Dünyanın jandarmalığına soyunan başta Amerika olmak üzere, Batılı emperyalistler, İslam coğrafyası üzerinde sayısız senaryolar üretip, uygulamaya koymak için canhıraşça çalıştıklarına hepimiz şahidiz.

            Coğrafyanın fersah fersah ötesinde olan ve türlü emellerin peşinde koşan söz konusu güçlerin, bir de bölgenin odağında bulunan Siyonist ortakları mevcut…

            Başta coğrafyamız olmak üzere, dünyanın tamamında gerçekleşen türlü olumsuzlukların temelinde malum odakların bulunduğunu söylemek mümkün.

            Bu güçler birinci dünya savaşının akabinde bölgeyi parçalayıp ufacık devletler haline getirdiler.

Her ülkenin başına ise sözde temsili demokrasi palavralarıyla kendi zihniyetinden olan diktatörler atayarak, okyanus ötesinden “dediğim dedik, çaldığım düdük” kabilinden yönettiler…

Zira bazen evdeki hesap çarşıya uymuyor. Emperyalist ve Siyonist odakların da hesabı son zamanlarda tutmaz oldu:

Lübnan’da suikasta uğrayan dönemin başbakanı Hariri sonrasında, güya bir taraftan Hizbullah’ı Lübnan siyasetinden uzaklaştırmak, diğer taraftan Suriye’yi köşeye sıkıştırarak bazı emellerine kavuşmak istediler.

Maalesef bu konuda hesapları duvara tosladı…

Hariri’nin ölümünden sonra Hizbullah daha da güçlenerek iktidara gelirken, keza Suriye’de de istediklerini elde edemediler, böylece senaryoları tutmadı.  

Yine Suriye üzerinden Hizbullah ve Hamas’a giden Şii ittifakın yolunu tıkamak amacıyla, İran’ı kimyasal silah bulundurmakla itham edip, kamuoyu nezdinde tecrit etme gayreti gösterdiler.

Bu defa karşılarında Türkiye gibi güçlü bir muhalefetle karşılaştılar. Türkiye “eğer bölgeyi kimyasal denilen illetten kurtarmak istiyorsanız, önce İsrail’in kimyasal silahlarını imha edin” diyerek önemli bir tavır sergilemiş oldu.

Son zamanlarda ise, söz konusu devletçikleri yöneten zorbaların kullanım tarihinin geçtiği kanısına vararak, yeni kuklaları işbaşına getirme gayesiyle bölgede “Arap Baharı”nın esmesine çomak soktular.

Bu defa yine hesapları tutmadı, çünkü “Arap Baharı” fitilinin ateşlenmiş olduğu ve ardından demokrasiye geçiş yapan Tunus’ta, geçtiğimiz günlerde yapılan seçimlerde İslamcı duruşuyla bilinen ENNAHDA lideri Raşid Gannuşi seçim zaferini ilan etti.  

Libya ve Mısır’da keza işler rayında gitmiyor…

Görünen o ki; Kuzey Afrika’dan Hazar Denizi’ne dek uzanan kuşakta artık emperyalist ve Siyonist güçlerin aksine Müslüman Kardeşler örgütünün hâkimiyeti başlıyor olacak.  

Hülasa dünyanın jandarmaları konumundaki malum odakların hesabı tutmuyor, her hamlede duvara tosluyorlar.

Selam sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…01.11.2011