Üç bin yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan, günübirlik yaşayan insandır. Goethe

Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre, “ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, ABD Başkanı Donald Turmp’un PKK’nın Suriye uzantısı PYD’ye silah verilmesi talimatını onayladığını açıkladığını bildirdi.” Her defasında ABD, Türkiye’ye destek ve güvence veriyoruz. Böyle bir desteğe ne ihtiyacımız var ne de böyle bir desteğin taraftarıyız.  ABD’nin sergilediği tutumu anlamakta zorluk çekiyoruz. ABD’nin ikili tutumları bir tarafa bırakarak devlet olma özelliğini yerine getirmesi kendileri için önemli olacaktır.  Her zaman en büyük müttefiki olduğunu söyleyen Türkiye, tüm sorumluklarını yerine getirmeye büyük bir ehemmiyet veriyor. Dostluk, tek taraflı olmadığı gibi karşıdan beklenti içerisine girmek de hiç olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ABD’ye yapılacak ziyaret yeni bir sayfanın başlangıcı olmasını dileriz. İnsanlığın yaşması için dünyanın sigortası olmaya çalışan Türkiye, maalesef Batı tarafından hoş karşılanmıyor. Mazlumun ve ezilmişin elinden tutmaya çalışan ve sesi olmaya büyük gayret gösteriyor.

Aslında görünen köy kılavuz istemez sözü bu bağlamda çok manidardır. Çünkü 15 Temmuz darbesinin planları ve projesi bu ülkede yani ABD’de yapılmış ve darbeden sonra kaçakların ise bu memlekette en üst düzeyde hayatlarını idame etmeye devam ediyorlar. Tüm belge ve bulgulara rağmen, her türlü delili sunmamıza karşın bin bir türlü bahaneler öne sürerek kulak tıkaması, oralı olmaması her şeyin açık göstergesidir. Demokrasiden dem vuran, insan haklarına saygı duyan ABD, ne yazık ki meşru hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik darbe yöneticilerini barındırmaları hangi hukuka sığar. Hangi taraftan tutarsan tut, tutarsızlık emsalinin somut örneğidir. Bu tehdit hala güncelliği korumakta, yeni yeni dalgalar gelme durumu da mevcuttur. Bu darbe teşebbüsünde bulunanların sığınak limanı olmuştur. Türkiye karşı yapılan her olumsuz eylemi sahiplenmeyi kendine vazife etmişler.  

Türkiye ile ABD uzun zamandır müttefiktir. Birbirine güven vermesi gerekirken, aksi tutum sergilemede herhangi bir beis görmüyor. Açık bir şekilde terör örgütlerine silah yardımı yapıyor. Kanayan yaraya tuz basıyor, yaranın açılması için elinden gayreti maalesef gösteriyor. Bu terör örgütlerin varlığın korunmasının altında yatan neden parçalamayı düşündükleri Suriye’den sonra Türkiye’ye yönelmektir. Bunu başarabilmenin tek yolu da törüre sığınarak hayale giden emellerini gerçekleştirmek. İşlenen eserin muhtevası açısında bakıldığın Siyonist zihniyeti mutlu etse de aslında kendi tezleriyle tezatlaşacağı gibi ülkeye dayatmaya çalıştığı hukuk kavramların altına dinamit yerleştirmeye devam eden zihniyetin bizatihi tezahürüdür. Batı’nın terör konusunda tavrı net olduğu bir dönemde bölgede söz sahibi olan devletlerin bu tuzağa düşmeleri, bir sonraki hamlenin kendileri olacağından haberdar olmalıdırlar. Barış ve huzur getirme niyetleri olsa başta Filistin’de yaşananlar insanlık ayıbı olmanın yanı sıra, her gün binlerce göçmen gözlerinin önünde boğuluyor. Aldıkları tedbir yakalamak, olduğu gibi iade ve ölüme terk etmeleridir. Bu anlamda görevlerini layıkıyla yerlerine getiriyorlar. Parçalanan devletlere bakıldığında hepsinin içersinde Batı ve ABD vardır.

Vesselam!