Aslında en sevmediğim laftır ben demiştim lafı. İçinde ukalalık, kibir v.b hisleri barındırır. En azından ben öyle düşünüyorum.

Son günlerde Ergenokon davasının bitimi ile gazete ve televizyonlardaki yorumcuları ve yorumları görünce bazen gülerek, bazen kızarak ben demiştim diyesim geliyor.

Daha önce de bahsetmiştim. Kumpas davaları sürerken o gün yazdığım gazetedeki köşemde çok net yazılar kaleme almıştım. O gün için kimi zaman tenkit, kimi zaman tehdit de almıştım. Genç sivil diye bir mail adresinden önce telkin içeren mesajlar, uslanmayınca! da tehdit içeren mesajlar gelmişti. Teşekkür eden, yüreklendiren dostlar da elbette vardı.

Yıllar sonra AKP yanlısı bir öğretmen arkadaş ile sohbet ederken bana ‘çok sert yazıyorsun, ulusal basın da bile senin gibi sert yazı yazan yok ama Ergenekon gibi konularda haklı çıktın’ deyince şaşırmıştım. Anladım ki bu cenahta beni dikkatlice takip etmiş.

O dönem askerlere saldırıldığında ’28 Şubat, Cemaat, İtiaat’ yazısını kaleme aldım. Salya sümük ağlayarak ‘bana suikast düzenleyeceklermiş’ yalanını söyleyip kozmik odayı açtıran, daha sonra özgül ağırlığım var diye yakınan adam için ‘ağlayan adama mektup’ yazısını yazdım. Askere tuzak kurup ortamı germek için kaçakçılar vurulduğunda ‘Mit, Cemaat, 35 cinayet’ diye yazdım. Açılım saçılım aldatmacası başladığında ‘Aptal Türkler Solcumsu Salaklar’ diye başlayan yazı ile seslendim. Generallere suikast yalanı uydurulduğunda ‘ Savunma Sanaayinde Yazılımın Önemi MİLGEM’ yazısı ile yalanlarına isyan ettim. Mahkemede hakimler gizli tanık, yalancı şahide OSMANIM diye hitap ettiklerinde, ‘ Osmanımın Halleri’ başlığı ile namussuzluğu anlatan yazı yazdım. Zekeriya Öz alçağına methiyeler dizilip, zırhlı araç tahsisi edildiğinde ‘Sıkılan Okumasın’ diye sahte delilleri anlatan yazıyı kaleme aldım. Daha sonra FETOŞ örgütü ile (ben bunlara her zaman fetoşcular dedim) iktidar bir birine girmeye başladığında ‘Düşün Allahın Yakasından’ diye yazdım. Kısacası bu konuda o dönem daha bir çok yazı yazdım. Kimi zaman dostlarımdan aman bunlarla uğraşma diye tavsiye alırken, kimi zaman bunlardan açık ve gizli tehditler aldım.

Ağlayan adama mektup yazısından sonra dönemin ilçe başkanı ve dönemin Milletvekili yazdığım gazeteye ziyarette bulunarak yanlış yolda olduğumu söylemişlerdi. ( tehdit değil, samimi bir sohbet ile)

Şimdi bakıyorum o zaman ulusal ve yerelde gazeteci geçinen alçaklar, satılmışlar, iftiracılar bu gün kumpaslardan bahsediyor, en üst düzeydekiler aldatıldık diyor…………….Adıyaman’ın Besni ilçesinde çiftçilikle uğraşan, yerelde amatörce gazetecilik yapan Asım Öcal bu kumpasları görüyor da siz mi görmediniz. Hadi ordan, işinize öyle geliyordu, hepiniz aynı kaptan besleniyordunuz.

Şimdi taaaao günlerde bunun böyle olduğunu ben söylemiştim diyeceğim ama…………neyse……………

ASIM ÖCAL

6.7.2019