Sarmaşıkları çok severim. Fırsat buldukça sarmaşık ekerim. Sık ektiysem seyreltirim, daha canlı daha heyecanlı olsunlar diye…

Bizim eski işyerinin kenarında küçük bir boşluk vardı. Toprak ve gübre getirdim, sarmaşık ektim. Çabucak filizlendiler. Her doğan gün bir başka güzelleşiyorlardı. Hemen büyüdüler. İpler çektim yollarına, kucak açtım kollarına, benden her gün ilgi bekliyorlardı. Sanki konuşuyorlardı. İnsana sımsıcak mutluluk dağıtıyorlardı. Hayatımın çölündeki tek yeşillikti. Kısa zamanda dost olduk. Her sabah sular, kocaman kocaman yapraklarını okşardım. İçimi bir sevinç kaplardı. Güne açılan ilk penceremdi sarmaşıklar. Kısa zamanda boy attılar. Yıldızları hedeflemişlerdi, her gün uzar birbirlerine sıkı sıkıya sarılırlardı. Hele bulut ağladığı gün keyiflerine diyecek yoktu. Bayram eder, dallarına konan kuşlarla şarkı söylerlerdi. Serpilmişler yıldızlara yol almışlardı.

Sarmaşıklar ve ben, baş başa bir başka güzeldi o anlar anlatamam. Birisi vardı ki; geç kalmıştı. Başını yeni çıkarmıştı topraktan. Konuştuk onunla havadan sudan, Dedim ki :” Acele edişin neden?”  “Öyle kıymetli ki zaman, acele edişim ondan” dedi.

Bazen rüzgâr hırpalar, örselerdi. Düzeltirdim saçlarım gibi. Bana her sabah duyguların en güzel simgesi olan masmavi çiçek açtılar. Fotoğraf bile çektirdim gölgelerinde.

Kısa zamanda yaşlandılar. Haberleri bile olmadı, soğuklar başladığında; sanki jilet atılmıştı can damarlarına, bir anda yok oldular. Kurumuş dalları bana el salladılar. ”HAYAT “ bu diyerek yıldızlara uzandılar.

Hayatınız sarmaşıklar kadar güzel olsun, fakat onlar gibi erken solmasın.

 

25.01.2013

Erkan DEMİREL