Hepimiz yazıp çiziyoruz da insana dair sanarak,
bu emeklerimize dönüp okuduğumda
ne tutunabilecek bir dal, ne kendi derdini
yıkayan deniz, ne insanlığa yararlı bir harf.
gerçeklerden çok uzak
polyannacılık kokuyor her şey
aklım yorgun...
acıyan yanım yazmak ister ki,
aç kalmış midesini doyurmak uğruna
her şeyini unutmaşları, bir de
zemheride buz tutmuş bedenleri ısınmak
için bir parça yakacak bulamayanları paylaşmak
ve başını sokacak bir damı olamayanları,
kendi tir tir titrerken soğuktan
yamalı hırkasının ön uclarına
yavrusunu sarıp ısıtmaya
gayret eden yaralı anayı gördüm bügün
gözlerim yorgun...
insanlık, vicdan koridorlarında hapiste iken ruhsuzlar
hastanelerde her yaştan hasta
bakıma muhtaçken
ne bir şefkatli el, ne insan yüreği
zerre misali bunları tutmazken,
yaşam standartları hayvan kadar değerli değilken
bunca canlının işkencesine kayıtsız kalmak canımı yakarken
ruhum yorgun...
bu kayıtsızlığı görmezden gelip sadece
sevenler, barışanlar, ayrılanlar
sözde sevgiler, sevgi-liler özlemler
yazılır okunurken birde,
bunların ekseninde dönüyormuşcasına dünya
kalemlerimiz nedense bunları
yazar da yazar.
ya görmek istemediklerimizi
yani en gerçeklerimizi
kim anlatacak, kim yazacak kim okutacak
hani bende bitiyorum yazdıkça, okudukça
ve...
şiirlerim yorgun...
Ayser ÖZBAKIR