Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Trabzon halk buluşmasında yaptığı konuşmada, üreticilerin yeterli desteği almadığını kaydederek, “Çay üreticisine banka seçme hakkı ve promosyon hakkı istiyoruz. Çay üreticisini gözümüz gibi biliyoruz. Gözümüzden sakınıyoruz. Arkasında duruyoruz” dedi.
Özel, “Fındık meselesinde çok akılcı bir projeye fındık üreticisinin birliklerinin güçlendirilmesine, uluslararası tekillerin üzerimizde oynanan oyunların kırılmasına, mazot ve ürün desteğine, 4 dolarlık kritik eşiğin altına inilmemesine, 4 doların altında fındığa işlem yapılmasına en sert tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Trabzon’da halk buluşmasına katıldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Şimdi Trabzon’da konuşacağım da gözüm birini arıyor. O biri olmadan konuşamayacağım. Bana emeği çok, Trabzon’a emeği çok. Ben o olmadan burada konuşamayacağım. Volkan ağabeyimiz yeni milletvekili olduğumda birlikte görev yaptığımız, memleketini seven, Trabzon’u seven. Trabzon’daki en ufak sorun için gecesini gündüzüne katan, biz gençlere de siyaseten çok örnek olmuş, altın kalpli, koca yürekli bir insandır. Bugün onu yanımızda görmek benim için en büyük mutluluk. Trabzon’dayız. Adaylarımız var ve bizi çok seven insanlarla birlikteyiz. Böyle bir günde, bu meydanda, Ramazan mübarek gün sizlerle birlikteyiz. Ramazanınız mübarek olsun, tutulan oruçlar kabul olsun” dedi.
“Çayda kartelleşme tehlikesi”
Özel, “Biz çayın, fındığın, emeğin, balıkçılığın en yoğun olduğu, insanlarının alnının terini çay bahçesine, fındık bahçesine, alnının terinin tuzunu Karadeniz’in tuzuna karıştıran, oradan bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını kazanan, haram ve yalandan korkan, kalbinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan güzel Trabzon’un yiğit ve mert insanları ile beraberiz. Çay üretimi dediğiniz Trabzon’da maalesef tütün de gittikten sonra çok çok önemli bir noktaya geldi. Geçtiğimiz yıllarda çay üreticisinin sorunları ile ilgili bütün milletvekillerimiz ayrı ayrı emek verdiler. Gayret sarf ettiler. Ancak geçen sene bir çay kanunu teklifi geldi. Tüylerimiz diken diken oldu. Çay-Kur’u özelleştirmek, ortadan kaldırmak, çay üreticisini büyük kartellerin emrine sokmak, adeta onların emeklerini sömürüp onları birer basit işçi haline getirmek istiyorlardı. Biz buna direndik, itiraz ettik. Artvin Milletvekilimiz Uğur Bayraktutan, İstanbul Milletvekilimiz Rizeli Mehmet Bekaroğlu, sevgili Ahmet Kaya ve Giresun Milletvekili Necati Tığlı bir çalışma yaptılar. Dört dörtlük bir çay kanunu hazırladılar. Meclis’e teklif ettiler. Bizim önerimizde öncelikle Çay-Kur’daki 6 ay çalışıp, 6 ay çalışamayan ancak verilen her işi yapmaya razı ama çocuklarına güvence isteyen Çay-Kur işçilerine kadro verilmesini teklif ediyorduk. Teklifimiz bekliyor” ifadelerini kullandı. Özel, şunları söyledi:
“Mevsimlik işçilere kadro”
“Biz mevsimlik işçilere kadro istiyoruz. Çaydaki en büyük sıkıntı taban fiyat uygulamasının olmaması. Devletin ilan ettiği çay fiyatının, Çay-Kur’un fiyatının tüm özel sektör için taban fiyat olmasını, bunun dışında alışveriş yapmanın yasaklanmasını, cezai müeyyidesinin olmasını talep ediyoruz. Ayrıca organik çay için baştan fiyat ilan edilmesini bekliyoruz. Çay üreticisi nasıl eczanede devlete ilaç veren, parasını hangi bankadan alacağına karar verdiğinde promosyon alıyorsa, çay üreticisine de banka seçme hakkı ve promosyon hakkı istiyoruz. Çay üreticisini gözümüz gibi biliyoruz. Gözümüzden sakınıyoruz. Arkasında duruyoruz. Geçen sene 11 lira fiyat, 30 kuruş primle 11 lira 30 kuruş fiyatın bugünkü halini gördüğünüzde 4 liralık mazot önce 19 lira oldu, seçimlerde verin oyu düşüreceğim mazotu, doları, hayat pahalılığını düşüreceğim dediler. Ama şimdi mazot 43 lira oldu. 11 liralık çay fiyatı geçen seneden bu seneye hakkaniyetli oranla olursa 25 lira olmalıdır. O 25 lira da taban fiyat olmalıdır.”
“Fındık’ta 4 doların arkasındayız”
“Fındığa gelince, dünya pazarı çıkmış. 70 ila 130 milyar dolara. Yüzde 70’ini biz üretiyoruz ancak dünya devi şirketler bizimle kedinin yumakla oynadığı gibi oynuyorlar. Fındık meselesinde çok akılcı bir projeye fındık üreticisinin birliklerinin güçlendirilmesine, uluslararası tekillerin üzerimizde oynanan oyunların kırılmasına, mazot ve ürün desteğine, 4 dolarlık kritik eşiğin altına inilmemesine, 4 doların altında fındığa işlem yapılmasına en sert tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Trabzon fındık demektir, fındığa verilecek para sadece bahçenin sahibine değil kentin esnafına, kentin ekonomisine, Trabzon’a yapılacak katkıdır. Fındıkta 4 dolarlık fiyatın arkasındayız, sonuna katar takipçisiyiz.”
“Trabzon emekli kenti”
“Tabi Trabzon bir yandan emekli kenti. Trabzon’daki emekli sayısı inanılmaz bir noktaya ulaştı. Ben bundan 1,5 ay önce meydanlara ilk çıktığımda emeklilerle ilgili ilk konuşmaya başladığımızda, kimse emeklinin sesini duymuyor, sesini dinlemiyordu. O gün bir çağrı yaptım. Ben 2 emekli öğretmenin evladıyım. Emeklilerin ne çektiğini bilirim. Dedim ki emekliler, ses yükseltmeye var mısınız? Benimle birlikte olmaya, meydanlara koşmaya var mısınız? O gün yaptığımız çağrı her geçen gün bir adım ileriye gitti. Her gün yeni ayaklar eklendi ayaklarımıza. Her gün yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerimizi. Çoğaldık, çoğaldık. Şimdi Trabzon meydanına hep beraber bakıyoruz. Emekliler el kaldırsın. Emekliler elini kaldırsın. İşte emekliler burada haklarını arıyor, seslerini duyurmaya geldiler. Emekliler sesimizi duyuracak mıyız? Hep beraber hakkımızı alacak mıyız?”
“Yeter ki emekli hakkını alsın”
“Şimdi bir kez de Trabzon’dan bu çok kritik ve çok çarpıcı bilgileri paylaşalım. 3 Kasım 2002 iktidara geldiği gün en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret. Doğru mu? 1,5 asgari ücret hiç size dokunmasalar, düzeninizi bozmasalar, hiç size ilişmeseler 1,5 asgari ücret bugün 26 bin lira. Ama bugün en düşük emekli maaşı 10 bin lira. O 10 bin lira bakın nereden nereye gelmiş. 3 Kasım 2002’de emekli en düşük emekli maaşını çekse, şuradaki kuyumcuya gitse, 8 tane çeyrek altın alıyor. 8 çeyrek altın. Bugün 10 bin lirayı alın aynı kuyumcuya gidin, 2,5 çeyrek altın alıyor. Şimdi teyzem, Müşerref Teyze bir tane çeyrek altını kuyumcudan alsa, çantama katıyorum deyip düşürse, eve gitse bir baksa altın yok. Müşerref Teyzem döner arar durur. Ben nerede kaybettim bu altını diye. Bakın emekliler müşerref teyzem tek başına değil. Bir emekli değil tüm emekliler. Bir seferlik değil her ay. Bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybettiler. Kaybetmeye de devam ediyorlar. Müşerref Teyze düşürdüğü altını nerede kaybettiyse orada arıyor. Doğru mu? 5,5 çeyrek altını nerede kaybettik, bir seçim sandığında kaybettik. Kaybettiğimizi gelen ilk seçim sandığında orada arayacağız. Çünkü ses çıkarmazsan şöyle diyorlar, yahu emekliye durumu kötü diyor ama hatta diyor ki Özgür Efendi çıkmış, emeklileri kışkırtıyor. Sen 26 bin liralık maaşı 10 bin lira yap, 8 çeyrek altını 2,5 çeyrek altına indir. Fileyi boşalt. Buzdolabını boşalt. Sonra Özgür Özel emeklileri kışkırtıyor. Vallahi kışkırtmaya da varım, yollara dökemeye de varım. Yeter ki siz hakkınızı alın. Şimdi bir hesap da şu.”
“18 kilo kıyma eksilmiş”
“Bir başka hesap var. Biz bundan tam 9 yıl önce 2015 yılında Genel Başkanımız Kemal Bey dedi ki emeklilere birer maaş ikramiye. Dediler ki veremezsiniz. 7 Haziran’da çoğunluğu kaybettiler, 1 Kasım seçimlerine giderken dediler ki biz de vereceğiz. 3 sene kulaklarının üstüne yattılar. Yani 3 Ramazan, 3 kurban, 6 ikramiyeyi söz verdikleri halde vermediler. Sonra 2018’de seçim gelirken bin lira yatırdılar. Biz dedik ki bir maaş olacaktı, bin lira yetmez. Bakın bizim beğenmediğimiz bin lira o gün 24 kilo kıyma alıyormuş. Şimdi bayram ikramiyesi 3 bin lira, 2 Nisan’da yatıracağım diyor. Al 3 bin lirayı. Git kasaba 6 kilo kıyma alıyor. Sizin 30 Ramazan sofranızdan, 30 iftar, 30 sahur. Gelen bayram sofranızdan, dolabınızdan mutfağınızdan, çoluğun çocuğun torunun kursağından sadece 6 senede 18 kilo kıyma eksilmiş. Git bugün 1 kilo kıyma iste kim kime veriyor? Kim kime alabiliyor? 18 kilo kıyma. Yani emekliye yapılan bu zülüm başka kimseye yapılmıyor. O yüzden isyanımız, itirazımız büyük.”
100 kilo hamsi eridi
“Bütün şehirleri geziyoruz, o şehirlerle ilgili hesaplar yapıyoruz. Örneğin şimdi sizin burada en düşük emekli maaşı geçen sene 300 kilo hamsi alıyormuş. Bu sene en düşük emekli maaşı 200 kilo hamsi alıyor. Hamsinin kasası kaç kilo? 20 kilo. Geçen sene en düşük emekli maaşı 15 kasa hamsi alıyormuş, bu sene 10 kasa hamsi alıyor. Hesap ortada. Emeklinin hesabı. Altına da vurursan, kıymaya da vurursan, hamsiye de vurursan, ha orada iki uşak var. Onlar de simide vuralım diyor. Simide de vurursan emeklinin maaşı erimiş gitmiş. Trabzon’da kiralar yüzde 100 arttı. Ortalama kira 11 bin lira. Zaten aşağıdan bağırıyordu, 10 bin liraya kiralık ev kalmadı diye. Ortalama kira 11 bin lira. Konut almaya kalktığında 3 milyon lira, taksiti de 100 bin lira. Bu vatandaş nasıl başını bir eve soksun? Çaya dedi ki 7,5 lira teyzelerimin hepsi itiraz etti. 10 diyorlar, 10 lira. Şimdi birazdan kendisinden bahsedeceğim ama Ahmet Kaya dedi ki çay her yerde 10 lira, meydanda 15 lira, 20 lira. Bazı mekanlarda 25 lira. Dedi ki emekli o meydana ancak böyle kuru kuru mitinge geliyor. Ya da oturuyor, millet yiyor içiyor emekli orada oturuyor. Dedim ki Ahmet gel, Trabzonlulara bir müjde verelim. Aklımıza yattı. Bakın en önemli vaadi ben söylüyorum. Seçimden sonra da hemen gelip bakacağım.”
“Biletler yüzde 60 zamlandı”
“Bu meydana emekliler çay bahçesi yapacak 1,5 liraya çay satacak. Trabzon emekliler çay bahçesi, 3 tane kazanı koyacak. 1,5 liraya çay satacak. Emekli kartını, nüfus cüzdanını gösterene 1,5 liraya çay vereceğiz burada söz veriyoruz. Şimdi tabi meselenin bayram geliyor, bir de otobüs bileti fiyatı var. Maşallah Trabzon kadar Trabzonlu İstanbul’da var. Türkiye’nin dört bir yanında var. Öğrencilerimiz var. Çalışanımız var. Gelin gitmiş var. Oraya gidip evlenmiş, iş bulmuş gençler var. Buraya dönmek istiyorlar. Bayramlaşmak istiyorlar. Bayram üstü bir baktık. Otobüs biletleri yüzde 60 zamlanmış. Bayrama kestir deyince 600-700 liralık biletler bin lira, bin 100 lira olmuş. Beş kişilik bir aile İstanbul’dan Trabzon’a gelse, burada anasının babasının yanında bayram geçirse, gitse. Sadece 15 bin lira. Neredeyse bir asgari ücret yol parasına gidip geliyor. Bu konuya da hızla bir çözüm bulmak gerekiyor. Seyahat özgürlüğü Anayasal bir özgürlüktür. Ekonomik krizle artık insanların seyahat özgürlüğü de kısıtlanıyor. Bunu da görüyoruz. Bunu da dile getiriyoruz. İtiraz ediyoruz.”
“İnsan ilişkileri kuvvetli”
“Şimdi sözü getirelim Ahmet’e. Bakın 27’nici dönemde ben grup başkanvekiliyim. 2012’de geldim. Merkez ilçe başkanımızdı. Hep iletişim halinde olduk. Günü geldi milletvekili oldu 2018’de. Meclis’te her fırsatta Trabzon’un ilçelerinin sorunlarını bir dakika ile konuştu. Bizden söz istedi, gitti kürsüde konuştu. Her şeyi konuştu, Trabzon’u konuştu. Trabzonspor’u konuştu. İlçeleri, yoksulluğu, çayı, fındığı, ne dert varsa konuştu. Hatta bir gün bakanlar konuşuyor, geldi yanıma dedi ki başkanım, bunların bugüne kadar Atatürk’ümüzün yaptıklarını bir yollayım. Bir de bunların sattıklarını yollayım. Dedim ki Ahmet ya atamazsan. Dedi ki başkanım ben eski sporcuyum, niyetlendim mi yaparım. Hadi Ahmet dedim, Atatürk’ün yaptıklarını bir yolladı, fır diye gitti. Bir de bu tarafa sattıklarını yolladı. Daha valla AKP o golü çıkaramadı. Şimdi ben hep Ahmet’e baktığımda iyi bir milletvekili, çalışkan bir kardeşimiz. Ama böyle icraatçı bir yanı var. İnsan ilişkileri kuvvetli. İnşallah Ahmet, 31 Mart’ta, aramızda kalsın kimseye söylemeyin, anketlerde öndeyiz. Ahmet kardeşim 31 Mart’ta geldiğinde biliyorsunuz bu Ahmet kardeşimin bir kere geçmiş bilgisi, tecrübesi, birikimiyle Volkan abisi yanı başında bir eli onun omzunda. Ahmet’in öbür omzunda da bir el var. Onu da biliyorsunuz. Selamını aldınız il başkanından. Ekrem İmamoğlu olacak. Özgür nerede olacak, Genel Başkanı. Tam arkasında. Ahmet ne istiyorsa onu yapacağız.”
“Ekrem Başkan 10 metro birden yapıyor”
“Trabzon’da yeni bir hikaye yazacağız. Trabzonlular, Ekrem İmamoğlu’nu seviyor musunuz? O da burayı seviyor, buraya katkı sağlamak istiyor. İstanbul Büyükşehir, Tonya Belediyesi’ne okul yaptı ve teslim etti. Çarşı başına beton yol yaptı, camilere yardım yaptı. Yomra’ya İYİ Partili belediye, ittifak ortağımız. Hürriyet Parkı yaptı, kent mobilyaları yaptı. Beşikdüzü’ne kütüphane yaptı. Yomra’ya ayrıca spor anıtı yaptı. Şimdi Ortahisar’a bir şey yapmak için kardeş belediyecilik protokolü yapmamız lazım. Eğer Ahmet Ortahisar Belediye Başkanı olsun, Ekrem İmamoğlu buraya yağdıracak inşallah. Yağdıracak. Kardeş belediyecilik protokolü ile burada bambaşka bir hikaye yazacağız. Trabzon’a inanılmaz hizmetler yapacağız. Şuna emin olun çok uzun süredir, burayı çantada keklik görenlerin, hizmet etmeden o yalanların, o isteyenlerin bu seçimde bütün hesapları bozulacak. İstanbul’da yaptığım, geçmişte Trabzon’da da konuştuk. AKP’lilere soruyorum buradan, Trabzon’dan meydandan soruyorum. Ekrem İmamoğlu İstanbul’da büyükşehirdeyken, AKP’nin Trabzon’da kaç milletvekili var. 4. Peki kaç Trabzonlu bakan vardı, 4 ve etti 8. Ortahisar kimde, AKP’de ve 9. Büyükşehir kimde, AKP’de ve 10. 10 tane AKP’li Trabzon’a bir hafif raylı sistem yapamadı, bir tane Trabzonlu İstanbul’a 10 tane metro yapıyor. 10 tane AKP’li bir metro yapmadı, bir hafif raylı sistem yapmamış buraya. Ekrem Başkan orada 10 metroyu birden yapıyor, 65 mi yapmış, kilometresi mi başkaymış onu tartışıyorlar. 10 metroyu birden.”
“Fevkalade titiz ve çalışkan”
“Ahmet bir mühendis, onun uyumlu çalışacağı ve bir de büyükşehre ihtiyacımız var. Orada da bir başka mühendis, başka başarılı insan Hasan Süha Saral var. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden mezun elektronik mühendisi. Türkiye Elektrik Kurumu’nda uzun yıllar çalıştı, Enerji Bakanlığında çalıştı ve bir de TÜBİTAK’ta çok önemli bir görev yaptı. Millileştirme projelerinde çalıştı. Hani diyorlar ya al sana yerli ve milli aday. Trabzon’un evladı, zeki, çalışkan ve dürüst. Ona bir işi verdiğinde arkanı dön ve git. Fevkalade titiz ve fevkalade çalışkan. Şimdi Ahmet ile el ele bu memlekete hizmet etmeye geliyorlar. Onlara bakınca ben Trabzon’u ayağa kaldıracak muhteşem bir ikili görüyorum. Onlara bakınca ben yüreği kıpır kıpır, iki çalışkan mühendis görüyorum. Onlara bakınca ben iki milliyetçi, iki Atatürkçü, iki vatansever, iki Trabzonlu güzel insanı görüyorum. Trabzon onlara sahip çıkacak, onlar da Trabzon’a sahip çıkacak. Hep birlikte ikisinin de sonuna kadar arkasında duracağız.”
“Türkiye kazanacak”
“Son sözümüz şu olsun. Bir tarafta Cumhur İttifakı var. Ramazan mübarek gün söyledikleri sözleri söylemem ama hakaret ediyorlar, iftira ediyorlar, kötü söz söylüyorlar. Hatta küfrediyorlar. Ama biz başka bir yerdeyiz. Biz umudun, sevginin ittifakıyız. Biz kardeşliğin ittifakıyız. Ötekileştirenlere inat biz kucaklaştırıyoruz. Şeytanlaştıranlara inat kardeşleştiriyoruz. Hep birlikte bir yola çıktık. Bu seçimde onların tarif ettikleri ittifakı biz meydanlarda yapıyoruz. Vicdanlarda yapıyoruz. Elbette ittifakımızda aslan sosyal demokratlar var. Ama ittifakımızda milliyetçi demokratlar var. Ahmet’i de çok seven Ahmet’in de çok saygı duyduğu ülkücü kardeşlerimiz bu ittifakın içinde var. İYİ Partili güzel insanlar, iyi insanlar var. Artık yalandan ve haramdan korkan, artık bunlardan uzak duran muhafazakar demokratlar var. Trabzon’un bütün demokratları, Trabzon ittifakında var. Türkiye’nin bütün demokratları Türkiye ittifakında var. Türkiye ittifakı, gücünü milletimizden alıyor. Renklerini bayrağımızdan ay yıldızlı al bayrağımızdan alıyor. Ay yıldızlı al bayrak göndere çekilirken, milli takım gol atınca kim seviniyorsa Türkiye ittifakındadır. Filenin sultanları, dünya şampiyonu olunca ay yıldızlı al bayrak yükselirken, İstiklal Marşı okunurken, filenin sultanları ile birlikte kim ağlıyorsa, kim gözyaşı döküyorsa Türkiye ittifakındadır. Gücünü milletten, rengini bayraktan alır Türkiye ittifakı. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Ahmet kazanacak, Hasan Başkan kazanacak Trabzon kazanacak. Türkiye ittifakı kazanacak, Türkiye kazanacak.”
Kaynak : PHA