Türkiye’nin temel meselelerini sıraladığınızda uzun bir listeyle karşılaşmanız mümkün ama başlıca sorunları sıraladığınızda, bunun çok da uzun bir liste gerektirmediği görülecektir. Ahlak da bunlardan birisi, siz dürüstlük diye de okumaya devam edebilirsiniz.

Büyüklerimiz “suç, altın gerdanlık olsa, kimse alıp boynuna takmaz” derdi.

Bu demektir ki, herkes masum…

Hırsız, “ben hırsızlık yaptım”, diye göksünü gere gere söylemez.

Namussuz da bunu söylemez.

Rüşvet alan da, adam kayıran da…

Bir başkasının talimatıyla yola düşen de bunu söylemez, aldığı emri harfiyen uygulayan da…

Krallık özlemiyle dolu olan da bunu demez, padişahlığa dönmek isteyen de…

Aşiretle yönetilmeyi arzulayan da bunu söylemez, illegal yolları deneyerek iktidarı ele geçirmek isteyen de…

Darbeciler “biz alçağız” demezler, hatta “biz darbeciyiz” bile demezler…

Herkes suçuna bir kılıf arar ve bunu bulmakta da gecikmez.

Çünkü içi boşaltılmış kavramlarımız var; herkese ve her keseye uygun…

Ülkenin demokratik olduğunu iddia eden de, demokrasinin olmadığını söyleyende, bunu söylerken, ne kadar demokrasiden yana olduğunu belirterek, söyler…

Ben adam kayırma istiyorum” demez ama adalet ister…

Anti demokratik bir şekilde iktidarı ele geçirmek istiyorum” diyene rastlayamazsınız ama demokrasi dediğini çok duyarsınız.

Ortalığı savaş alanına çevirdim” demez ama “Yurtta Sulh” istediğini söyler, bunun konseyini oluşturur ve darbeye kalkışır.

Hiçbir “ahlaksız”, “ben ahlaksızım” demez, (kimse bana saldırmasın diye) bazı cinsel tercihleri saymıyorum, çünkü onlar tercihtir, ahlaksızlık değil!

Herkes çok dürüsttür bu ülkede; ne vergi kaçırana rastlarsınız, ne hileli mal satana…

İnsanların sağlığıyla oynayanı göremezsiniz, at eti, it eti, eşek eti, domuz etini satacak “öküz” bulmak mümkün değil.

Bizim ülkede tefeciye rastlayamazsınız, para istemiştir, o da destek olmuştur…

Dolandırıcı bulmanız mümkün değildir, kapıp kaçanlara da rastlayamazsınız.

Herkes, bütün insanları sever, ama sadece kendi gibi olan, kendi gibi düşünen, kendi gibi giyinen ve kendi gibi yiyen…

Bütün cemaatler, tüm Müslümanları ve hatta tüm insanlığı çok severler ama sadece kendi cemaatlerine gelen…

Hangi partiyi desteklerse desteklesin, herkesin tercihine saygı duyarlar ama kendi partilerinde olanı…

Ve bununla da kalmaz, kendi partisinde hizmet eden herkesi de severler, kendine destek olup, sürekli bir basamak yukarıya çıkaranı…

Bizim ülkemizde fiyatlara zam da gelmez mesela, ayarlarsın gider…

Adaleti hiç söylemeyin, herkes kuyumcu terazisinden daha hassas bir adalet duygusuna sahiptir, ama kendileri için…

Çok dürüst insanlarız biz, hilede, hurdada işimiz olmaz…

Alavere, dalavere yapmak bize yakışmaz.

Bütün insanlar eşittir ama “güçlü” olan her zaman çok daha eşittir.

Zengin-fakir ayrımı olmaz ama zengin, zengindir kardeşim, adamda para var.

Bütün makamlar gelip geçicidir ama “babamın tapulu malı” gibi kullanırım, ne yani bu kadarı da bana çok mu?

Yine bütün makamlar, hizmet edilecek makamlardır, herkese efendilik yapana mı rastladınız?

Fakirleri, yoksulları, kimsesizleri, engellileri, düşkünleri, yolda kalmışları ve yetimleri koruyup gözeten bir milletiz ama biz kimseliyiz be, o kadar da olacak. Hem kimseli, hem enseli…

Bütün siyasiler “halkın tercihine” kendisine oy verene kadar saygılıdır.

Bütün güçlüler, gücüne boyun eğeni “adam” yerine kıyar, diğerlerinin muhtemelen mayası bozulmuştur.

Bizim ülkemizde teröriste de rastlayamazsınız, “teröre destek veren” hiçbir Allah’ın kuluna da…

Bunu dillendireni görmeniz mümkün değildir ama birileri, her zaman bir terör örgütünü besler, büyütür, destekler, hatta kullanır.

Türkiye’de “suç örgütü” de yoktur…

Unutmadan, ülkemizde başarısız hiç kimse de yoktur, herkes aldığı görevi bihakkın yerine getirir ve dünyada eşine rastlanmaz şekilde başarılı olur, kendince…

Anlayacağınız, bütün bu kötülüklerin ana kaynağı benim…

Siyaseti bozan, demokrasiyi rayından çıkaran, adaletin cılkını çıkaran, dürüstlüğü bozan, doğruları yanlış eden, beyazı siyah eden, fakirlerin parasını çalan, sömüren, ezen, kazıklayan, horlayan, aşağılayan benim…

İşte bakın, ilk kez birisi itiraf ediyor o da benim; tıpkı onların “ahlaklı” olduğu kadar ben de ahlaksızım…

Tweetimden seçmeler

Hele bir Ağustos gelsin, suya da girmeyeceğim. Nasıl olsa balta kesmez buz oluyor.