Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.Halka hizmet etmek için yapılan bir iştir.
Siyasetçi, kafasında projeleri arkasında başarıları olan,
Bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma, bilgiyi yönetme ve örgütleme yetenek ve becerisine sahip olan,
Siyaseti, ülke ve halk için yapan kişidir.
Çok partili siyasal sisteme geçilmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti:
- Üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu Jeopolitik ve jeostratejik fırsatlarına,
- Tarihi ve kültürel zenginliklerine,
- Yeraltı ve yerüstü varlıklarına,
- Genç ve dinamik insan gücü potansiyeline rağmen,
- Gelişemedi, kalkınamadı ve zenginleşemedi.
- Barış ve huzura kavuşamadı.
Yurttaş, ülkenin aslı unsuru ve gerçek sahibidir.
Yurttaşın, ülkenin aslı unsuru ve gerçek sahibi olduğu,
Siyasetin; halka hizmet etmek için yapılan bir iş olduğu, devlet işlerini düzenleme ve yürütme işi ve sanatı olduğu göz önüne alındığında:
Türkiye’nin üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatlarına rağmen kötü yönetilmesinin, kalkınamamasının ve gelişmemesinin sorumlusu:
- Seçilen siyasetçi midir?
- Siyasetçiyi seçen halk mıdır?
Bu sorular sorulmadan,
Siyasetin yapılanma amacı ve işleyişi, tartışılmadan ve sorgulanmadan,
Halkın oy verme anlayış ve davranışı tartışılmadan ve sorgulanmadan,
Türkiye kötü yönetilmekten kurtulamaz.
Üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatlarını zenginliğe dönüştüremez.
Zenginleşemez, kalkınamaz, gelişemez, aş ve iş sorunlarını çözemez.
İç ve dış sorunlarını çözemez.
Barış ve huzura kavuşamaz.