sulak bir alana götürecektir.
Belki vardığınız ilk yerleşim yerinde, misafirperverliğin en güzeliyle karşılarsınız, kim bilir!
Size tavsiyem, muhakkak kendinize bir ayrıcalık, pozitif bir ayırımcılık yaparak, farklı bir arayışla ödüllendirin derim.
Neden mi?
Çünkü kabalıklarda yaşayan her vatandaşın, temiz havada bol bol oksijen almalıdır,
Hafif rüzgârın tınısının insanın yüzünü okşadığı bir ortamda, doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilmelidir.
Hafta da bir de olsa kişinin ailesi, dostları veya arkadaşlarıyla mangal keyfi yapmalıdır.
Koyu sohbetler ve muhabbetler eşliğinde, semaver ateşinde yapılan çayın yudumlaması gerekir.
Harika doğa manzarası karşısında, hoş sohbet edebilmelidir.
Çocukların doğada ki gördükleri karşısında, meraklarını giderilebilmeli ve kafasına takılan sorular cevaplandırılmalıdır.
Gizli, görülemeyen yerler keşfedilmeli, güzel, muhteşem, harika doğa manzaralarını yerinde tespit edilmelidir.
Hem doğa ve millî parklar uhdesinde bulunan dinleme alanları ve piknik yerlerine girişteki ücretinden de kurtulmuş olursunuz.
Belki geyikler görür, geyik muhabbetlerine de girersiniz.
Ancak televizyonda görülebilen, dağ keçileri, kuşlar, sürüngenleri, ağaçları, börtü-böceği ve çeşitli otları da çıplak gözle görebilmenin hazzına varır, mutluluğunu yaşarsınız, kim bilir!
Denemekten bir zarar gelmez, eminim keyifli bir hafta sonu geçirmenin tadı damağınızda kalacaktır.
Bir şey kaybetmeyecek, bilakis çok şey kazanmış olacaksınız.
Kerim BAYDAK