malatyahaber.com adlı sitede 18.9.2015 tarihinde yayınlanan “Suyunuzu bize verin” başlıklı haberi okudum. Kurulduğu tarihten bu yana Adıyaman Nemrut Dağı Milli Parkı Koruma Platformu Sözcülüğü görevini de naçizane yerine getirmeye çabaladığımdan bir ay önceki basın açıklamamızın dışında birkaç kelam daha etmeyi uygun gördüm. Şöyle ki;
Nemrut Dağı Milli Parkı’nın Malatya tarafında turistik otel yapımının önünü açan; Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2012 yılında verilen kararlarının, yöre doğallığına ve turizmine zarar vereceği gerekçesiyle açtığımız yürütmenin durdurulması ve iptal talebimiz Danıştay tarafından 16.4.2015 tarihinde kabul edilmiştir.
Partiler üstü ve tek sermayesi kolektif akıl olan platformumuzu oluşturan gönüllü insanların girişimiyle başlayan davada olumlu sonuç elde edilmesinin; salt “vatandaşlık gücü”nün nelere kadir olduğu ve olabileceği ile birlikte ülkemizin hukuk devleti olduğunun bir kez daha görülmesi açısından Malatyalı kardeşlerimizce de sevinçle karşılanması gerektiğini düşünmekteyiz.
Şahsımın da davacıları içerisinde olduğum bu konudaki açılan üç dava sonucunda bakanlık işlemi Danıştay’ca iptal edilmiştir. Adıyaman Valiliğince hiç bir dava açılmadığı gibi davalara müdahilliği de olmamıştır.
Adıyaman tarafında yapılan Turist Hizmet Evinin su ihtiyacı için sondaj çalışmalarından olumlu sonuç alınamaması üzerine Adıyaman Valiliğinin bu ihtiyacı “komşusu il”den talep etmesi, üniter devlet olduğumuzun bir gereği olarak düşünülmelidir. Ki, Malatya’nın “komşusu il” sınırları içerisindeki Nemrut Dağı Heykellerine daha kolay ulaşmak için Pütürge-Nemrut yolunu açma ve turistik yol kapsamına alma gerekçesinin de aynı üniterlik ilkesine dayandırıldığı kanısındayız.
Malatya’nın Pütürge ilçesi Büyüköz Mahallesi(Köyü) Muhtarı’nın demecinde; Adıyaman Valiliğinin Malatya Valiliğinden talep gerekçesini ret etmek için Yanören mezrasındaki mevcut kaynak suyunu, kendi ihtiyaçlarından fazla olmadığını ileri sürerek kısmen de olsa vermek istememesini en doğal öz savunma hakkı olarak görmekte ve saygı ile karşılamaktayız. Lakin haber metninin satır aralarından okunduğu kadarıyla; en masumane bir su talebini dahi “fırsat” sayarak Nemrut’ta otel yapımının önlenmesi için açtığımız ve sonuçlanmış davadan dolayı bir “öç alma” aracı haline dönüştürülmesi ve aralarında hiçbir illiyet bağı olmadığı halde adeta “Malatya tarafında devasa otel yapımı ile Adıyaman tarafında minnacık Turist Hizmet Evi su ihtiyacının takası” niyetlerinin yansıtılması toplum barışı açısından yararlı görülmemektedir. Bu yorumumuzda yanılıyor olmamız en halisane dileğimizdir.
Bu uyuşmazlıkta da hukuk yolları açık ise de öncelikle; suyun köye getirilmesi esnasında köylülerin yaptığı söylenen şahsi masrafları da göz önünde bulundurarak Adıyaman ve Malatya il yöneticileri ile siyasi aktörlerinin; karşılıklı dostane görüşmelerle ortak ve adil bir çözüm yolu bulacaklarına inanıyoruz.
Son bir söz; “Meşruiyet içerisinde çare tükenmez.”
0532-422 95 28 [email protected]