Yazar Emine Şenlikoğlu’nun yıllar önce yazmış olduğu “Burası Cezaevi” isimli kitabını okuyorum bu aralar.
Şenlikoğlu, bir zamanlar mahkûm kaldığı cezaevindeki mağmum günlüklerini nakşetmiş eserin şeffaf sayfalarına.
Kitabın bir bölümünde altı kalın çizgilerle çizilmiş olan birkaç paragraf, adeta tüyler ürperten cinsten…
Söz konusu paragraflarda yer alan utanç verici olayı, Şenlikoğlu şöyle izah ediyor:
“Koğuşumuza getirilen Suriyeli bir kadın, ülkesinde başından geçen bir olayı şu şekilde anlattı.
Kadın üniversite öğrencisiyken İslam’la tanışıyor ve dininin emrettiği şekilde yaşamaya başlıyor. Bu arada İslam’ı yaşayan bir beyefendiyle de hayatını birleştiriyor.
Ancak Suriye’nin despot yönetimi, İslam’ı bihakkın yaşadıkları gerekçesiyle bu aileye yaşam hakkı tanımıyor.
Mevcut devlet başkanı Beşar Esad’ın babası ve halefi olan Hafız Esad’ın rejim bekçileri, bu aileye her türlü işkenceyi reva görüyor.
Günün birinde askerler ailenin kapısını çalıyor ve hem kadını hem de kocasını tutukluyorlar.
Götürmüş oldukları zindan denilen gizemli bir ortamda bunları günlerce aylarca işkenceden geçiriyorlar.
Akabinde biçare erkeğin elini ayağını prangayla bağlıyor, gözlerinin önünde hanımının ırzına geçiyorlar!!!”
Dünyaya ezanı ilk duyuran Hz. Bilal-i Habeşi, Hz. Zeynep, Şeyh Muhiddin-i Arabî ve daha nice İslam âliminin metfun bulunmuş olduğu bu mübarek ülkede, söz konusu olayların vuku buluyor olması, Suriye adına okkalı bir rezalettir.
Görüyoruz ki bugün halefinin koltuğuna oturan (Beşar Esad) jakoben selef de adeta babasını aratmıyor:
Uzun yıllar İslami kimliğiyle anılan Hama kentine kimliğinden ötürü bomba yağdırıyor!
Halkının her türlü özgürlüğüne pranga vuruyor!
Kendisi elit bir tabakayla birlikte zevk-ü sefa içinde yaşıyorken, vatandaşlarını yoksul bırakıyor ve bunla da kalmayarak, her türlü zulmü yapmaktan geri kalmıyor.
Zulme daha fazla dayanamayan binlerce Suriyelinin Türkiye ve Lübnan’a sığındıkları herkesin malumu…
Ufacık bir sivrisineğe mağlup olan zalim ve despot Nemrut’un akıbeti, çok yakında Beşar Esad’ı bulursa şaşmamak lazım.
“Eceli gelen köpek cami duvarını pisler” şeklindeki vecize, tam da zalim Esad rejimini izah ediyor elbette.
Moskofların bile yapmadığını kendi halkına reva gören diktatör Esad’ın, yakın bir gelecekte Şam meydanında darağacında sallanacağı artık gün gibi aşikâr.
Atalarımız öyle buyuruyor; “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.”
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle… 18.10.2011
Bilal KARADAĞ