“Demokrasilerde çare tükenmez ama demokrasiye aykırı davrananlar tükenir.” Servet Tanilli
Büyük bir heyecanla beklenen 24 Haziran seçimleri nihayete erdi. Türkiye’ye yakışan tablo da buydu. Herkesin kendi hür iradesini sandığa yansıtarak bu vesile ile yetkiyi kime vereceğini de belirlemiş oldu. Halkın nezdinde taht kuranlar ve duygusal bağ yaşayanlar bu seçimin galibi oldu. Bu arada bir noktaya dikkat çekmek gerekir; o da şudur: Sosyal medyanın sandığa ne kadar yansıdığını hepimiz şahit olduk. Aslında buna dikkat edecek olan siyasi partiler ve siyasetçilerdir. Ama bu demek değildir ki tamamıyla boşlamak ya da tamamıyla bağlanmak. Tüm kesimlerin dikkatlerini dinlemek ve ona göre stratejiler geliştirmek. Vatandaşın; yapılan araştırmalara, yorumlara ve yapılan algılara rağmen Türk milleti en iyi siyaseti yaptığını ve nasıl bir yol izleyeceğini ortaya koymuş oldu. Halk, seçimlere nasıl gidildiğini ve hangi tehlikeler altında olduğunu farkındaydı. Tüm bunlar göz önüne alındığında istiklal ve istikbal odaklı olmasını temenni eden halk, bunu ancak Sayın Cumhurbaşkanı şahsında gördü; tercihini ona göre kullandı.
Türkiye’de Sayın Cumhurbaşkanı bir realitedir. Çünkü siyaset sahnesine çıktığından beri kartopu gibi büyüyerek yoluna devem etmektedir. Hem halkın isteklerine karşılık verebiliyor hem de çok başarılı siyaset olgusu gösteriyor. İkisi birleşince başarı kendiliğinden oluşuyor. Hiçbir zaman bu başarının arkasına sığınmadı; geri kalan seçmeni de ikna etmek için var gücüyle çalışmaya devam ediyor. Onunla kıyaslama yapmak için çalışmaları da göz önünde bulundurmak gerekir. Bu anlamda bakıldığın başarının tesadüf olmadığı her halinden belli oluyor. Hiçbir başarı tesadüf değildir.
Sayın Bahçeli’nin hakkını teslim etmek gerekir. Gerçi aldığı kararlar her zaman takdirle karşılanmış, işin sonunda haklılığını ispat etmiş olur. Vatan ve millet söz konusu olduğu zaman bir an olsun tereddütsüzlük göstermez, gerekeni en hızlı şekilde almaya çalışır. Bu seçim sürecinde anketörcülerin büyük bir haksızlık yaptığını herkes şahit oldu. Bilinçli olarak yapılan algılara rağmen, MHP’ye gönül vermiş insanların çok sağlam karakterde olduğunu göstermiştir. Milli şuur bilincinden vazgeçmeyen seçmen, anketörlerin heveslerini de kursağında bırakmış oldu.
Bu seçimle yeni sistemin oylanması açısından da çok önemliydi. Seçmenin %70 üzerinde katılımın gerçekleşmesi de halkın sistemi ne kadar önemsediğini gösteriyor. Türk halkı aynı zamanda geleceğine de sahip çıkmış oldu. Halk iradesinin bu sistem üzerinde daha çok egemen olduğu aşikârdır. Demokrasi, barış ve huzur içinde gerçekleşmesi gerekir. Bazı istisnai durumlar oluşmuşsa da olayın üstesinden gelebilmiştir. Bugün Avrupa ülkesinde bile seçimden sonra devam eden provokasyon eylemler ve anarşist durumlar görmekteyiz. Bu açıdan bakıldığın Türkiye, demokrasi sınavını başarı ile geçmiştir.
Vesselam!