Adıyaman Adalet Sarayı önünde, Adıyaman Barosu avukatları ile birlikte 'Adalet Peşinde Aileler Platformu' adına konuşan Av. Ayşenur Altuntaş, depremden sonra toplumun öfkesini azaltmak adına göstermelik tutuklamalar yapıldığını iddia etti. Av. Altuntaş, sadece müteahhitlerin değil, belediye yetkililerinin ve ilgili kamu görevlilerinin de yargılamaya tabi tutulması gerektiğini aktararak, "Depremden hemen sonra toplumun öfkesini azaltmak için bazı binaların müteahhitleri, fenni mesulleri, yapı denetim sorumluları ve mühendisleri tutuklanmıştır. Yapı denetim sorumlularından, belediye yetkililerine ve ilişkili bakanlık görevlilerine kadar; sorumluların her bir bina için ayrı ayrı tespiti ve yargılamaya tabi tutulmaları gerekmektedir. Sorumluluğu bulunan herkesin ivedilikle tespitini ardından adil ve etkin bir yargılamaya tabi tutulmaları esas talebimizdir." ifadelerini kullandı.

Çocukların annesiz-babasız, kalmaması için, annesi-babası enkazda kalan ve tek başına hayatta kalan bebeklerin olmaması için burada olduklarını belirten Avukat Ayşenur Altuntaş'ın 'Adalet Arayan Aileler Platformu' adına yaptığı açıklama şöyle:

"Tüm sorumlular hesap vermelidir"

Bugün Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yakınlarını kaybeden ve adalet arayan aileleri temsilen buradayız. 6 Şubat depremlerinde resmi rakamlara göre en az 50 bin canımız yaşamını yitirdi. Bunun yanı sıra 35 binden fazla bina yıkıldı, 300 bine yakın binada ağır hasar oluştu ve 1,5 milyon insanımız da evsiz kaldı. Bu yıkıma sebebiyet veren şey doğal afet olan depremler değildir. Yıkıma sebep olan asıl şey insan yaşamına uygun, depreme dayanıklı, sağlam yapılar ve depreme dirençli kentler inşa etmeyenlerdir. Ülkemizde daha önce meydana gelen depremlerde olduğu gibi yargılamalar sonuçsuz kalmamalı, tüm sorumlular adalet karşısında hesap vermelidirler.

Depremden hemen sonra toplumun öfkesini azaltmak için bazı binaların müteahhitleri, fenni mesulleri, yapı denetim sorumluları ve mühendisleri tutuklanmıştır. Ancak mevzuatın emrettiği gibi, bina yapımında sadece yapı müteahhitleri değil ilgili kamu görevlilerinin de sorumluluğu açıkça belirtilmiştir. Yapı denetim sorumlularından, belediye yetkililerine ve ilişkili bakanlık görevlilerine kadar; sorumluların her bir bina için ayrı ayrı tespiti ve yargılamaya tabi tutulmaları gerekmektedir. Yasalar herkese eşit bir şekilde uygulandığı takdirde fonksiyonunu yerine getirir. Aksi halde şahsa göre uygulanan bir metinden ileri gidebilmek mümkün değildir. Sorumluluğu bulunan herkesin ivedilikle tespitini ardından adil ve etkin bir yargılamaya tabi tutulmaları esas talebimizdir.

Adaletin tecelli etmesi için 50.000 kişinin ölümünün yetersiz görülmesi ve giden canlarımızın sadece bir sayıdan ibaretmiş gibi algılanması 6 Şubat’tan itibaren her türlü zorluğa maruz bırakılan biz yakınlarını derinden üzmektedir. Ve yine o güne dönersek; enkazdakilerle birlikte enkazların dışındakiler de ölüme terk edilmiştir. Depremin meydana gelmesinden sonra ilgili devlet kurumları tarafından haftalarca insani yaşam koşulları sağlanmamıştır.

Yemek yoktu, su yoktu, çadır yoktu. Yine Telefon şebekeleri çekmiyordu, internette bant daraltması yapılmış ve haberleşme imkanı bulunmamaktaydı AFAD, Kızılay gibi kurumların ne kadar yetersiz kaldığı gerçeğini maalesef ki, hep birlikte yaşadık. Bu yoksunluğu da tekrar etmenin gereğini duyuyoruz.

"Bilirkişi raporları dosyaya girmedi"

Öncesinde enkaz altında kalanların canlı çıkabilme umuduyla yaşarken ardından sevdiklerimizin cansız bedenlerine ulaşabilme gayreti içerisine girdik., Ölenlerimizin naaşlarının bulunmasını bekledik, yasımızı tutamadan Gerekli numunelerin alınması için enkazların başında bekledik. Ancak birçok soruşturma dosyasında yeterli delillerin toplanmadığını öğrenmiş bulunmaktayız. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz soruşturma aşaması tamamlanmamış olan binlerce dosya bulunmaktadır. Kimi soruşturma dosyaları henüz bilirkişi incelemesi için bilirkişiye gönderilmemiştir kimisinde ise bilirkişiye gönderilmiş olup henüz bilirkişi raporları dosyaya gelmemiştir.

Canlarımızı yitirdik, şüpheliler aramızda gezerken acımızın hesabını sormayı bekledik. Depremin üzerinden 11 ay geçti biz hala adaletin oluşacağına dair emare bekliyoruz. Delillerin toplanmasını, bilirkişi raporlarını, kayıplarımızın bulunmasını bekliyoruz. İhmali bulunan kamu görevlileri için soruşturma izinlerinin çıkmasını, halen bazı şüphelilerin yakalanmalarını, tutuklu olanların adil bir yargısal sürece tabi tutulmasına bekliyoruz. Özellikle TCK’ da Mevcut yasal düzenlemenin yetersiz kaldığını, ceza alt ve üst sınırlarının artırılmasını bekliyoruz.

"Göstermelik denetime tahammülümüz yok"

Bugün burada sorular sormak ve süreç boyunca yaşadığımız hukuksal problemleri dile getirmek için toplandık. 11 ay cevabını bulamadığımız sorularımız var. Depremin yaşandığı 11 ilde kimi soruşturma dosyalarında dosyanın neticelenmesi için önemli mahiyetteki evraklardan olan binaların ruhsat evrakları tadilat gören binaların tadilat ruhsatları dosyalarda bulunmamaktadır. Söz konusu evrakların bulunmamasında sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kişilerin de ayrıca cezalandırılmasını talep etmekteyiz. Göstermelik kanun göstermelik kurum göstermelik denetim makamları anlayışına tahammülümüz yoktur.

Şeffaf bir şekilde Yaşamını yitiren insan sayısının, yaralanan insan sayısının, kayıp insan sayısının, hangi binada kimin ne şekilde ve depremin kaçıncı gününde öldüğünün kamu kurumlarınca kamuoyuna ne zaman açıklanacağını merak etmekteyiz.

Bilirkişi raporlarının hazırlanması için soruşturma dosyaları başlangıçta sadece bir üniversiteye, sonrasında ise sınırlı bazı üniversitelere gönderildiler. Ancak gelen bilirkişi raporlarının eksik olduğu hususu apaçık ortadadır. Dosya sayısının çokluğu öngörülerek soruşturmanın daha hızlı ve etkin olması bakımından bilirkişi kurul sayılarının artırılması gerekirdi. Gelen raporların içeriklerine bakıldığında kusur değerlendirmelerinin oldukça yetersiz ve hatalı olduğu açıkça görülmektedir. Bu durumla ilgili raporları değerlendiren üniversite heyet ve kurullarından açıklama talebimiz bulunmaktadır. Bilirkişi raporlarını hazırlayan üniversitelere emeklerinden dolayı saygı duyuyoruz. Ancak birçok konuda eksik rapor hazırladıklarını da görmezden gelmemiz mümkün değildir.

"Herkesin adalet önünde hesap vermesi için buradayız"

Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma Türkiye ile Katar arasında 8 anlaşma

Hepimizin tanık olduğu üzere, depremin ilk günlerinde bazı müteahhitler hakkında alelacele soruşturma başlatılıp haklarında tutuklama kararları verildi. Bu kararların kesinlikle yerinde olduğunu düşünmekteyiz. Ancak asıl sorumluluğun birkaç müteahhidin sorumluluğunun ötesinde olup, ilgili kamu görevlilerinin de en az müteahhitler kadar sorumlu olduğunu biliyoruz.

En azından ilerleyen süreçlerde sorumlu kamu görevlilerinin de yargılanması gerekirken, gelinen aşamada sorumlu kamu görevlisi ile ilgili verilen soruşturma izinleri yok denecek kadar azdır. Buradan sorumlulara seslemek istiyoruz. Koruduğunuz bir kamu görevlisi değil suç isnadı altında olan bir kişidir. Dolayısıyla yargılama süreçlerini de etkileyeceği için sorumlu kamu görevlileri ilgili sürecin bir an önce tamamlaması için yetkililerden talepte bulunuyoruz.

Belirtilen sorunlar bu ülkenin maalesef daha önceki depremlerde yaşadığı sorunlar ile aynısıdır. Eksiklikler giderilmelidir. Aksi halde telafisi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkma riski bulunmaktadır. Bu ölümlerde sorumluluğu bulunan herkesin adalet önünde hesap vermesi için buradayız.

Mücadelemiz bitmedi, bugün burada sadece 6 Şubat’ta ölenlerin hesabını sormak için ve 6 Şubat’ta enkaz altında ölmeyen ancak hala insani bir yaşam bekleyen herkesin haklarını savunmak için bulunuyoruz.

Bizim, bizden sonrakilerin ve onlarından sonra gelecek olanların yaşamları için depreme dirençli kentlerin yapılmasını talep etmek için buradayız. Bizden başka kimsenin deprem için hak arayışında olmaması için buradayız. Çocukların annesiz, babasız, kalmaması için, annesi babası enkazda kalan ve tek başına hayatta kalan bebeklerin olmaması için buradayız.

Kaynak : PHA

Kaynak: rss