ve ruhsal anlamda insanlar için bir şifa içeriğine sahiptir. Bu ayların kıymetini bilip, bizd“Bir kimsenin düşmanının düşmanı olması onu dost edinmeye kâfi sebep değildir.“
Arif Nihat Asya
Müslümanlar tarafından kabul edilen Kurban Bayramı, Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramdır. Kurban Bayramı, Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine `Eyyâm-ı nahr` (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke`de hac farizasını ifa ettikleri, yerine getirdikleri vakittir. Dini özellikleri bakımında bakıldığında, Müslümanların içerisin özellikle bir takım duyguların hissedilmesi, yaşanmasıdır. Bayram ise; selamlaşmak, yardımlaşmak, küskünlüklerin ve dargınlıkların ortada kaldırılmasıdır. Kurban ise bir teslimiyettir. Her yönüyle bizi birbirimize yakınlaştıran, birleştiren ve fakir, fukaranın da halini düşünmektir. Yoksa Allah’ın keseceğimiz kurbanlara ihtiyacı yoktur. Şuna da dikkat çekmek lazım ki sırf gösteri olsun diye kurban yapılmamalıdır. Manevi anlamda yaşamak ve inanmak lazımdır. Dinimizde yer alan bu ve buna benzer bayramlar ve kandiller, Müslümanlar için çok önemli değere sahiptir. Çünkü bu aylarda günahların af olduğu, temizlendiği aylardır. Bu ayların faziletlerine bakıldığında biyolojik, fizyolojik en sonraki nesillere bir sembol olarak değil, gerçek anlamda bu değerlere sahip çıkılmasını aşılamaktır. Gelişen çağla beraber değerlerimizden gittikçe uzaklaştığımız bir gerçektir. Geçmişle şu an arasında büyük farkların olduğu görüldüğü gibi, eski heyecanından gittikçe azaldığı, uzaklaştığı bilinmektedir. Bizim görevimiz yaşadığımız dönemde azalan muhabbetler, gidip-gelmeler ve hal-hatır sormaları bu vesile ile tekrardan canlandırmak, yaşatmaktır. Temel felsefemiz sosyal dünyadan gerçek âleme getirecek nesillere dini ve milli duygular aşılamak, yetiştirmektir. Bu günlerde tüm kırgınların bir tarafa bırakıp, başka hesaplara girmeden yaşanmış olumsuzları ortadan kaldırmamız hem Müslümanlık için hem de insanlık için bir ihtiyaçtır. Şimdiki çocuklara bakıldığı zaman her şeyden uzak tutulmuş, bireysel bir yaşantının içerisinde yer almaktadır. İleriki zamanda bu ve buna benzer çocukların yaşamalarını, paylaşımlarını siz tasavvur ediniz. Hayattan kopmadan milli ve dini değerlerimizi en içten duygularla yaşatıp, sahip çıkmamız lazımdır. Bizi biz eden değerlerimizdir, yaşantılarımızdır. Bunlar olmadan diğer milletten farkımız nedir? İşte bu yüzden değerler parçası olan yaşantımızı dezenformasyona uğratmadan, her yeni değerleri de kendi değerlerimiz içinde eritip yaşatmaktır. Değinmeden duramayacağım, ne üzücü ki böyle günlerde terör, insanların yaşamına son vermekten bir an olsun vazgeçmiyor. İnsanlıktan yoksun, niçin yaşadığını bilmeyen bir örgütün bundan başka ne beklenir ki? Tabii ki hiçbir şey. Tüm dünyanın gıptayla baktığı Türkiye’yi kargaşa ortamı yaratmak için tüm güçlerini seferberlik ilan ettikleri her halinden bellidir. Elbette bu toplum hain darbe planını nasıl ki bertaraf ettiyse aynı şekilde bu terör belasından da kurtulacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kime hizmet ettikleriyle beraber hepsi, bu ağırlığın altında kalacaktır. Bu vesile ile Hac vazifelerini ifa eden Hacılarımızın niyetlerini ve duaların kabul etsin. Bu mübarek bayramda Allah; vatanımızı, milletimizi her türlü beladan sakınsın. Hayatlarını kaybeden şehitlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum.
Vesselam…!!!