İsveç Devlet Başkanı Olof  Palme; faili meçhul bir cinayete kurban gitti!

Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat; korumalarının gözleri önünde öldürüldü!

Türkiye Başbakanı Adnan Menderes; idam edildi!

Milli Görüş lideri merhum Erbakan hocaya; her türlü olumsuzluk reva görüldü!   

İran Şahı Pehlevi; tacından tahtından oldu! Gurbet ellerde kanser yedi bitirdi!

ABD Başkanı Kennedy; CIA ve FBI’nın koruması altında kurşunlanarak öldürüldü!

Mısır Devlet Başkanı Mursi; omuzu kabarıklar tarafından alaşağı edilerek zindana tıkandı!

            Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali şehit edildiler! Çünkü devlet başkanlığı makamı; hükmetme makamıdır. Onun için hükümet denilmiştir.

            Sermayeye, menkul ve gayrimenkul bütün mallara, insanların yaşamına kadar her sahaya hükmetmenin verdiği hazzı tatmak için insanlar kralları, şahları, padişahları öldürdükleri gibi halifeleri, peygamberleri de şehit etmişler!

Daha da ileri giderek Firavun gibi Allah’ı da öldürmeye yol aramışlar!

            Sırdaşın, senin düşmanlarınla kardeş olur, başını koyup güvenebileceğin bir kucak bulamazsın!

Osmanlı’da, valide sultanlardan bir kısmı, bağrına baş koyan yavrusunun başını alırken, Hindistan’da en güvendiği korumaları tarafından Bayan Gandi vurularak öldürülür!

İsmet İnönü; elleriyle büyüttüğü Bülent Ecevit tarafından başkanlıktan uzaklaştırılır.

Sevgili peygamberimizin torunu; Hz. Fatma validemizin ciğerparesi, bizim efendimiz Hz. Hasan (r.a.) başını bağrına emanet ettiği eşi Ca’de Bint-i Eş’as tarafından şehit edilmiştir.

Hz. Hüseyin’in başı kesilerek altın tepside zalim Yezidi’ye sunulmuştur…    

Şair: “Meydandaki baş içindir esfer,

            Ser ver, olasın bu yolda server” diyor.

            Yani: Başkanlık tacı, koltuğu, korkusuzca meydana çıkan ve mücadelesini verenler içindir.

Elhasıl bu yola baş koyun ki başkan olasınız.

            Mevlana devam ediyor:

            “Saltanat ve devlet başkanlığı; baş korkusu, can korkusu ve din korkusundan ibarettir. Biz insanlar için bunun gibi bir imtihan yoktur” cümlesine vurgu yapmış.

            Dostlarınız önünüzde, düşmanlarınız arkanızda kuyu kazmaktadırlar!

Nefsinizin sevdiği her türlü yiyecek, giyecek, oynayacak nimetler size sunulur.

            Nefsinizin hoşlanacağı kelimeler lügat kitaplarından çıkarak hizaya dizilip önünüzden resmigeçit yaparlar.

            Doğruları görmemeniz için her renk gözlüğü takacak uzmanlar, kötü kokuları duymamanız için her türlü parfümü sıkacak azmanlar çevrenizi sararlar.

Pekâlâ, kurtuluş yolu yok mu?

            Olmaz olur mu?

Her zorluğun iki kolaylığı vardır: Süleyman Aleyhisselam gibi olacaksın.

Karıncanın dahi gülmesini sağlayacaksın…

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle… 

 

                                                                                                         Bilal KARADAĞ

                                                                                                   [email protected]