Geçtiğimiz hafta pazar günü toplumun geleceğini ilgilendiren, ülkenin yarınlarını şekillendirecek olan milli bir sözleşme imzalanmış oldu.
Seçmenlerin büyük teveccüh göstermiş olduğu 16 Nisan referandumunda, anayasa değişikliği yüzde 51 buçuk oranla kabul edildi.
Oysa bu oran daha yüksek olabilirdi, lakin bazı nedenler yüksek çımasına engel oldu sanki:
Nedir o nedenler?
--FETÖ’nün kamu kurumlardaki paralel uzantıları görevden uzaklaştırılınca mutluluğa gark olan toplum, örgütün siyasi ayağına da dokunulur diye beklenti içine girdi, ancak bu olmadı…
--Söz konusu yapıya üye olanların iş akdi sona erdirilince hem kendileri hem de yakın çevreleri Ak Parti’ye tavır aldı…
--Seçilmişlerin bir kısmı başkanlık sistemiyle birlikte yetkileri tırpanlanacağı, eskisi kadar fonksiyonu olmayacağı savıyla yakın çevreleriyle birlikte muhtemelen perdenin gerisinde “Hayır”a meyletti…
--Ak Parti ve MHP ittifakı milliyetçi Kürt tabanını rahatsız etti, bu rahatsızlık sandıklara olumsuz etki yaptı…
--Kuzey Irak Bölgesel Başkanı Mesut Barzani’nin bayrağı üzerinden yapılan polemikler MHP tabanını rahatsız etti…
--MHP parçalandı, muhalif kanat birçok kentte salon toplantıları düzenleyerek seçmenlerden “Hayır” oyu kullanmalarını telkin etti…
--Ak Parti içerisinde konuşlanmış kiripto FETÖ’cülerin parti içinden ayıklanmamış olması tabanda rahatsızlık oluşturdu…
--7 Haziran genel seçimlerinden gerekli dersler çıkartılmadı, bu minvalde geleceğe yönelik gerekli tedbirler alınmadı…
--Ak Parti teşkilatlarında samimi gönüldaşlar ötekileştirildi, menfaat peşinde koşan platonik çevreler baş tacı edildi…
--Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait liderlik karizması gölgesinde Ak Parti’den nemalananlar bir hayli tepki topladı…
--Miting meydanlarında anayasa değişikliği konusu az işlendi, daha çok muhalefete eleştiri okları yöneltildi…
Bütün bunlar “Evet”in oylarını bir nebze düşürdü, oysa yüzde 55 gibi daha güçlü bir oran oluşabilirdi.
Yine de hayırlısı…
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ