“Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.”
Vallahi iyi kötü kitap ayrımına girmeden ‘canının istediğinde herhangi bir mazeretin arkasına sığınmadan’ tabii, arayabileceğin ve üstelik bir de kitap konuşabileceğin bir arkadaşın varsa çok şanslısın bence. Şans faktörü irdelediğim bir alan diğer birçok kavram gibi onu da sorguluyorum. Örneğin iradeli insan olmakla ilgili mangalda kül bırakmayız hiçbirimiz başkaları söz konusu olduğunda. Hâlbuki nasıl da masum görünen ufak tefek alışkanlıklar yolumuzu keser görmeyiz. Bir alıntı daha yapalım:
“Cesaretin izdüşümü iradedir. İradeli insan diye bir şey yoktur. İrade enerjisini kullanan ve kullanamayan insan vardır. İrade denen şey, aldığın kararlar ile eylemlerin arasındaki uyumdur; fazlası değil! Kararına uygun eylemleri sürdürdükçe, vazgeçmedikçe, sonuçları düşünüp bir de bunlar üzerine senaryo yazmadıkça cesaret de irade de seninle yürür.”
“Kararlı, cesur bir yaşam yolculuğunun gerçekleşebilmesi için niyetini doğru ve net bir şekilde koymak zorundasın. Bunun için de kendini bilmeli ve gerçekten neyi yaşamak istediğinden emin olmalısın.”
Nasıl kesin yargı bildiren cümleler değil mi? Hiç öyle sağa sola vurmadan direkt söylemiş söyleyeceklerini söyleyen. Hep bildiğimiz şeyler aslında. Hatırlayalım istedim hep birlikte.
Cesaret, dürüstlük, açık fikirlilik olmazsa olmazı kişisel yolculukların. Bunları sabote eden bir davranış da erteleme. Erteleme davranışlarımızın altında yatan sebepleri fark etmek için neler yapabileceğimizi ve fark ettikten sonra nasıl üstesinden geleceğimizi aktarmış bir uzman psikolog aracılığıyla yazıda bir başka yazar. Yazar adları ile yazıyı bölmüyorum; çünkü bahsettiğim şeyler genel geçer kurallar her yerde karşımıza çıkan. Uzun uzadıya alıntılamayacağım. Sadece gündemime uyan kısmından bir pasajla geçiş yapmak istiyorum. İki üç maddede sıraladığı nedenlerden biri şu:
“BEDENİNİN STERESE OLAN BAĞIŞIKLIĞI: TRAVMA İLE KALMIŞ OLAN SİNİR SİSTEMİ.
Erteleme süresince zihniniz sürekli size “Yetersizsin!” düşüncesini bir plak gibi söylerken bedeninizde stres hormonu salgılanmaya başlar. Sempatik sinir sisteminin gerekenden fazla aktive olması ile kaç ve savaş tepkimesine ya da parasempatik sistemin aktivasyonu ile donma döngüsüne girer. Bu durumda aktiviteyi başlatacak sakinlik ve/veya enerjiyi bulamazsınız. Böyle anlarda, öncelikle kendinize iyi gelecek minik bir regülasyon aktivitesi (nefes egzersizi) yapmak ve ardından planladığınız işin başına geçmek iyi olabilir.”
Gelelim benim gündemime... Aldığım yardımlar ve eğitimler derken bir yol ayrımına geldim. Bıraktıklarım ya da kendi önceliklerim doğrultusunda ertelediklerim oldu ve tamam dediklerimle de yeni bir sürece girdim. Ayrıntılara değinir miyim bilmiyorum şu an. Fakat ertelediklerim konusunda hemen kaygıya kapıldım odağımdan sapıyorum, kendimi oyalıyor muyum, diye.
Kendimden yola çıkarak ipuçları topluyorum. Oldukça somut kanıtlar çoğu. Fakat bir de benim dışımda gelişen ve değiştiremeyeceğim şeyler var. Onlarla zaman kaybetmeyerek içime sordum ve rota değiştirdim. Yüksek gücümü de yanıma alarak ayak işlerini yaptım.
Bunlardan biri “İnziva Kampı”na kayıt yaptırmaktı. Yaptım. Kısmet olursa bir ilki yaşayacağım. Heyecanlıyım. Bir yıldır birlikte yol yürüdüğümüz ve güvendiğim bir insan düzenliyor bu kampı. Deneyimlerimi elbette yeri ve zamanı geldiğinde paylaşırım.
Asıl alıntıya bağlamak istediğim kısım da bu aslında. Güven duygusunun ne kadar öncelikli olduğuna bir kez daha tanık oldum bu ilişkiden yola çıkarak. Bu çalışmalar esnasında ben savaş/ kaç modunun dışında donma modunda hatırladığım ya da hatırlamadığım ama izlerini sürdüğüm öyle deneyimler yaşadım ki anlatamam. Gerçekten anlatılmaz yaşanır dedikleri cinsten deneyimlerdi. Bu hayretimi dile getirdiğimde de gerçekten orada duygular donduğu için böyle geç fark edildiğine dair bir tespitte bulunulması da bana mantıklı geldi. Fakat denildiği gibi aşkın tarafıma odaklanarak artık sorgulamadan sürece teslim olmaya niyet ettim. Dolayısıyla Sonay Sunucu’nun eğitimlerine de katılmaya karar verdim. Hayırlısı.
Yüksek Gücümü de yanıma alarak yola koyuluyorum. Bilinçli seçimlerle, cesaretle, hayırdan hayra kolaylıkla bir yolculuk olsun o zaman. An’da neşe ve sevgiyle...