10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası nedeniyle açıklama yapan Prof. Dr. Çetin, kalp hastalıklarının, tüm dünyada ölüm ve bağlı hastalıkların önde gelen sebeplerinden olduğunu belirterek, “Gün geçtikçe artış göstermesi de bu hastalıklarla ilgili önleme, tanı ve tedavi süreçlerinin her birinin ne kadar büyük önem taşıdığının kanıtıdır” dedi.
Kalp hastalıklarıyla ilgili risk faktörlerinin bir kısmının değiştirilebilen bir kısmının ise değiştirilemeyen etmenlerden oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Çetin, şu bilgileri paylaştı:
“Kadınlara göre erkeklerin daha fazla risk grubunda olması, erkeklerin 45 yaş üzeri, kadınların 55 yaş üzeri veya erken menopoza girmiş olmaları, ailede kalp hastalığı öyküsü dediğimiz genetik miras değiştirilemeyen risk etmenlerinin başında yer almaktadır.
Obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi hastalıklar, sigara tüketimi, kolesterol yüksekliği ise kontrol edilebilir risk etkenlerindendir. Kalp rahatsızlıklarına yakalanmamak için öncelikle risk yaratan bu etkenleri azaltmamız gerekir.”
Erkeklerde kalp hastalıklarının kadınlara göre daha fazla görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Çetin, şu bilgileri paylaştı:
“Erkeklerde kalp hastalıklarının görülme oranı kadınlara kıyasla daha fazladır. Ancak kadınlarda 55 yaşından sonra artış gösterebilmektedir. Böylece bu yaşlarda kadınlarla erkeklerde kalp hastalıklarının görülme oranında aynı oluyor.
Kadınlardaki kalp hastalıklarını kullanılan hormonlar, doğum kontrol ilaçları, menopoz dönemine yönelik kullanılan birtakım ilaçlar tetiklemektedir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmayan ilaçlardan uzak durulmalı, kullanılması gereken ilaçlar ise mutlaka düzenli alınmalıdır.”
Gençlerde sıklıkla görülmeye başlayan ve günümüzde gittikçe artan kalp rahatsızlıklarının risk faktörlerini uzaklaştırarak, kalp sağlığını korumaya yönelik adımlar atılabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Çetin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme, yoğun ve stresli geçen süreçler, genetik miras, pandemi, deprem vs. gibi olumsuzluklar sadece belirli bir yaş ve üzerindeki insanları değil günümüzde gençleri de kalp sağlığı açısından olumsuz etkilemektedir.
Gençlerde yaşam değişiklikleriyle, beslenme şeklinin düzenlenmesiyle ya da bu tür hastalıkları kontrol altına alabilmek için düzenli kullanılacak ilaçlarla, kalp hastalıklarının görülme oranı düşürülebilecektir.”
Kaynak : PHA