Dr. Öğr. Üyesi Özçora, epilepside ilk adımın doğru tanı koymak olduğunu belirterek, “Çocukluk çağında epilepsi hastalığının görülme sıklığı yüzde 0.5 – 1 arasında” dedi.
Epilepsinin klinik bir tanı olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özçora, “Nöbet şüphesi olan hastanın mutlaka çocuk nörolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
“Bazı epilepsi çeşitleri aynı anda ya da ardışık olarak kişilerde birçok belirti ve bulgunun ortaya çıkmasına neden olabilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Özçora, epilepsinin genel belirtilerini şöyle özetledi:
“Sinirlerin dinlenme ve uyarılma durumları arasındaki dengesizlik, epilepsi nöbetlerinin altında yatan nörobiyolojik temeli oluşturabilir. Ani olarak ortaya çıkan yoğun korku ve endişe hali, mide bulantısı, sersemlik, görme ile ilgili değişiklikler, ayak ve ellerin hareketlerinde kısmi kontrolsüzlük, vücudun dışına çıkmış gibi hissetmek, baş ağrısı gibi belirtiler varsa bir doktora başvurulmalıdır.”
Epilepsi nöbetini en çok uykusuzluk yorgunluk ve açlığın etkilediğini anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Özçora, şöyle devam etti:
“Nöbet için verilen ilaçları içmeyi unutmak, uzun süreli uykusuzluk, öğün atlamak, enfeksiyonlar, aşırı stres, heyecan, ateş, güneş altında aşırı kalma, televizyon, bilgisayar, filmler, hareketli videolar, oyunlar gibi hızla yanıp sönen ışıklar, bazen aşırı sıcak su, hormonal değişiklikler ve soğuk algınlığı için kullanılan bazı ilaçlarda bazen nöbeti tetikleyebilir.”
Dr. Öğr. Üyesi Özçora, epilepsi nöbeti sırasında neler yapılması gerektiğini şöyle sıraladı:
“- Nöbet sırasında çocuğunuzu sağ ya da sol tarafına doğru yatay pozisyonda yatırın.
- Başının altına bir yastık koyun, yakası sıkıysa gevşetin.
- Her türlü nöbet sonrası hasta hastaneye götürülmelidir. İlk nöbet sonrası 6-8 saat arasında nöbet tekrar edebilir.
- Nöbet sonrası çocuğunuzu en yakın sağlık kuruluşuna götürebilir ya da takip eden doktoruyla iletişim kurabilirsiniz.”
Kaynak : PHA