Kenan Doğan açıklamasında; “Adıyaman Belediyesinin Sayıştay tarafından 2019 mali yılı denetlemesine ilişkin rapor kamuoyuna yansıdığı şekliyle oldukça düşündürücüdür. Daha önce gerek Saadet Partisi il Başkanlığı gerek Cumhuriyet Halk Partisi il Başkanlığı gerekse tarafımızdan bir kaç defa Adıyaman Belediye başkanlığının kamuoyu ile kanuna göre yaptığı ihaleleri gündeme taşımamıza rağmen gerekli tedbirler alınmamış olacak ki Adıyaman belediyesinde yapılan ihalelerin Ve bir takım diğer uygulamaların ilgili kanunlara uygun yapılmadığı konusunda kamuoyundaki söylem ve endişeler Sayıştay denetçilileri tarafından da dile getirilmiştir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ‘Temel İlkeler’ başlıklı 5’inci maddesinde açık ihale usulü ile belli istekliler arasında ihale usulünün temel usuller olduğu; diğer usullerin kanunda sınırları ve istisnaları belirtilen durumlarda kullanılabileceği; ayrıca idarelerin yapacakları alımlarda rekabeti sağlamaları gerektiği belirtilmiştir.
Mezkur Kanun’un ‘Doğrudan temin’ başlıklı 22’nci maddesinin birinci fıkrasının d bendinde, belediyelerin 2019 yılı için 30.101,00-TL’yi aşmayan ihtiyaçlarını doğrudan temin yöntemi ile karşılayabileceği hüküm altına alınmıştır. Bilindiği üzere doğrudan temin yöntemi isteklilerin idarece belirlendiği, rekabet ortamının sağlıklı şekilde oluşturulmasının güç olduğu ve ihale yöntemlerine nispeten şeffaflığın daha az olduğu bir alım türüdür. Bu alım türünün kullanım alanı, 4734 sayılı Kanun’da düzenlenmiş temel ilkelerden rekabet, kamuoyu denetimi, eşit muamele ve saydamlık ilkelerine aykırı uygulamalara sebebiyet verebilme potansiyeli dolayısı ile yine mezkûr Kanun ile oldukça sınırlandırılmıştır.
Bununla birlikte Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 'Temel İlkeler' başlıklı 4’üncü maddesinde ise “Eşik değerlerin veya parasal limitlerin altında kalmak (..) amacıyla mal alımları KISIMLARA BÖLÜNEMEZ.” hükmü yer almaktadır.
İdarede yapılan incelemeler neticesinde, şubat ve mart aylarında gerçekleştirilen ve aşağıdaki tabloda dökümüne yer verilen afiş alımlarının, ihale yoluyla temini yerine parasal limitlerin altında kalmak amacıyla kısımlara bölündüğü ve tek bir firmadan doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirildiği görülmüştür.
Yine aynı Sayıştay raporunda belediyede memur ve işçi şirket elemanları ile birlikte toplam olarak 1412 kişi çalıştığı bunlara yıl içerisinde ara ara İŞKUR aracılığı ile çok sayıda işçi çalıştırıldığı ayrıca Belediyenin işlerinin büyük bir bölümünün de hizmet alımı yapılarak yerine getirildiği göz önünde bulundurulduğunda 1412 kişinin ne iş yaptığı kamuoyunca merak edilmektedir. Aynı raporun 6. Maddesinde Belediye başkanınca her yıl belediyenin memur personelleri arasından performanslarına göre personel sayısının yüzde 10 nu aşmamak kaydıyla yılda iki defa performansa dayalı ikramiye verilebileceği belirtilmiş ve bu Başarılı kişilerin kimler olduğunu belirleme yetkisini de kanunla Belediye başkanına vermiştir. Ancak görünen belediyede bu tür ödemeler sadece üst düzey yöneticiler için yapılmış ve diğer çalışanlara hiçbir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. Buradan şu anlaşılıyor ki Adıyaman belediyesinde en iyi çalışanlar müdür ve daha üstü kadrolarda planlarmış. o zaman akla şu geliyor madem müdür ve daha üst düzey görevliler bu kadar bilgili becerileri ve performansları yüksek çalışıyorlar o zaman neden belediye gelirlerinin tahsilat bu kadar düşük, ihale kanununun uygulanmasında bu kadar çok yanlışlıklar var. Kamu malları 2886 sayılı Devlet ihale kanununa tabi olarak istisnai durum hariç on yıldan fazla ihale edilemezler hükmüne rağmen 1986 dan beri aynı şahıslara tarafından kullanılmakta ve ihaleye ilişkin işlemlerin yenilenmemiş,yeniden ihaleye çıkılmamış ve bir encümen kararıyla devam ettirilmiştir bunun gibi mevzuata aykırı yüzlerce düzenleme ve işlemlerin sorumlusu da performansı en yüksek olan amirlerin olması gerekmiyor mu.” Dedi.