Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türksat A.Ş. tarafından yakın yörünge ile küp uydu alanlarındaki en son gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen, ‘Türksat Yakın Yörünge ve Küp Uydu Çalıştayı’na katıldı. Burada konuşan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Türkiye’nin kendi uydularını üretebilmesi için ilk Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nin kurulmasına öncülük ettiğini hatırlatarak, “Daha sonra da TÜRKSAT, TÜBİTAK Uzay, TUSAŞ, Aselsan ve CTECH firmalarını bir araya getirerek ülkemizin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın bu tesiste üretimini başlatmıştık. Şimdi de bu çalıştay ile TÜRKSAT 6A’da olduğu gibi yakın yörünge ve küp uydularında sektörün liderlerini bir araya getirdik. Böylece yakın yörünge uydularının üretilmesi ve uzaya gönderilmesi noktasındaki iş birliğinin ilk ve en önemli adımlarını atmış olduk” diye konuştu.
"Dünyada interaktif ve kitle iletişim araçlarının önemini kavrayan ilk ülkelerden biri Osmanlı’dır"
Telgrafın interaktif iletişimin atası sayıldığını ve cihazın mucidi Samuel Morse’un cihazını geliştirmek için ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu’ndan destek istediğini hatırlatan Uraloğlu, “Dönemin padişahı Sultan Abdülmecid’in olumlu yanıtıyla İstanbul Bebek’te ilk test çalışmaları yapılır ama tam anlamıyla istedikleri başarıyı yakalayamazlar. Ardından Morse, 1843’te aradığı mali desteği tekrardan ABD içinden bularak hem cihazını hem de Mors Alfabesini geliştirir. 1844’te dünyanın ilk telgraf hattını Washington ile Baltimore arasına kurar. Morse, cihazın dünya çapında yaygınlaşması için İstanbul’un kapısını bir kez daha çalar 1847'de Beylerbeyi Sarayı’nda padişaha başarılı bir sunum yapar. Çok etkilenen Sultan Abdülmecid, Morse’a birlikte çalışmayı teklif eder ve hemen İstanbul-Edirne arasına telgraf hattı çekilmesini ister. Ayrıca Morse’a teşekkür için bir saray beratı ile elmastan yapılmış bir de madalya gönderir ve Morse ‘Bu ilk madalya benim patentimdi’ der. Yani aslında dünyada interaktif ve kitle iletişim araçlarının ne kadar önemli olduğunu kavrayan ve gelişmesi destekleyen ilk ve en önemli ülkelerden biri Osmanlı Devletidir. 17 Mayıs 1865’te kurulan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin 20 kurucu ülkesi arasında Osmanlı Devleti’nin bulunması da ecdadımızın ileri görüşlülüğünün kanıtıdır. Üstelik bugün ülkemiz uydularının kullandığı ve özellikle İslam coğrafyalarını kapsamasıyla ön plana çıkan 31 ve 42 doğu derecelerinin tahsisi de o zamanki öngörülere dayanmaktadır” ifadelerini kullandı.
"Dünya’da söz sahibi olmak için uzayda da ‘iz’ sahibi olmak zorundayız"
Türkiye’nin uzay serüveninin 1994 yılında TÜRKSAT 1B uydusu ile başladığını, 2021 yılında Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluşu ve Milli Uzay Programı ile de farklı bir boyut kazandığını belirten Uraloğlu, “Hiç şüphesiz kendi uydularımızı geliştirmekten ay yüzeyine araç göndermeye, uluslararası uzay programlarına bilim insanı yetiştirmeden uzay sanayine kadar her alanda ülkemizi hak ettiği seviyeye getirecek adımları atıyoruz. Bu çerçevede, uydu teknolojileri en hızlı ilerleme gösterdiğimiz alanların başında geliyor. Ülkemizi uydu alanında üstün yetkinliklere kavuşturmak, gelecekte bu alanda politika belirleyici ülkeler arasına dahil etmek üzere güçlü bir irade gösteriyoruz. Bugün kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen ve test edebilen bir ülke olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki Dünya’da söz sahibi olmak için uzayda da iz sahibi olmak zorundayız” dedi.
"Türksat 6a’yı 2024 Haziran ayı içerisinde yörüngesine fırlatmayı hedefliyoruz"
2021 yılında Türksat-5A ve Türksat-5B uyduları ile ilk defa aynı yıl içinde iki uyduyu uzaya göndererek Türkiye’nin uydu haberleşme yeteneğini önemli ölçüde arttırdıklarını söyleyen Uraloğlu, “TÜRKSAT-5A, 28 Haziran 2021'de 31 derece Doğu yörüngesinde göreve başlamıştır. Diğer yandan, TÜRKSAT-5B’de 15 Haziran 2022 tarihinden itibaren Türkiye’nin geniş bant internet ihtiyacını karşılamada önemli bir rol üstlenmektedir. Ve şimdi ilk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A ile uzay ve uydu teknolojileri alanında teknik bir devrim gerçekleştiriyoruz. TÜRKSAT 6A pek çok zorlu testi başarıyla tamamladı ve yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, 2024 yılı mart ayında yer teslimi gerçekleşecek. Bu aşamadan sonra da SpaceX firması ile yapılan anlaşma doğrultusunda, haziran ayı içerisinde yörüngesine fırlatmayı hedefliyoruz” açıklamalarında bulundu.
"Teknofest kuşağı gençlerimiz, kendi imzalarını taşıyan projelerle gökleri fethetmeye başlamıştır"
Türkiye’nin uydu çalışmalarının TÜRKSAT uyduları ile sınırlı olmadığını kaydeden Uraloğlu, “2012 ve 2016 yıllarında fırlatılan Göktürk gözlem uyduları, üniversitelerimiz ve savunma sanayiindeki paydaşlarımız tarafından geliştirilen küp uydularımız ve son yıllarda başlatılan yakın yörünge takım uydu projeleri Türkiye’nin bu alanda ne kadar iddialı olduğunun göstergeleridir. TÜRKSAT gibi köklü bir kuruluşa ve onun bünyesinde görev yapan kabiliyetli mühendislere ve kadrolara sahip olmamız da bu konuda en büyük avantajımızdır. Özellikle gençlerimizin uydu teknolojilerine gösterdiği ilgi de umut vericidir. TEKNOFEST'in ilk düzenlendiği 2018'den bugüne kadar kat ettiği mesafenin uydu ve uzay çalışmalarında Türkiye'nin nereye varabileceğini göstermiştir. TEKNOFEST kuşağı gençlerimiz, kendi imzalarını taşıyan projelerle gökleri fethetmeye başlamıştır” dedi.
"Geleceğin; El-Fergani’lerini, Biruni’lerini, Ali Kuşçu’larını, El-Cezeri’lerini keşfediyoruz"
ABD’ de NASA’nın sponsor olduğu CANSAT adıyla organize edilen yarışma konseptinin 2015 yılında TÜRKSAT tarafından yurtiçinde düzenlenmeye başlaması ile bu alanda Türkiye’de yeni ufakların açıldığını belirten Uraloğlu, “TÜRKSAT Model Uydu Yarışmasının süreçleri uydu/uzay projesini küçük ölçekte yansıtacak şekilde tasarımdan üretime ve görev sonrası gözden geçirilmesine kadar bir uydu/uzay projesinin tüm yönlerini içermektedir. Özetle bugünün ve geleceğin; El-Fergani’lerini, Biruni’lerini, Ali Kuşçu’larını, El-Cezeri’lerini keşfediyoruz. Öyle ki yarışma süreçlerine dahil olan birçok yarışmacı kurdukları firmalarla Uzay ve Havacılık sektöründe iradelerini beyan etmişlerdir. Örneğin yarışmaya katılan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi takımlarından biri şirket kurarak cep uydu tasarlamış ve alçak yörüngeye bu uydularını yerleştirerek büyük bir başarıya imza atmıştır. Bu yerli firmamız Dünya çapında yepyeni bir teknoloji olan cep uydular üzerinden veri hizmeti sağlayarak, Türkiye’den doğan ve global arenada rekabetçi olmayı hedefleyen uzay teknolojileri girişimlerinden biri olarak dikkat çekmektedir” diye konuştu.
"Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, hep birlikte çok daha güzel hizmet ve çalışmalara imza atacağız"
Düzenlenen çalıştay ile uydu teknolojileri alanında Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmak adına neler yapılabileceğinin tartışıldığı, akademi, özel sektör ve kamudan tüm tarafların görüşlerini paylaştığı bir platform sağladıklarını kaydeden Uraloğlu, “Çalıştayın çıktılarının uydu ve uzay sektörümüzün geleceğinin şekillenmesi adına çok önem arz ettiğini düşünüyorum. Ayrıca Bakanlığımıza bağlı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığımız da yakın yörünge ile küp uydu alanlarında bu çalıştayımızda destekleyen kuruluş olarak yer almaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, hep birlikte çok daha güzel hizmet ve çalışmalara imza atacağız. Yenilikçiliği kendine düstur edinen ve gelişime açık olarak farklılığı yakalayan firmalarımızın aşamayacağı sınır, açamayacağı kapı olmadığı kanaatindeyim. Çalıştayımızda alınacak kararlar ve kurulacak iş birliklerinin şimdiden başta sektör paydaşları ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kaynak : PHA