Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Artvin halk buluşmasında yaptığı konuşmada, “Yıllar geçecek, gidenler gittiği ile kalacak. Ama tarih Atatürk’ün evinden gidenleri değil her şartta burada kalanları ve ona sahip çıkanları yazacak. O yüzden Artvin seçimi şimdi daha önemli. Size emanet bir durum var. Seçime kadar kafası karışan, bu olanları bilmeyen, isme bakan, yanlış yapacak olan, sonra pişman olacak olan kim varsa sizlere emanettir. Gidin, koluna girin, doğrusunu anlatın, süreci paylaşın ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine sahip çıkmaları için ne yapmaları gerektiğini anlatın” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Artvin’de halk buluşmasına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Dediler ki bana Artvin’de işler birazcık kötü. Dedim hele bir gidip bakalım. Şu güzelliğe bak. Kalabalığa bak. Artvin’in inancına bak. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Alnı açık, başı dik, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevdası olan güzel Artvin’in yiğit ve mert insanları hepiniz hoş geldiniz” dedi. “Sözlerime öncelikle 4 büyük teşekkürle başlamak istiyorum. Ardanuç, Şavşat, Hopa ve Kemalpaşa’nın mevcut belediye başkanlarımız bir bayrak devir teslimi yapıyorlar” diyen Özel, “Bugüne kadar ellerindeki Cumhuriyet bayrağını, çağdaşlık bayrağını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin bayrağını ve şanlı Türk bayrağını sizden aldıkları görev, yetki ve vazife ile onurla taşıdılar, hızla koştular, bugün 4 yeni arkadaşının eline veriyorlar. Onların arkasında sımsıkı duruyorlar. İşte partililik budur, işte CHP budur. Yeni aday olan, ön seçimlerden çıkan, mutabakatla çıkan ya da mevcut görevlerine devam eden başkanlarımızın her birisi ayrı ayrı bizim için kıymetli. Ayrıca Yusufeli’nde kardeşimin adı, eczanemin adı Barış’ımız var. Hikayesi yarım kaldı. Onu da halletmeye geldik inşallah” dedi. Özel, şunları kaydetti:
“Baba ocağının tapusu Atatürk’tedir”
“Artvin, CHP için önemli bir kale ama sadece CHP’lilerin kalesi değil. Vatanını, milletini seven, Atatürk’ün emanetine sahip çıkan, havası gibi duruşu hem sert, hem mert, son derece tavizsiz ve son derece sıcakkanlı insanlardan oluşuyor. CHP’nin Artvin’deki varlığı aslında Artvin’in baba ocağına sahip çıkması demektir. Herkes baba ocağına doğar. Kimi baba ocağında durur. Bu arkamdaki arkadaşlar baba ocağının çorbasını kaynatan, bacası tütsün diye odun çeken arkadaşlardır. Kimi büyüğüne gider, kimi küçüğüne razı olur. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur. Ama herkes bilir ki bir gün başım sıkışırsa, bir gün zora düşersem baba ocağında çorba kaynamaktadır, bacası tütmektedir. Kim gelirse baba ocağına kapı ardına kadar açıktır. Yeri baş köşedir. Zira bu baba ocağının tapusu ne bendedir, ne Kemal Beyde vardı. Allah gani gani rahmet eylesin Ecevit’te de yoktu, İnönü’de de. Bu baba ocağının tapusu bir kişiye kayıtlıdır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk. O yüzden bir şehirde CHP’li bir adaya oy vermek, sadece bir parti tercih etmek değil. Atatürk iki büyük eserim var, birisi Cumhuriyetse birisi CHP demiştir. Dedenizin, babanızın partisidir. Geçmişte ne olmuş, ne bitmiş ayrıdır ama Artvinlilere baba ocağına sahip çıkmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine sahip çıkmak yakışır.”
“CHP’liler partisinin arkasında”
“Biz bir adayın yeniden adaylaşıp, adaylaşmamasına memnuniyet anketleri ile bakacağız dedik. Bir anket gördük, beğenmedik, inanmadık. Bir daha baktık. Buraya ekipler yolladık. Sorduk, soruşturduk. Dediler, biraz yorgunluk var. Halkta biraz kırgınlık var. Yeni bir enerjiye, yeni bir nefese ihtiyaç var. Ricada bulunduk, dedik ki tercihi siz yapın. Siz karar verin. Siz kaldırın elini. Hangi adayı seçeceksek baba evinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde çalkantı yaratmayalım. Ben eski dosttan düşman olmaz. Eski partilime kötü söz söylemem ama parti aday yapınca çok iyi de aday yapmayınca ki anketler elimizde, o zaman bir başka tercihte bulunmak… Ardanuç, Şavşat, Hopa, Kemalpaşa’da adayların arkasında adaydan çok duran başkanlar varken, biz burada da benzer bir davranışı beklerdik. Bunu bu parti hak ederdi, olmadı. Ama olmadı derken, bakıyoruz. CHP’den birisi gider, o gidişin peşinden partiden hatırı sayılır, bir miktar, birazcık bile gidiş olsa dersin ki acaba yanlış mı yaptık? Ama görüyorum ki giden gidiyor ama CHP’liler, altı okun arkasında, partisinin arkasında, Artvin’de bir kaybın ne demek olduğunu bildikleri için kaya gibi duruyorsunuz. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum.”
“Ülkesini ve partisini sevenlere güveniyorum”
“Yıllar geçecek, gidenler gittiği ile kalacak. Ama tarih Atatürk’ün evinden gidenleri değil her şartta burada kalanları ve ona sahip çıkanları yazacak. O yüzden Artvin seçimi şimdi daha önemli. Size emanet bir durum var. Seçime kadar kafası karışan, bu olanları bilmeyen, isme bakan, yanlış yapacak olan, sonra pişman olacak olan kim varsa sizlere emanettir. Gidin, koluna girin, doğrusunu anlatın, süreci paylaşın ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine sahip çıkmaları için ne yapmaları gerektiğini satır satır anlatın. Kararsızı siz bilirsiniz. Siyasete uzak olanı siz bilirsiniz. Acaba sandığa gitmeyeceğim mi diyen varsa onu da siz bilirsiniz. Onu siz ikna edersiniz. Ben bu konuda sadece ve sadece sizlere, Artvin’i sevenlere, ülkesini ve partisini sevenlere güveniyorum.”
“Size söz veriyorum”
“Türkiye’de AK Parti seçmeninin en çok şikayet ettiği husus, özellikle kadın seçmenin evlatlarının iyi eğitim almadığı hususu. Türkiye’de yüzde 27 AKP’li kadın seçmen çocuğum iyi eğitim alıyor diyor. Bu oran Artvin’de yüzde 15’e düşmüş. Yüzde 85 eğitimden memnun değil. Rakamlara da maalesef yansıyor, 81 il içinde eğitimdeki başarı açısından Artvin’in durumu nasıl oluyorsa en sondan bir önceki yerde yer alıyor. Biz bir profil araştırması olarak baktığımızda Artvin, okuyan nüfusu, Cumhuriyetin değerlerine bağlılığı, kültür düzeyi ile bu sonucun hiç olmaması gereken bir noktada. Bunun için CHP, Artvin’de belediye başkan adayı olarak gösterdiği Sayın Bilgehan Erdem’in, hocamızın bu konuyu en öncelikli meselesi yapacağına, bu konuda yerel yönetim ne yapabiliyorsa onun çok daha ötesinde inisiyatif alacağına, Artvin’in beklentisine Bilgehan Hocanın iyi geleceğine yürekten inanıyorum. Hocanın yapacak çok işi var. Onları ayrı ayrı konuşuruz. Ama hoca Artvin’in eğitimi, öğretiminde, çocuklar için kreşte, gençler için halk dershanelerinde ya da çocuklarımızın yurtiçi ve yurtdışı yaz ve kış kampında, nasıl bir proje geliştirirse bakın hocanın iki omzu var. Hocanın bu sağ omzunda bundan sonra Mansur Yavaş’ın eli olacak. Size söz veriyorum. Hocanın sol omzunda Ekrem İmamoğlu’nun eli olacak.”
“Hepinizin arkasındayım”
“Sosyalist Enternasyonel’in Başkan Yardımcısı seçildim. Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin kongresinde konuştum. Hem Alman Başbakanı Olaf Scholz’la, hem partinin Genel Başkanı Lars Klingbeil ile konuştum. Dedim ki gençlik örgütlerimiz öğrenci değişim organize etsin. Siz Türkiye’nin en güzel yerlerine öğrencilerinizi yollayın. Biz Almanya’nın en güzel yerlerine, yazın ve kış tatillerinde öğrenci değişimi yapalım. Bilgehan Hocanın kontrolünde, buranın gençleri ve öğrencileri Almanya’dan başlayarak, dünyanın neresinde siyasi akrabalarımız varsa, bir kültür ve eğitim programı için çalışacaklar, arkalarında bu sözü başka şehirde vermedim, Genel Başkanınız Özgür Özel duracak. Artvin’in eğitim ve öğretim meselesindeki hak etmediği yerden çıkarana kadar ama halk dershaneleriyle, CHP’li emekli öğretmenleri seferber ederek ama uzaktan eğitim modülleri ile Bilgehan Hoca Artvin’in eğitim sorununa nasıl reçete yazıyorsa sonuna kadar arkasındayım. Söz veriyorum.”
“Artvin’e ihanet”
“Ben hocanın maden meselesindeki duruşunu takip ettim, takdir ettim. Sevgili Uğur Bayraktutan, il yönetimimiz, ilçe yönetimlerimiz Cerattepe konusunda önemli mücadele verdiler. Ben madencilik işini bilirim. Aslında o mücadele o kadar önemli bir noktaya geldi ki bakın, eğer CHP’nin ve çevrecilerin tutumu olmasaydı, Cerattepe’de altın madeni çıkarılırken açık liç uygulaması olacaktı. Aynı İliç’teki gibi. Şu anda kapılı madencilik var. Aşağıda emekçiler çalışıyor. Yukarıda nakliyeciler, içinde cevher olan, çıkan toprağı ulaştırıyorlar. Şu anda burada siyanür yoksa bu mücadelenin sonucunda yok. Ama bu maden bambaşka niyet içinde. Bu maden açık ocağa dönüştürülmek isteniyor. Açık ocak olursa ne olur söyleyeyim. Bir, madende iki asgari ücretli istihdam, kapalı ocakta var, açıkta yok. Açık ocakta zaten madenci yok, dozerci var. Dozerle alıyor, bir tarafa yığıyor. Üç, bir yere götürmek yok, nakliye yok. Oluşan yığının üstüne geliyorlar, siyanürü döküyorlar. Aşağıdan altını toplayıp gidiyorlar, siyanürle, arsenikle suyunuzu baş başa bırakıyorlar. Artvin’e ihanet edecek birisi Artvin’de yaşıyor olamaz.”
“Artvinlileri tehdit ediyor”
“Birileri Artvin’e Artvin’in ipini çekmeye geliyor. Biz olursak kimse işsiz kalmaz. Kimse aşsız kalmaz, kimsenin düzeni bozulmaz ama kimsenin gelip Artvin’e siyanürlü su içirmesine, Artvin’i perişan etmesine, asit yağmurları yağmasına asla izin vermeyiz. Çoluğunu, çocuğunu düşünen Bilgehan Hocanın arkasında duracak. Artvin’in geleceğini düşünen Bilgehan Hocanın arkasında duracak. Kağıt üzerinde Artvinli olup, dışarıdan ithal adaylarla Artvin’in başına bela getirmeye ya da öyle bir belanın gelmesi için oyları bölmeye, Artvin’e ihanet etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu böyle bilinsin. Şimdi tabi bir Faruk Çelik gerçeği var. Bir de çıkmış Kemalpaşa’da vatandaşımızı tehdit ediyorlar. Diyor ki eğer bize oyu vermezsen size hizmet gelmez diyor. Sen Artvinli olsan, yüz yüzden utanır, insan insandan utanır. İnsan kendi hemşerisini tehdit etmekten utanır. Ben Manisalıyım. Manisa’da belediye seçimlerinde yarışıyoruz. Seçim bitiyor. Seçilen bütün belediye başkanlarını arıyorum. Benim yapacağım ne varsa ama MHP’li ama AKP’li, kendi memleketim için olacağı için artık siz benim gözümde partinizin değil şehrinizin belediye başkanısınız, hepimizin belediye başkanlarısınız diyorum. Büyükşehirlerimizden bir katkı olacaksa buradayız. Ankara’da yapacak bir şeyin varsa buradayım diyorum. Hatta diyorum başkanım bir şey istersin, sizinkiler yapmaz, sen söyleyemezsin söyle ben eleştiririm, işini gördürtürüm diyorum. Ama bu gelmiş Kemalpaşa’da Artvinlileri tehdit ediyor. Oy vermezsen hizmet yok diye. Hadi canım sende. Artvin’in havasında, insanlarının yüreğinde senin tehdidine boyun eğecek birini görüyor musun burada? Yazıklar olsun sana.”
“5,5 çeyrek altın kayıp”
“Bir yandan Artvin’e gelince emekliden bahsetmek lazım. Artvin’de 42 bin emekli var. 44 bin çalışan var. Neredeyse başa baş. Emekliler sesimi duymaya, seslerini duyurmaya, meydanlara koşmaya başladılar. Sonra bütün siyasi liderler emekli konuşmaya, gazeteler emekli manşeti atmaya, televizyonlar emeklinin durumunu konuşmaya başladılar. 3 Kasım 2002’de geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Hiç size ilişmeseler, dokunmasalar, düzeninizi bozmasalar, bugün 1,5 asgari ücret 26 bin lira. Ama kaç para alıyoruz? 10 bin lira. Geldikleri gün en düşük emekli maaşı şu çarşıdaki kuyumcudan 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün 10 bin lira en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Geldikleri günden bugüne 5,5 çeyrek altın kayıp var. Allah için düşünün. Bir emekli cebindeki bir çeyrek altını düşürse, bütün Artvin’i dört dolaşır, benim altın nerede kayboldu diye. Bir emekli değil her emekli, bir sefer değil her ay, bir altın değil 5,5 altın kaybediyor. Sadece bu iktidarın yaptıklarından dolayı. Peki o altını arayacak mısınız? Nerede kaybettiyseniz orada bulunur bir şey. Siz bunu bir seçim sandığında kaybettiniz. İlk seçim sandığında hep beraber bulacağız o altınları. Emekliler bayram ikramiyesi alıyor değil mi? Kimin sayesinde, Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde. 2015, 7 Haziran’da Kemal Bey dedi ki her emekliye 2 bayramda birer ikramiye vereceğim. Dediler veremezsin. 7 Haziran’da seçimi kaybettiler. 1 Kasım gelirken biz de vereceğiz dediler. Sonra 3 yıl, kulaklarının üstüne yatıp, 6 ikramiyenizi söz verdikleri halde ödemediler. 2018’de biz bir maaş diyorduk, bin lira verdiler. Biz beğenmedik, itiraz ettik. O beğenmediğimiz bin lira, o gün 24 kilo kıyma alıyordu. Şimdi 2 -4 Nisan arası emekli ikramiyeleri yatacak. 3’er bin lira. Al 3 bin lirayı git kasaba, 6 kilo dana kıyma. 24 kilo nerede, 6 kilo nerede? Ramazan mübarek gündeyiz, Allah Ramazanınızı mübarek etsin, tuttuğunuz oruçları kabul etsin. 30 iftar, sahur, sonra bayram sofrası. 18 kilo kıyma, iftarınızdan, sahurunuzdan, bayram sofranızdan. Evladınızın, torununuzun kursağından, sizin lokmanızdan eksik edilmiştir.”
“Beşli çeteye var emekliye yok”
“İftarda ağırlamak, en önemli gelenektir. İnsanlar korkuyor, biri beni iftara çağırırsa diye. Çağırırsa onun da onu çağırması lazım. Bir iftar sofrası bin lira. Sadece 6 yılda, sofranızdan, dolabınızdan, mutfağınızdan 18 kilo kıymayı eksik ettiler. Böyle bir haksızlığa Türkiye’de bırakın, dünyada uğrayan başka grup yok. Ama siz yalnız değilsiniz. Tam 18,5 milyon kişisiniz. Siz ailelerinizle, yakınlarınızla isterseniz her şeyi değiştirirsiniz. Diyorum ki emekliye emekli kart verelim. Elektrik, su, telefon indirim yapalım. 7’şer bin lira seyyanen zam uygulayalım. Diyor ki para yok. Ne kadar paraya ihtiyaç var bunun için? 700 milyara yakın, 690 milyar lira. Para yok diyor, öbür tarafta İliç’teki madenin vergi borcu varmış, silmiş. 222 milyon lira. Beşli çeteye, saray müteahhidine, geçiş garantisine derken 2024’te vazgeçtiği veriler toplamı size verilecek para kadar. Yani beşli çeteye var, emekliye yok. Saray müteahhidine var, İliç’teki altın şirketine, yazlık saraya, kışlık saraya, uçan saraya, yüzen saraya var. 1500 odalı saraya var. Emekliye gelince yok. Kusura bakma Tayyip Erdoğan, 31 Mart’ta emekliden de sana oy yok.”
“Geciken yatırımlardan haberdarız”
“Bir başka husus hayvancılık. Hayvancılıkta 2023 yılında 34 bin ton et ithal etmişler. Artvin’e yapılabilecek en büyük kötülük. 2024’te 600 bin baş sığır getireceklermiş, Artvin’e yapılabilecek en büyük kötülük. Et fiyatlarında yüzde 90 artış var ancak hayvancılıkla uğraşanın bıçak kemiğe dayanmış noktada. Bir tarım ülkesi olmamıza rağmen tarım ve hayvancılığa yüzde 1 sağlanacak destek, kanun gereği 264 milyarken, bunun sadece 85 milyarını verip, 170 milyarını da kur korumalı mevduata verenler, bu parayı geçiş garantili köprüye verenler, hepinizin ihtiyacı olan refah seviyesini bugünkü noktaya kadar getirdiler. Sarp Sınır Kapısı’nın yarattığı sorunu biliyoruz. Bu konuda hükümetin yapması gereken işler var. Dış politikada atılması gereken adımlar var. Muratlı Sınır Kapısı ile ilgili beklentiler var. Daha dün kuyrukta 1317 TIR’ın durumu ortada. Bu konuda belediye başkanlarımız üzerine düşeni yapacaklar, gayret edecekler. Ancak bu yaşanan sıkıntıları görüyoruz. Şavşat Yolu’ndaki heyelan tehlikesinden, Borçka’daki yol, tünel beklentisi ve yaşanan ızdıraptan, geciken yatırımların hepsinden haberdarız.”
“Ailecek bayramın yolculuk ücreti bile 16 bin tl”
“Bayramda öğrenciniz var dışarıda, yakınlarınız var dışarıda. İstanbul’dan buraya ulaşmak normalde 600-700 lirayken, bilet fiyatları bayram için olduğunda 1500-1600 liraya çıktı. Tayyip Beyin 3 çocuk yap deyip de onu dinleyenler ailecek bayrama gelip gitseler 16 bin liraya mal oluyor. Bu sıkıntıların hepsi geçen mayıs ayında verin oyu, düşürelim mazotu, düşürelim dövizi diyenler önce 4 bin liralık mazotu 19 lira yapmıştı, düşüreceğiz dediler, bugün 43 lira oldu. İğneden ipliğe her şeye zam gelen bir sürecin içindeyiz. Bundan sonraki süreçte artık hep beraber, bu sorunları çözmek için bu iktidara bir dur demeliyiz. Burası elbette yerel seçim. Adaylar burada. AKP’li de olsan MHP’li de olsan şu hissiyatı yaratmaman lazım. Yahu emekliyi bu kadar zora koydum, yine oyunu aldım. Hayvancılık bitti ama yukarı köylerden oylar geldi. Efendim, siftahsız esnaf borcunu ödeyemiyor. Ama oyunu esirgemiyor. Ben bir taraftan bu kadar işsizlik yarattım, bu kadar memnuniyetsizlik yarattım ama oylara gelince yine oyları topladım derseler, 1 Nisan günü yapacak bir şey yok. Çünkü artık 3-4 sene seçim yok. 1 Nisan’dan bir gün sonra dövünmekle olmaz. Ama bir gün önce 31 Mart’ta yapacak bir şey var. Sarı kartı gösterin. Kırmızı ışığı yakın. Artık emeklinin sesini duyun, emekçinin sesini duyun, hayvancılıkla uğraşanın sesini duyun, esnafın sesini duyun ve artık bizim sesimizi duyun yoksa biz yokuz demenin zamanı geldi. Bunu demeyenlerin bundan sonra acı reçeteyi içeceğinden, bundan sonra kemeri yine bizlerin sıkacağından kimsenin şüphesi olmasın.”
“Yalandan korkanların oylarını isteriz”
“Bir yanda Tayyip Beyin yıllar önce söz verip de o zaman 80 bin kişiyken, şimdi atamadığı 1 milyon öğretmen var. Var mı burada ailesinde atanmayan öğretmenler? Dünya kadar var. Bu öğretmenlere mülakatsız atama sözü verdiler, Mehmet Şimşek açıklama yaptı, bu sene kimseyi almayacağız diye. Seçimden önce mülakatı kaldıracağız dediler, kaldırmadılar. Staj mağdurlarını, çıraklık mağdurlarını emekli etmediler. Bir yandan işçi emeklisi 7 bin 200 günle, kadınlar 500 günle emekli olabilirken, Bağ-Kur’a 9 bin günü dayattılar, çözeceğiz dediler. Çözmediler. Toplumda kimin derdi varsa, 1 Nisan’dan sonra bu ülkede CHP sizlerin verdiği güçle, destekle kim eziliyorsa ezilenin yanındadır. Kimseyi karınca gibi ezdirmeyiz, karıncanın kardeşi vardır. Onun da adı CHP’dir. Sözün özü bu seçimde bir tarafta birbirine tutunan, ayakta kalmaya çalışan, korkuyu örgütleyen, güzel söz söylemeyen, tehdit eden, şantaj yapan, depremzedelere bile tehdit yapan, Kemalpaşa’da kendi hemşerilerini hizmet getirmemekle tehdit eden bir korku ittifakı var. O ittifakın adı Cumhur İttifakı. O ittifaktan ayrılan bir parti oldu. Bakın bizden de oldu. Ne diyoruz biz, canınız sağ olsun. Orada geçen mayısta birlikte olduğu Yeniden Refah ayrıldı, Necmettin Hocanın oğlu o. Ayrılana kadar iyiydi, şimdi diyor ki ip cambazı bu. Diyor ki zübük bu, dolandırıcı bu, bunlardan hayır gelmez. Eski dosttan düşman olmaz. Dün öptüğü yüze bugün tükürenden, methettiğine bugün küfredenden, dün yol yürüdüğüne bugün iftira atandan, FETÖ’cü diyenden, o diyenden bu diyenden bir şey olmaz. Biz dostumuzu biliriz. Eski dostu düşman etmeyiz. Biz Artvin’de geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de sosyal demokratların oylarını isteriz, milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, haramdan, yalandan korkan, bunların geldiği yerden geri çekilenlerin oylarını isteriz.”
“Artvin’in yüzünü güldürün”
“Biz Artvin’de insan ayırmayız. Seçildikten sonra belediyenin kapılarını her görüşten Artvinliye açarız. Biz bundan sonraki dönemde Artvin’e hizmet etmek isteriz. Bu süreçte buraya Allah göstermesin, açık madene izin verecekler, Artvin’i ranta açacaklar, gelirse biz bundan endişe ederiz. Bunun için Artvin’de bizim ittifakımızın adı Artvin ittifakıdır, Türkiye’de Türkiye ittifakıdır. Türkiye ittifakında kim vardır? Milli takım gol atınca kim ayağa fırlıyorsa, Türkiye ittifakındadır. Filenin sultanları dünya şampiyonu olunca, İstiklal Marşı okunurken, filenin sultanları ile birlikte kim gözyaşı döküyorsa, kim gırtlağı düğümlenip İstiklal Marşı okuyorsa, Türkiye ittifakında bizimle beraberdir. Renklerimiz ay yıldızlı al bayraktandır. Hepimizin bildiği o güzel renklerdir. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Bilgehan Erdem kazanacak, Artvin kazanacak. Türkiye ittifakı kazanacak, Türkiye kazanacak. Siz kazanacaksınız, biz kazanacağız, hep birlikte kazanacağız. Artvin’de Bilgehan Başkana, ilçelerimizde Gazi Mustafa Kemal Paşanın partisi altı okun partisi CHP adaylarına desteklerinizi bekliyorum. Onları sizlere emanet ediyorum. Ben size inanıyorum, güveniyorum. Bu seçimi kazanın Artvin’in yüzünü güldürün.”
Kaynak : PHA