Hayatın baharında dalından kopartılan bir çiçektim,

Başıma gelecekleri tahmin bile edemezdim,

Savunmasızdım, çaresizdim, güçsüzdüm.

Gencecik bir kızdım daha,

Bir sonraki bahara açmayı bekleyen gencecik bir umut,

Yeni baharlarda yeniden yeşerecek, küçücük bir tomurcuk,

Meslek sahibi olup, en iyi yerlere gelecektim,

Biliyorum, başarabilirdim.

Sevecek, sevilecek, beyaz gelinliğimi giyecek, sevdiğimle evlenecektim.

Eş olacaktım, anne olacaktım.

Hayaller kurmaya devam edip,

Hayallerimi gerçekleştirmeye çalışacaktım.

Çaldılar;

Bütün umutlarımı, bütün hayallerimi yıktılar,

Başıma geleceğini hiç düşünmediklerimi yaşattılar...

Yaktılar;

Umutlarımın yanında, bedenimi de yaktılar,

Korktum, kurtulmaya çalıştım, bağırdım,

Sesimi kimseye duyuramadım.

Bitirdiler;

Hayatımı, gençliğimi, ailemi...

Bedenimdeki acıların kat be kat fazlasını ruhumda yaşattılar.

Canımın yanması, ruhumun acısından daha fazla değildi,

Defalarca ölmeyi diledim ve öldürdüler.

Acımadan, gözlerini kırpmadan, kıllarını bile kıpırdatmadan.

Kurtulamadım;

Canilerin elinde acımasızca, saatlerce direndim,

Ama kurtulamadım...

Sesimi kimseye duyuramadım, çığlıklarımı içimde attım.

Ben utandım yaşadıklarımdan,

Yaşatanlar utanmadılar.

Annemin sesini duydum sonra, derinden, uzaktan ama en yakından;

Keşke kurşunla öldürselerdi dedi,

Kızımın canı çok yanmıştır, keşke kurşunla ölseydi.

Ben Özgecan Aslan

Canım çok yandı, çok acı çektirdiler, çok acı çektim.

Keşke kurşunla ölseydim...

(Kadınlar Günü'müz kutlu mu şimdi? Kutlu olabiliyorsa, olsun hadi!)

Emine Özel Summak

​​​