Şehir merkezinde gezerken, Tuz Hanı’nın olduğu yere geldiğimde, Han’ın yıkıldığını gördüm. Hem üzüldüm, hem sevindim.
Üzüldüm, çünkü sayısız hatıraların ve yaşanmışlıkların olduğu bir mekân yıkılmıştı.
Sevindim, çünkü yıkılmış, viran olmuş bir mekânın, tekrar eski canlılığına kavuşturulması için, aslına uygun olarak restore edilecek olmasıydı.
Tarihi yerleşim yerlerinden olan şehirler, içinde barındırdığı tarihi, turistik ve kültürel çeşitli eserlerle geçmişten günümüze bilgi aktarırlar. Şehirler içerisinde yer alan tarihi dokuya sahip birçok eser, hem şehirde yaşayanların, hem de şehir dışından geleceklerin uğrak yerleri haline gelmektedir. Tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Adıyaman’ın, hanları, hamamları, kervansarayları, çeşmeleri, köprüleri, camileri, dikili taşları gibi muhtelif birçok eseriyle, geçmişle günümüz arasında köprü vazifesi gördüğü ve bizlere tarih hakkında bilgi sağladıkları yadsınamaz bir gerçektir. Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin, Diyarbakır… gibi.
İşte bu bağlamda, Adıyaman merkezinde bulunan iki handan biri olan Tuz Hanı tarihi dokusu olan kültürel ve turistik değere sahip eserlerimizden sadece bir tanesidir. Diğer Han yıkılmış, yok olmuş, yerinde yeller esmektedir. Aslında bunlar gibi çokça fazla değerimiz, geçmişte atalarımızın nasıl yaşadıkları konusunda bize fazlaca bilgi sunmaktadırlar.
Adıyaman’a gelen turistlerin uğrak yeri olan Tuz Hanı, mekânın adından da anlaşılacağı üzere, tarihi bir handır. Tarihte hanlar, şehre gelenlerin ya da oradan geçenlerin kısa bir süreliğine konakladıkları, alış-veriş yaptıkları ve birçok ihtiyaçlarını gördükleri yerlerdir.
Otel kısmı iki kat, etrafı tek katlı olarak bölümler halinde yapılmıştır. Üst katlarda ikişer, üçer kişilik odalar da insanların gecelik barınmalarını sağlayan taştan odalar mevcuttur. Dışarıdan gelen yabancılar, o odalarda konaklamaktadırlar. O dönemde, alt odalar da binek ve ticaret amaçlı hayvanlar için ayrılmıştır. Aynı zaman da gelen turistlere ve misafirlere alış-veriş ve sığınma alanı olmuştur. Boş olan diğer yerler ise, ya esnaflara kiralanmış veya depo olarak verilmiştir. Muhtelif zamanlarda, ahilik kültürü gibi birçok aktiviteye de ev sahipliğe yapmıştır.
Han içerisinde kurulan açık hayvan pazarında kürsülerden, (tabure) masalardan, insanlardan oluşturulan alış-veriş sohbetleri, köylerden gelen köylünün getirdiği yeşilbiber, üzüm, yoğurt, yumurta vb. ürünler, sabahın erken saatlerinde sergilenir ve satışa sunulurmuş. Tarihi filmlerde gördüğümüz pazarlar gibi, görülmeye değer bir pazar ortamları oluşurmuş.
Son zamanlarda da eskiyi aratmayan alışveriş ortamlarında esnaflar hayatlarını idame ettirmekteymişler. Ne yazık ki Han içerisinde, o eski hummalı hareketlilikten eser yok şimdi. Tabiri caizse kendi haline terkedilmiş, can çekişir durumdaydı. Yıllarca Tuz Hanı Meydanı, küçük ve büyükbaş hayvan pazarı olarak da kullanıldığını biliyoruz.
Adıyaman’ın geçmişini en iyi ve canlı bir şekilde anlatmaya çalışan, şehir içerisindeki bu tarihi yapıya sahip çıkılması gerekir diye hep söyleriz. Gelecek nesillere bırakacağımız böyle değerlerimiz muhakkak korunması gerekir. Tarihi, turistik Tuz Hanı’nın tekrar imarı, tarihi dokusuna ve tarihi misyonuna uygun hale getirilmesi için, gerekli çalışmalar yapılmış, aslına uygun restorasyon (yenileme) çalışmaları yapılmak üzere yıkılmış olduğunu gözlemledim...
Tarihi Tuz Hanı ile beraber içerisinde bulunan otelin korunmasında sorunlardan biri de, tarihi hanın etrafındaki işyerlerine fiziki müdahalenin ardından, yerleşik düzeni bozmadan ve mekân değişikliği yapılmadan restorasyonun tamamlanması gerekir.
Tuz Hanı'nın tarihi yapısı korunarak, turistik amaçlı, turizm kompleksi olarak oluşturulması gerekir. Adıyaman'a gelen yerli ve yabancı turistlerin gezecekleri ve görecekleri tarihi yerlerin korunması ve hizmet vermesi için gerekli restorasyon yapılınca; Adıyaman turizmine büyük bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Turizmin ekonomik boyutu da göz önünde bulundurulduğunda, Adıyaman için, Malatya’nın Nemrut dağı gibi sahip çıkamayacağı, bir ekonomik kaynak yaratılmış olacaktır.
Bu mekânda, Ahilik Haftası kapsamında törenler yapılabilir. Bu törende esnaflığa aday kişilere yönelik ustalık belgeleri verilebilir. Bu vesileyle Tuz Hanıyla ilgili yapılabilecek etkinlikler, yerli ve yabancı basın mensuplarının konuya ilgisini çekmek mevzubahis olabilir. İnsanları nostaljik tarihe yolculuk ettirecek projelerle, otantik bir cazibe merkezi haline gelebilir.
Adıyamanlı ve Adıyaman’a gelecek her kişinin Tarihi Tuz Han’ına uğrama ihtiyacı duyacağı cazibe merkezi olan bir kompleksin, günümüz şartlarına uygun yapılarak, canlılığına ve dinamizmine döndürülüp hizmet vermesi en büyük temennimizdir.
Bizim Gaziantep’ten, Şanlıurfa’dan, Mardin, Diyarbakır’dan cazibe merkezleri bakımından hiçbir farkımız yoktur düşüncesindeyim. Yeter ki elimizdeki mevcut değerleri değerlendirelim ve kıymetini bilelim.
Temennimiz kısa bir sürede aslına uygun olarak, Tuz Hanı’nın eski canlılığına kavuşmasıdır.
Kerim BAYDAK