Trafikte bildiğimiz hayatın dışında gelişen bir hayat vardır. Sürücülük bu hayatın bir parçasıdır fakat günlük hayattan farklı bir kişiliktir sürücülük. Çok kibarsınızdır, naziksinizdir lakin sürücü olunca bedeninizi ve ruhunuzu ele geçiren bir güç tarafından oldukça anlayışsız ve kabasınızdır. Sabah otoparkta komşunuza “günaydın,” deyip gülümseyerek araca binersiniz günün bir saatinde komşunuzla bir kavşakta burun buruna geldiğinizde kim olduğunu dahi anlamadan bağırıp çağırmaya başlarsınız. Yani trafik hayattır, yaşantımız içinde.
On yedi yıl sürücü eğitimiyle uğraştım sürücü adayları henüz trafiğe dahil olmadığından trafiğin en masumlarıdır. Trafik veya araç tekniği eğitimlerinde hep şunu anlatmaya çalıştım; araç kullanmak sürücü ya da şoför olmak değildir. Araç bir makinedir, ufacık bir çocuğa dahi göstersek çabucak kullanmayı öğrenir fakat bu bir sürücü olmak değildir ne yazık ki! Bizler hatayı aracı kullandık tamamdır bu iş dediğimiz için kaybediyoruz. Hâlbuki aracı herkes kullanır önemli olan sürücülük vasıflarını taşıyabilmektir. Peki, bu vasıflar nedir derseniz, başta trafik kurallarını tam anlamıyla en ince ayrıntısına kadar bilmek ve uygulamaktır, akabinde aracının tüm özelliklerini bilmek ve aracı tanımaktır. Sonra trafik adabına uymaktır. Saygı ve hoş görüyü trafik içinde eksik etmemektir. Günümüzde traji komik onlarca vaka gelişmekte. Yoğun trafiklerde ufacık bir sebepten facia boyutuna gelen kavgalar oluşmakta. Her gün üçüncü sayfa haberlerden eksik olmayan trafik kavgaları hâlbuki ne kadar ufak bir sebepten başladığını gösteriyor. Sabır dediğimiz kavramı bu hayatın içinde kaybediyoruz.
Özgüven desen sürücülükte had safhada. Ben mükemmelim, gözü kapalı bu yolları giderim edasıyla trafik kazalarının önüne geçilmez oldu. Bu hayatın içinde kural tanımıyoruz, saygı duymuyoruz, bedenimizi ve ruhumuzu ele geçiren canavardan kurtulamıyoruz.
Birde şoförler var tabi, gün boyunca trafiğin içinde gidip gelen, elbette onların mesleği zor iş hele de büyük şehirlerin keşmekeşinde büyük sabırlar istiyor fakat onların özgüvenine ne demeli? Yolların hâkimi gibiler. Buralar bizden sorulur edasıyla ne kural tanırlar, nede adap bilirler, ellerinin altındaki kornayla diğer sürücüleri dakikada bir taciz ederler.
Gelin bir parça farkındalık yapalım.
Trafik içindeki davranışlarımızı gözden geçirelim. Hataları başkalarında değil önce kendimizde bulalım ki hataları düzeltme yoluna gidelim.
Trafik haftası da farkındalık yaratmak için en önemli haftalardan biridir. Sadece öylesine düzenlenen bir hafta olmaktan çıksın. Eğitimli sürücüler, eğitimli şoförler olalım ki, kuralsız işleyen trafiği bir parça kurallı hale getirelim. Belki o hayat o zaman kolaylaşır.