Davranış: organizmanın gözle görülebilen veya herhangi bir yöntemle ölçülebilen her türlü hareketine denir.
İnsan, elbette ki, bir makine, bir robot, iradesi olmayan bir canlı değildir. İnsanın iradesi ve karakteri sonucu gösterdiği davranışlar toplumdaki yerini belirler.
Birey ailesinden başlayarak, okul hayatında, çevresinde ve iş yaşamında edindiği kültür, bilgi ve becerileri ile menfi ya da müspet bir karaktere sahip olur ve topluma davranış biçimi olarak yansır.
İnsanın ne düşündüğünden çok nasıl hareket ettiği, toplumun etik değerlerine ne derece bağlı olduğu önemlidir. Düşüncedekiler dışa vurulmadıkça bilinemeyeceğine göre yargılama, cezalandırma veya ödüllendirme olanağımız yoktur.
Makxwell, “İyi bir davranış, dünyadaki bütün güzel sözlerden daha etkilidir.” demekle ne kadar haklı ise sergilenecek kötü bir davranışında çok uzun süre insan üzerinde etki yaratacağı o kadar kaçınılmazdır.
Davranışlarımız bize bir kimlik kazandıracağına göre attığımız her adıma dikkat etmemiz gerekiyor. Küçük fedakârlıklarda bulunarak, çok az maliyetli özverilerde bulunarak, bazen bir mimiğimizle, bazen de hiçbir şey yapmayarak sadece duruşumuzla göstereceğimiz davranış toplumdaki yerimizin belirlenmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.
Bir hastaya istediğiniz kadar “ben seni ziyarete gelecektim” deyin, istediğiniz kadar “senin hastalığında aklım hep sendeydi, hep senin için dua ettim” deyin hastayı fiilen ziyaret etmiş olmak kadar inandırıcı olamazsınız.
İnandırıcı olmak için harekete geçmek gerek, davranışlarında göstermek gerek. İnsanın, birine sürekli papağan gibi sevdiğini tekrarlamasının yanında günlük yaşantısında harekete geçmemesi, fedakârlıkta bulunmaması, davranışlarında sergilememesi bütünleyici, reel bir sevgi olmayacaktır.
Allah’ın insana yüklediği misyon ve atalarımızdan aldığımız milli ve ahlaki mirasa sadakat göstererek belki de, bir davranış biçimi olarak algılayabileceğimiz süslü kelimelerle birlikte ifade ettiğinin paralelinde davranışta bulunmalıyız.
İnsanın edineceği bilinç, sonuçta davranış biçimi olarak kendini göstereceğinden çok küçük yaşlardan başlayarak himayemizdekileri ve iletişim içerisinde olduklarımızı davranışlarımızla eğitmeli, iyi bir davranış bilinci ile yoğurmalıyız.
Önemli olan arkadaşlarımıza, yakınlarımıza ve çevremizdeki bütün insanlara nasıl davrandığımız, ne tür katkı sağladığımız, ne kadar yararlı olabildiğimizdir.
Ne beşeri kanunlarda, ne de Allah katında fiiliyata geçmemiş bir düşünceden dolayı insan hesaba çekilmez.
Ancak, yaptığımız hareketlerle gerektiğinde yargılanır, cezalandırılır, ödüllendirilir veya hakkımızda kanaat oluşmasına vesile oluruz.
Düşüncesi, söylemi ve davranışları ile toplumdaki yerimizi alarak aynı zamanda topluma örnek olan insanlar olabilmek dileğiyle… 25.10.2011