Türkiye’de 12 milyona yakın engelli, eğitim ve istihdam başta olmak üzere sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama katılma sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu öne süren Adıyaman Eğitim Sen Şube Sekreteri Zeynal Polat,"Engellilerin sorunları görmezden gelinmemeli, yaşamlarını kolaylaştıracak adımlar acilen atılmalıdır sözlerini ifade eden Adıyaman Eğitim Sen Şube Sekreteri Zeynal Polat açıklamasının devamında," 3 Aralık günü, Birleşmiş Milletlerin (BM) 1992 yılında aldığı bir kararla “Uluslararası Dünya Engelliler Günü” olarak ilan edilmiştir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engellilerin başta eğitim ve sağlık sorunları olmak üzere, günlük yaşamda karşılaştıkları sorunların çözülmesi için gerekli adımların bir türlü atılmadığı bilinmektedir. Türkiye’de 12 milyona yakın engelli, eğitim ve istihdam başta olmak üzere sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama katılma sorunlarıyla karşı karşıyadır. Örneğin Türkiye’de engelli nüfusun yüzde 80’i çalışma yaşamı dışındadır. İş yasalarına göre elli ve üzeri çalışanı bulunan özel sektör iş yerlerinde en az yüzde 3, kamuda ise yüzde 4 engelli personel çalıştırılması zorunlu olmasına rağmen, gerek kamuda gerekse Milli Eğitim Bakanlığı’nda engelli atamaları yıllardır yasal olarak belirtilen zorunluluk oranının çok altında kalmıştır. MEB, engelli öğretmen atamalarını sürekli olarak ağırdan almakta, ataması yapılmayan bütün öğretmenler gibi, engelli öğretmenlerin atanması yapılmadığı için mağduriyetler yaşanmaya devam etmektedir. Türkiye, engellilerin eğitimi konusunda gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarla kıyaslandığında olması gereken düzeyin çok gerisindedir. Engellilerin eğitim alma ve meslek edinme taleplerini gerçekleştirme olanakları son derece sınırlıdır. Son yıllarda, sayıları hızla artan özel eğitim merkezlerinin denetimsiz uygulamaları nedeniyle engellilerin ve ailelerinin mağdur edildiğine ilişkin örnekler artmaktadır. Engellilerin eğitimi açısından hayati önem taşıyan özel eğitime uygun nitelikte okul ve kurumların sayısı hala çok yetersizdir. Türkiye’de 2022 itibariyle 1.573 özel eğitim veren okul/sınıf/kurum varken, özel eğitimden yararlanan öğrenci sayısı 472 bin 686’dır. Mevcut özel eğitim okulları ve kurumların yetersizliği ve sadece belli illerde yoğunlaşması, diğer iller ve bölgelerde yaşayan engellileri ve ailelerini çaresizliğe itmektedir."dedi.
"Özel eğitime bütçeden yeterli kaynak sağlanmalı"
Türkiye’de okul çağında olup da özel eğitim alamayan çocuk sayısı hala çok yüksek olduğunu ifade eden Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’de başta eğitim kurumları olmak üzere, genel ve yerel hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi aşamalarında engelli yurttaşların koşulları ve ihtiyaçları dikkate alınmamaktadır. Engellilerin önemli bir bölümü kendi başına ihtiyaçlarını giderememekte, aile bireylerine bağlı ve bakıma muhtaç şekilde yaşamını sürdürmektedir. Türkiye’de okul çağında olup da özel eğitim alamayan çocuk sayısı hala çok yüksektir. Özel eğitim için gerekli bilgi, hizmet ve fiziksel çevre koşullarının özel eğitim kapsamında olan engelli çocuklar için yeterince ulaşılabilir hale getirilmemiş olması düşündürücüdür. Eğitim Sen, yıllardır engellilerin eğitimi konusuna yönelik olarak özel politikalar belirlenmesi, toplumsal yaşam alanlarının engellilerin beklentilerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu konudaki taleplerimiz şu şekildedir; Engellilerle ilgili her türlü eğitim, yardım ve diğer etkinlikler kamu eliyle ve kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılmalıdır. Gerek eğitim merkezleri ve eğitim programları, gerek engellilerin eğitiminde görev alacak deneyimli kadro oluşturulmasına dair politikaların oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir. Engellilerin her türlü kamusal haktan eşit şekilde yararlanması için gerekli olan düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Özel eğitime bütçeden yeterli kaynak sağlanmalı, kamuya ait özel eğitim kurumları ve okullarının sayısı artırılmalıdır. Engellilerin eğitimi ile ilgili olarak tam donanımlı okul ve sınıflar kurulmalı, bu alanda uzman personel çalıştırılmalı, tüm bölgelere ve yurttaşlara eşit ve dengeli bir eğitim hizmeti olarak sunulmalıdır. Özel eğitime muhtaç çocuklar için yeterli sayıda öğretmen, rehberlik uzmanı, psikolojik danışman ve yardımcı hizmet personeli kadrosu açılmalı, bu personel her yıl hizmet içi eğitimden geçirilmelidir. Engelli bireyler engel tanısı konduktan sonra yaşam boyu özel eğitim sürecine dâhil edilmelidir. Eğitimlerine özel eğitim sınıflarında bu eğitimi veren öğretmenler ile devamı etmeleri sağlanmalıdır. Özel eğitim sınıflarında da grup eğitiminin yanında bireysel eğitim verilebilmelidir. Yollar, binalar, toplumsal yaşam alanları engellilerin ihtiyaçlarına uygun bir düzenlemeye kavuşturulmalı, toplum engellilere nasıl davranacağı ile ilgili bilinçlendirilmelidir. Engellilerin lehine, onların talepleri doğrultusunda bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olarak çalışanların ve sosyal güvenceden yoksun olan ailelerin çocuklarının kullandığı bütün cihazlar devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanmalıdır. Çocukların sosyal aktivitelerini geliştirecek etkinliklere öncelik verilmelidir. Sorun sadece eğitim boyutuyla sınırlandırılmamalı, engelliler için yeni istihdam alanları yaratılmasına özen gösterilmelidir. Hiçbir koşul aranmaksızın yeni istihdam alanları açılmalı, yasal olarak engelli çalıştırma zorunluluğu bulunan iş yerlerinin denetimleri yapılarak, kurallara uymayanlar hakkında gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır"
Kaynak: PHA