Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) öncülüğünde, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası'nda (ATSO) düzenlenen Depreme Dirençli Kentler temalı sempozyum alanında uzman çok sayıda bilim insanını bir araya getirdi.
Sempozyuma Prof. Dr. Haluk Özener, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Prof. Dr. Tolga Çan, Prof. Dr. Erdem Canbay, Prof. Dr. Sinan Mert Şener ve Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu sunumları ve konuşmaları ile katkı sunarken, TMMOB adına Ufuk Bayır ve İnşaat Mühendisleri Odası adına da Tuncay Kaya birer konuşma gerçekleştirdiler.
ODTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Erdem Canbay, sempozyum sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Canbay sempozyum sonrası açıklamasında, "Bu son deprem gösterdi ki, hazırlıklı olmamız gerekiyor bu son deprem bütün şehirlerimizin hazırlıksız olduğunu gösterdi bize. Onun için Adıyaman'da diğer öbür illerimiz gibi önlemlerini almalı, bundan sonraki hasarları ya da olacak depremlerde bir felakete dönüşmemesinin depremin, ileriki depremin hazırlığını yapması gerekiyor.
"Sorumluluğu inşaat mühendislerine yıkmak, günah keçisi yaratmak olur"
Depremin felakete dönüşmesinin sorumluluğunu sadece inşaat mühendislerine yıkmak, sadece günah keçisi yaratmaya çalışmak olur. Elbette eğer tasarımlar yanlış yapıldıysa bunun bir miktar etkisi olacaktır. Ama toptan göçen binaların sorumluluğunu inşaat mühendislerine yüklemek büyük haksızlık olur. Bence imalat hataları, denetimsizlik, malzemelerin kötü olması ya da yanlış kullanılması, detaylandırma hataları birçok hatalar art arda bir zincir şeklinde gelince göçmeye sebep oluyor. Sadece inşaat mühendislerinin suçlanması çok büyük bir hata olacaktır ama elbette üniversitelerimizde onları daha iyi yetiştirmeliyiz. Standart inşaat mühendisleri de bana göre deprem hesaplarını öyle çok kolay yapamaması lazım. Bu konuda uzman olduklarını, deprem hesabı yapabileceklerini göstermeleri, o eğitimleri almaları gerekiyor ama yine de kimse tek başına burada suçlu değil. Suçlu birçok kişi, bunların da ciddi belirlenmesi gerekiyor. Öbürü kolaya kaçmak olur. Hukuken de kolaya kaçmak olur. Kimse burada günah keçisi tek başına olamaz. Bunun sorumluluğu birçok kişinin ya da kurumun üstündedir. Bir miktarı elbette inşaat mühendisliğinde de olabilir. Yanlış hesaplar, doğru sistem seçimi yapılmaması ama bunların toptan tek başına göçmeye sebep olacağını ben inanmıyorum. Dediğim gibi toptan göçme varsa bu zeminden başlayıp malzemeye, yanlış imalata, belki bir kısmı da doğru olmayan tasarıma bağlı olabilir ama dediğim gibi tek başına mümkün değil inşaat mühendislerini suçlamak.
"Depremden ders alındı mı?"
Ders aldık mı sorusu zor bir soru. Çünkü, ders aldık mı sorusunun cevabını anca bir sonraki depremde görebileceğiz. Yani onun için bir 15 sene sonra, bir büyük deprem bir yerde olduğunda göreceğiz ama ben çok kolay ders almadığımızı düşünüyorum ama birçok şey yapıyoruz, önlemler de alıyoruz. Yani buradan zorunlu ders alacak hareketler de önlemler de almaya çalışıyoruz örneğin deprem şartnamemizde deprem yönetmeliğimizi daha sıkı hale getirip bu kadar kolay göçmeyen binaları zorlayacağız. Şartnamelerdeki yönetmeliklerdeki maddeleri buna evirmeye çalışacağız. Diyebilirsiniz ki, o zaman bu mühendisliğimizi öldürebilir. İnsanlarımız öleceğine mühendisliğimizin daha düşük seviyede olduğunu kabul edip, daha sağlam binalara zorlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.
Sempozyum sonrası değerlendirme ve teşekkür açıklamasında bulunan TMMOB Adıyaman Temsilcisi Ufuk Bayır ise şunları söyledi:
"TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu işbirliği ile Depreme Dirençli Kentler Sempozyumu'na başta Kandilli Rasathane Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Yıldız Teknik Üniversitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Tolga Çan, Ortadoğu Teknik üniversitesi Prof. Dr. Erdem Canbay, İstanbul Teknik üniversitesi Prof. Dr. Sinan Mert Şener, İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu’na ve Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, Milletvekilleri Av. Abdurrahman Tutdere, Av. Mustafa Alkayış, AK Parti Belediye Başkan Adayı Ziya Polat, Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, Organize Sanayi Başkanı Abdulkadir Çelenk, Adıyaman Kent Konseyi Başkanı Hacı Sinan Temel, AK Parti İl Başkanı Emrah Bulucu, CHP İl Başkanı Engin Doğan ve tüm STK başkanlarına, mühendis meslektaşlarımıza ve sempozyuma katkılarından dolayı ATSO Genç Girişimciler Yönetim Kurulu başkanı Dilaver Bayır’a, HTG Beton yönetim kurulu başkanı Halit Turgut’a ayrıca halkımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz."
Sempozyuma katılan akademisyenlerin bildirilerinde öne çıkan hususlar ise şu şekilde:
"Kandilli Rasathane Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener:
Depremin dünyanın varoluşundan bugüne kadar gelen sürecini ele aldı. Kandilli Rasathanenin depremsellik açısından son teknolojiyle çok hızlı bir şekilde değerlendirmeler yaptığını belirtti. Depremlerin önceden tahmin edilmesinin çok net olmadığını, her bilim insanın fay zonlarını farklı yorumlayabileceğini ve Türkiye'de olası depremlerin nerede olabileceği hususunda görüşlerini ifade etti.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy:
Cumhuriyet döneminde deprem gerçeğini anlattı. Şimdiye kadar yaşanan depremlerden kesitler sunarak, depremin etkilerini ve diğer afet türlerinin olası sonuçlarını ele aldı. Türkiye’de geçen fay hatlarının nereden geçtiği ve etkilerini belirtti.
Prof. Dr. Tolga Çan:
Afet mevzuatlarından bilgiler verdi, afet mevzuatının yeterliliği ve olması gereken mevzuat maddeleri ile ilgili görüşlerini anlattı. Olası bir afet durumunda mevzuatların yeterliği konusunda bilgi verdi
Prof. Dr. Erdem Canbay:
Deprem felaketin sebeplerini ele aldı. Yapıların statik açıdan afetlere karşı nasıl olması gerektiğini açıkladı. Deprem sonrası yapılan güçlendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu ve güçlendirmenin yapının durumuna göre gerekli olduğunu söyledi. Söylemde binaların depremden sonra güçlendirilmeyeceği gibi teorilerin doğru olmadığını, yapıların doğru teknikle ve mühendislik etiğiyle yapıldığında güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Sinan Mert Şener:
Mimari tasarım süreçlerinde afete hazırlıklı bir şekilde bütün mühendislik disiplinleri ile işbirliği halinde konuların ele alınarak tasarımda kullanılacak malzeme seçimlerinin hafiflik, dayanım sağlamlık parametreleri baz alınarak seçimine, planlama aşamasında afet sonrası risklerin göz önünde bulundurularak tasarıma yön verilmesine, yapı yükseklik seçiminin çevre ile uyumunu göz ardı etmeden seçilmesine, afetlere hazırlık ve zarar azaltma planlaması risk analizine göre planlama yapılması ve bireyler ile STK'larla entegre yerel yönetimin bilimsel acil durum yönetime göre önceden planlama yapması, kaçış güzergah planlaması, boşaltma kaçış alanlarının planlaması, enkaz atım sahalarının ekolojik planlamasının afet öncesi çalışmalarının önemine değindi.
Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu:
Kent planlamasının nasıl yapılması gerektiğini, afetlerde yaşanacak olumsuzlar hesaplanarak, kentler afetlere yönelik hazır olmalıdır. Bir kentin (yerleşmenin), çeşitli çevresel, sosyal ve ekonomik zorluklar karşısında hazırlıklı olma, değişime uyum sağlama, işlevlerini sürdürebilme kapasitesinin olması gerektiğini belirtti."
Kaynak : PHA