Üç harfli
İki heceli,
Bir aşk hikâyesi
“ALO” kelimesi.
Telefonda hemen hemen her gün, kim bilir kaç defa kullandığımız “ALO” kelimesi gerçekten bir sevgilinin kısaltılmış adıdır.
Annesiyle, sevdiği kız doğuştan sağırdı. Sağırlarla ilgili çalışırken telefonu keşfetti. Alexander Grahamm Bell. Sevgilisinin tam adı”ALLESSSANDRA LOLİTA OSWALDO’dur. Bu sevimli genç kız, telefonu keşfeden A. Grahamm Bell’in sevgilisiydi. Bell, telefonu bulunca ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo’dan başkası olamayacağını bildiğinden Grahamm Bell telefonu açar açmaz,”Allessandra Lolita Osvaldo”diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı. Telefonu her açışında O’nu “Ale Lolos” diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Grahamm Bell, sevgilisinin adını dahada kısalttı ve iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad”ALO”ydu. A Lolita Oswaldo, çalışmasını geliştirip bütün şehre yaymaya çalışan, telefondan başka bir şey düşünmeyen ve bitip tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olunca sevgilisi Bell’i telefonuyla baş başa bırakıp terk etti. Yaşlı Bell, sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından hiç ayrılmadı. Şehirde çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başladı. Bell’i artık başka kişilerde arıyordu. Fakat o,telefonun her çalışında, sevgilisinin kendisini aradığını sanarak “ALO” diyerek açıyor ve artık herkes de Bell gibi “ALO” diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtığında, Bell’in hatırasına saygı olarak “ALO” demeye başladı. Bu gün hepimizin kullandığı “ALO” kelimesi işte o günlerden günümüze uzanmaktadır.
En iyi dileklerimle.